Browsing tag

medine

Hz. Âişe Validemizle Evlilik (Şevval 1 Hicrî)

       Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) hicretinin üzerinden yedi ay geçmiş, Mescid‑i Nebevî inşa edilmiş ve etrafında yeni bir medeniyet şekillenmeye başlamıştı; zulmün hükümfermâ olduğu Mekke’de Kur’ân’a hasret kalan kulaklar, medeniyete maya olan Medîne semalarından yükselen beş vakit ezan sesiyle uyanıyor ve insanlar, ilâhî kelâmı terennüm etmede âdeta birbirleriyle yarışıyordu!        Beri tarafta, Allah Resûlü’ne (sallallahu aleyhi […]

Şevvâl Ayı ve Efendimiz’in (sas) Hayatındaki Yeri

Şevvâl (الشوّال), kamerî yılın Ramazan’dan sonra ve Zilkâde’den önce gelen onuncu ayıdır. Bayram ayı olarak da adlandırılır. Şevl kökünden türeyen şevvâl kelimesi sözlükte “yukarı kalkmak, yükselmek; kaldırmak, kova dibinde kalan su, yaşlık” anlamlarına gelir. Câhiliye döneminde onuncu aya Şevvâl adının verilmesinin nedenleri ise şöyle açıklanmaktadır: Araplar kamerî ayların eski adlarını değiştirirken bu ay, yaz mevsiminde […]

Efendimiz’in (sas) Bir Hassasiyeti: Şevval Orucu

Ramazan-ı Şerif’ten sonra gelen ve ilk üç gününü Ramazan bayramı olarak kutladığımız Şevval ayında (ilk bayram günü hariç[1]) altı gün oruç tutmak, Allah Resûlü’nün (sallallâhu aleyhi aleyhi ve sellem) terk etmediği ve ashâb-ı kirâmı da tutmaları yönünde teşvik ettiği bir sünnetttir. Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), Ramazan ile beraber Şevval ayında altı gün oruç […]

Efendimiz’in (sas) Ramazan’da Kur’ân’la İrtibatı

Kur’ân-ı Kerim, “Kelâmullah” (Allah’ın sözü) ve “Kitâbullah” (Allah’ın kitabı)dır. O sözlerin en güzeli,[1] en kutlusu ve mübareği,[2] O, Allah’ın en sağlam ipi (hablü’l-metin)[3] ve kopması mümkün olmayan “sapasağlam bir kulp”tur (el-urvetu’l-vüskâ)[4]. O, insanları en doğru yola ileten[5], gönüllerdeki dertlere şifa kaynağı, hakkı batıldan ayıran en açık ve parlak delilleri ihtiva eden[6] bir hidâyet rehberidir.[7] O […]

Fıtır Sadakasının Vacip Oluşu (28 Ramazan 2 Hicrî)

Ramazan’a has infak ve ibadet çeşitlerinden birisi de “Fıtır sadakası”dır. Türkçemizde öteden beri “fitre” olarak adlandırılan bu sadaka çeşiti; Allah’ın insana yaşama, Ramazan ayını idrak etme, onun bereketinden istifade etme imkânını vermesine karşılık infak türünden bir şük­randır. Fıtır sadakasına “baş zekâtı” veya “beden zekâtı” da denmektedir. Bu isimlendir­meler onun şahsa bağlı, yani her şahıs başına […]

Milletinin Helakine Değil Hidayetine Dua Eden Nebi

Allah Resûlü, Mekke’den Medine’ye hicret etmiş ancak kavminden kopmamıştı. Hala kendisini doğduğu ve yetiştiği ve 53 yıl yaşadığı vatanından çıkmak zorunda bırakan Kureyş toplumunu düşünüyor ve onları Hak ile buluşturma adına yollar arıyordu. Bu hususta bir taraftan fiili adımlar atarken diğer taraftan kavlî dualarını da eksik etmiyor, ashabını da özellikle bu mevzuda teşvik ediyordu. Zira […]

Nebevî Eğitimin İlkeleri: “CEZALANDIRMA” (2)

Nebevi Eğitimde Ceza Talim ve terbiyede ceza, çocuklarda ya da gençlerde istenmeyen olumsuz bir davranış görüldüğünde o davranışı değiştirip yerine olumlu/iyi davranışı yerleştirmek için uygulanan yaptırımları içerir. Her ne kadar ceza denildiğinde akla dövme/dayak atma gelse de eğitimde cezalandırmanın da bir değeri olduğunu belirten bütün ekoller, ittifakla böyle bir uygulamayı doğru bulmazlar. Bu açıdan Nebevî […]

Nebevî Eğitimin İlkeleri: “HİKMETLE UYAR!” (2)

Nebevî Eğitim Allah Resûlü kendisine vahyedilen kitabı ve verilen hikmeti öğretiyor bunu da hikmetle yani en isabetli yöntemle yapıyor; muhataplarını yanlışlardan ve her türlü kötülüklerden arındırırken onların kalplerini kırmıyor, uzaklaştırmıyor bilakis kendine daha da yaklaştırıyordu. Yaptığı özlü uyarılar ve verdiği hikmetli cezalarla Allah’a ve Resûlüne olan iman, irfan ve sevgilerini katlıyor; onları kalp ve ruhun […]

İki Hicret ve (Mekkeli) Zalimlerin Karakteri

Tevhit ve nübüvvet tarihi boyunca hak dinin ve davanın karşısına dikilen, zulmeden ve azgın kalabalıklara önderlik eden kişilerin ve zümrelerin, belli başlı karakter özellikleri vardı. Kur’ân bazen doğrudan bazen de açık uçlar bırakarak bu hususa, Firavun, Nemrut ve azgınlıklarından dolayı helak edilen kavimler üzerinden dikkat çeker. Hatta Kur’ân, “De ki: Herkes kendi mizaç ve karakterine […]

Nebevî Bir Yol: Geniş Tabanlı Hareket (2)

Asr-ı Saadet’te elde edilen ve etkisi kıyamete kadar sürecek neticelerin altında yatan esaslardan birisi de hemen her hususta geniş tabanlı hareket edilmesi olmuştu. Hira’da ilk vahyi alan ve peygamberlikle görevlendirilen Hz. Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm), ilahî hak ve hakikatleri, temsil ve tebliğ için yirmi üç yıl kesintisiz devam edecek bir aksiyon başlatmıştı. Fert, aile ve cemiyet […]