Browsing tag

iman

Farklı Yönleriyle Hz. Muâz İbn-i Cebel (3)

İmanı Allah Resûlü’nün temsil ve tebliğ ettiği Kur’ân, Cahiliye döneminin şirk ve ahireti inkâra dayalı inanç anlayışını kaldırır ve yerine, tevhid, nübüvvet, ahiret, ahlak, ibadet ve adalet temelli yeni bir iman anlayışı getirir. Bu anlayışı kabul ve esaslarını hayata taşıma ancak tahkiki iman, irade ve şuurla olabilir. Zira işin içerisinde bedevî bir toplumun kabul ettiği […]

İdealleri İle Asr-ı Saadet Gençleri (1)

Gençlerin, hayata tutunmaları ve yalnızlığa sürüklenmemeleri; sahip oldukları dinamizmi, enerjiyi, gücü, heyecanı, sağlığı, vakti ve her türlü imkanı doğru yerde ve yönde kullanmaları; kendilerine, ailelerine, çevrelerine, topluma hatta insanlığa faydalı fertler olarak yetişmeleri ve hizmetler ortaya koymaları; ilim, iman, ibadet, ahlak, hak ve hukuk sınırları içerisinde onurlu bir ömür sürmeleri; hep iyilik, hayır ve hasenat […]

İman Esaslarının Özellikleri ve İtikatta Asimilasyon (2)

İman Esasları, Akla ve Fıtrata Uygundur! İnsan, donanımı ve tecrübeleri dolayısıyla inancını/imanını aklî ve mantıkî temellere dayandırma ihtiyacı duyar. Bu açıdan iman esasları, akıl ve fıtrata, en uygun muhtevaya sahiptir. Allah’ın dini, insan aklına ve fıtratına ters düşen; akıl ve mantığın temel ilkeleriyle çelişen prensipler içermez. Getirdiği esaslar, ortalama insan aklının kavrayabileceği, makuliyetini anlayabileceği ilkelerdir. […]

İman Esaslarının Özellikleri ve İtikatta Asimilasyon (1)

Müslümanlar, iman esaslarını ve onların özelliklerini iyi bilirlerse hicret ettikleri coğrafyalarda, asimile olmadan yaşamayı başarır ve çevrelerine de daha faydalı fertler olurlar. Aksi takdirde aklî, mantıkî ve ilmî delillere dayalı olmayan iman, şüphe rüzgarları ve dalalet fırtınaları karşısında varlığını devam ettiremez. Daha çok çevreden görülerek öğrenilen ya da anne-babadan miras olarak alınan taklidî imanla fırtınalı […]

Biri Bin Yapan Değerler

Ömrün hamd, huzur ve ihsan dolu geçmesi, ölümün ötelerdeki rıza yamaçlarına geçiş kapısı olması adına bazı hayati hususlar ve değerler vardır. İman, ahlak, vefa, takva, sevgi, saygı, sadakat, hayır, afiyet ve adalet belki ilk akla gelenler. Onlardan bir tanesi de içine girdiği her şeye ayrı bir derinlik, zenginlik, enginlik ve genişlik katan “bereket”tir. Lügat anlamı […]

Meleklerin İstiğfarına Mazhar Ruhlar

Müminlerin temel hedefi, ötelere, hataları, kusurları, isyanları ve nisyanları ilahi affa uğramış, her türlü haktan, lekeden ve kirden arınmış olarak tertemiz gitmektir. Zira bir imtihan meydanı olan dünya hayatı hitama erdiğinde herkesi çetin mi çetin bir muhakeme ve muhasebe beklemektedir. Emir olunan gibi istikamet üzere bir ömür sürenler açısından endişe edecek bir durum yoktur. Kur’ân […]

Müjdeler Olsun Gariplere!

İslâm nasıl başlamış ve acaba nasıl inkişaf etmiştir ve daha sonra âhirzamanda İslâm’ın durumu nasıl olacaktır? Gaybın Son Habercisi Peygamber Efendimiz Aleyhi’s-salatu Ve’s-selâm, bu mevzuda herhangi bir açıklamada bulunmuş mudur? Bu sorular ve bunların cevapları aslında inanan her insanın ortak bir merakıdır. Zîrâ her müminin, inancıyla doğru orantılı olarak İslâm’ın dünü, bugünü ve istikbaline karşı […]

Efendimiz’in (sas) Rîsâletinin Cinleri de Kapsaması

Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) nübüvveti, yalnızca insanları değil, aynı zamanda cinleri de kapsamaktadır. İnsanlardan inanan-inanmayan olduğu gibi, cinlerden de inanan-inanmayanlar vardır. Resûlullah henüz Mekke’de iken, cinler onun yanına gelmiş ve Kur’ân’ı dinlemişlerdir: “Hani Biz bir vakit cinlerden bir takımını Kur’ân dinlemeleri için sana göndermiştik. Kur’ân’ı işitip dinleyecek yere gelince birbirlerine: “Susun, dinleyin!” dediler. […]

Allah’a İman ve Ulûhiyet Hakikati

İman, insan için en önemli ve vazgeçilmez bir dinamikti. Hakiki imanı elde eden kimse, ne Kureyş’in tehditlerine boyun eğer ne de bir başka gücün savurmalarından endişe duyardı. Aynı zamanda gelecek hükümler, iman zemini üzerinde yeşerirse bir mânâ ifade ederdi. Öyleyse bugün, en temel mesele, iman meselesiydi; istikbale yürüyen adımlar onunla atılır, başa gelen sıkıntılar onun […]

Efendimiz (sas), bir iman ve aksiyon âbidesiydi

İnsanlık tarihinde iman ve aksiyonu başkaları ile mukayese edilmeyecek ölçüde atbaşı götürebilmiş birisi varsa o da Hazreti Muhammed (aleyhi ekmelü’t-tehâyâ)’dır. O, her zaman aşkın bir inançla Allah’a bağlanmış, bütün benliğiyle O’nun elçisi olduğuna inanmış, O’na tam teslim olmuş; her zaman ciddî bir sorumluluk duygusuyla hareket etmiş; ne inancında, ne dâvâsında, ne yürüdüğü yolun doğruluğunda, ne […]