Browsing tag

ilkler

Efendimiz (sas), Gençlerle Geleceğe Yürümüştür!

Firavun, Mısır halkını ve bütün usta sihirbazlarını bir meydana toplamıştı. Maksadı, Hz. Musa’yı (aleyhisselâm) mağlup etmek, toplum nezdindeki konumunu ve itibarını korumaktı. Firavun, mahir sihirbazlarına; sihirbazları, hünerlerine; Hz. Musa da Allah’a güveniyordu. Müsabaka, sihirbazların hünerlerini sergilemeleriyle başlamış ve büyülenen gözler, Hz. Musa’ya dönmüştü. O ise Allah’a dayanarak asasını meydana atıvermişti ki inayet-i ilahî ile bir […]

Küçük Ali’nin Büyük Kararı

Muhammedü’l-Emîn’in hanesinde yaşanan telaş ve Varaka İbn Nevfel’e gidip gelmeler, Hira’dan indikten sonraki telaş ve Hz. Hatice’nin çırpınışları, yeni bir şeylerin olduğunu gösteriyordu. Küçük Ali de bu deği­şimin hemen farkına varmıştı. Meraklı bakışlarla namaz kılış­larını seyrediyordu. Bu sırada, henüz on yaşlarındaydı. Önce: – Ne yapıyorsun, yaptığın da ne senin, diye sordu. Allah’ın Resûlü cevapladı: – […]

Zeyd İbn-i Hârise’nin Gelişi

Çok geçmeden bir gün, bu hanenin bir başka mukimi Zeyd İbn Hârise, Efendisi’nin yanına girmişti. Evet, yeni bir şeylerin olduğunu seziyordu; ama bunun muhtevasına henüz muttali olamamıştı. Ne Muhammedü’l-Emîn’i ne de hanımefendisi Hatice’yi, daha önce böyle görmüştü; önde Efendiler Efendisi ve arkasında da kerim zevcesi Hz. Hatice ayakta duruyor ve o güne kadar hiç duymadığı […]

Ebû Bekir Teslimiyeti

İşte tam bu sıralarda Ebû Bekir, ticaret maksadıyla Yemen’e gitmiş ve uzun süren bir yolculuktan sonra Mekke’ye dönmüştü. O dönemin Mekke’sinde Ebû Bekir, zengin ve itibarlı biriydi. Mekkeliler, diyet ve mirasla ilgili işlerini onun fikrini almadan çözmez, bir dediğini de iki etmezlerdi. Mekke’ye yaklaştığında, Ukbe İbn Ebî Muayt, Şeybe, Rabîa, Ebû Cehil ve Ebu’l-Bahterî gibi […]

Zübeyr İbn-i Avvâm

Hz. Ebû Bekir’in gelip huzurda teslim olmasının üzerinden daha birkaç gün geçmişti ki, Efendiler Efendisi’nin huzuruna on beş yaşlarında, genç bir delikanlı girecekti. Bu delikanlı, Allah Resûlü’nün halası Safiyye Binti Abdulmuttalib’in oğlu Zübeyr İbn Avvâm’dan başkası değildi. Bu geliş, onun için geri dönüşü olmayan bir gelişti ve Allah Resûlü’ne o kadar yakınlık tesis edecekti ki, […]