Browsing tag

medine

Sevr’den Ayrılış (1 Rebiülevvel Hicrî 1)

Tarih 1 Rebiülevvel Pazartesi Hicrî 1. yılı gösteriyordu. Allah Resûlü ve Hz. Ebû Bekir, Sevr’de üç günü arkada bırakmışlardı. Derken Âmir ile birlikte rehber Abdullah İbn Uraykıt da gelmiş; kendilerini Medine’ye taşıyacak olan develeri beraberinde getirmişti. Zira bugün Sevr’den Medine’ye doğru hareket edilecekti. Develeri teslim alan Hz. Ebû Bekir (radıyallahu anh), en güzel ve bakımlı […]

Fetih Ordusunun Medine’den Hareketi ve Ebû Süfyan’ın Gelişi

Medine’den Hareket Hicretin üzerinden sekiz yıl geçmişti ve nebevî davetle birlikte mü’minler akın akın Medine’ye dolmaya başlamıştı. O güne kadar Müslüman olmuş herkes, bu nebevî davete icabet etmiş, Allah Resûlü’nün davetini alır almaz silahını alıp Medine’ye koşmaya başlamıştı. Bir çarşamba günüydü; Ramazan ayının onuncu günüydü. Tabii olarak herkes oruç tutuyordu. Resûlullah, önce cemaatine dönüp: – […]

Efendimiz’in (sas) Medine’deki İlk Günü

Kuba’dan hareket Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) Kuba’da on dört gün kalmış ve on beşinci gün Pazartesi sabah Neccaroğullarından bir gruba haber göndermişti. Onlar da kılıçlarını kuşanmış gelmişlerdi. Peygamberimiz Kasva’ya binmiş, Hz. Ebu Bekir de redifindeydi. Tam hareket etmek üzereydiler ki Allah Resûlü’nün ayrılmasını istemeyen Amr İbn-i Avf oğulları gelmiş önünde durmuşlardı. “Ya Resûlallah! […]

Asr-ı Saadet’te Medine Toplumu

Resûlü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem), Mekkeli müşriklerin inatla inkârcılıklarını sürdürdükleri bir ortamda, 13 yıllık tebliğ otağını Medine’ye taşımak durumunda kalmıştı. Medine toplumu, Hicret’in ilk yıllarında Müslümanlarla birlikte Yahudiler, müşrikler ve -az da olsa- Hristiyanların birlikte yaşadıkları karmaşık bir yapıyı andırıyordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), şehrin emniyeti için farklı etnik ve dinî gruplardan oluşan […]

Ci’râne’den Medine’ye Dönüş

Mekke’yi fethettiği günden bu yana seksen günden fazla zaman geçmişti; on üç günlük Mekke yolculuğu da hesaba katıldığında Allah Resûlü’nün Medine’den ayrılışının üzerinden geçen süre üç aydan fazlaydı. On üç gündür Ci’râne’de bulunuyordu; Zilkâde ayının bitimine on üç gün vardı ve bir çarşamba akşamı Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), vadinin alt tarafında bulunan mescitte ihrama […]

Medine’nin Gülü

Andım yine Sen’i her şey yâdımdan silindi, Hayâlin gönlümün tepelerinde gezindi; Bu bir serâp olsa da hafakanlarım dindi.. Andım yine Sen’i her şey yâdımdan silindi. Keşke hep aşkınla oturup aşkınla kalksam, Rûhlar gibi yükselip de ufkunda dolaşsam; Bir yolunu bulup gönlünden içeri aksam.. Keşke hep aşkınla oturup aşkınla kalksam. Bir bilsem, vuslata ne zaman ferman […]

AYDINLIK DÜNYANIN HOŞGÖRÜ ZEMİNİ

Artık çok yönlü bir faaliyetin yürütüldüğü Medine, sulh ve sükûnun, emniyet ve güvenin de merkezi hâline gelmişti. Kaos ve kargaşa dönemi çoktan sona ermiş ve medeniyet televvünlü yeni yüzünde huzurun tebessümleri müşahede edilmeye başlamıştı! Elbette bu, sadece zamanın belli bir dönemini içine alan geçici bir huzur olmamalıydı; onun için Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), insanlara […]

Medine’den Hareket

Artık gelen gelmiş ve sıra, İslâm ordusunun yola çıkmasına gelmişti. Resûlullah her kabileye sancak ve bayraklarını hazırlamalarını söylüyor ve onları savaşa teşvik ediyordu. – Kişi, ayakkabıyla yola çıktığı sürece süvari gibidir, buyurarak ashâbını ayakkabı giymeleri konusunda teşvik ediyordu. Zira binecek bir hayvanı olmayanlar açısından, bu kadar uzun mesafelerin aşılabilmesi, ancak böyle mümkün olabilirdi! Kendisinden önce […]

Medine

Artık yolculuk bitmişti; Medine’ye girmek üzerelerdi. Bir aralık ashâbına dönen Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem): – Şu anda Medine’de öyle insanlar var ki, sizin gittiğiniz her yerde, adım attığınız her vadide hep sizinle beraberlerdi, buyurdu. Anlaşılan, arkada kalıp da gelemeyen herkesin münafık olmadığını anlatmak istiyordu; zira onlar arasında, Ka’b İbn Mâlik, Mürâre İbn Rebî’ […]

İslam’a Koşuş Devam Ediyor

Mekke’nin fethinden sonra hızlanarak süreklilik kazanan hey’etlerin gelişi, Efendimiz’in Tebûk’ten dönüşüyle birlikte yeniden hızlanmıştı ve bundan böyle Medine, hemen her gün yeni bir hey’eti misafir ediyordu. Daha düne kadar karşı koyma yarışına giren veya gidişatın sonucunu beklemeyi tercih edenler, Mekke’nin fethi, Huneyn ve Tebûk gibi önemli dönüm noktalarında Allah Resûlü ve ashâbın elde ettiği muvaffakiyetleri […]