Browsing tag

ibadet

İdealleri İle Asr-ı Saadet Gençleri (1)

Gençlerin, hayata tutunmaları ve yalnızlığa sürüklenmemeleri; sahip oldukları dinamizmi, enerjiyi, gücü, heyecanı, sağlığı, vakti ve her türlü imkanı doğru yerde ve yönde kullanmaları; kendilerine, ailelerine, çevrelerine, topluma hatta insanlığa faydalı fertler olarak yetişmeleri ve hizmetler ortaya koymaları; ilim, iman, ibadet, ahlak, hak ve hukuk sınırları içerisinde onurlu bir ömür sürmeleri; hep iyilik, hayır ve hasenat […]

Neticeye Götüren Yolun Nebevî Esasları (1): Allah ile Kesintisiz İrtibat

Asr-ı Saadet’ten günümüze İslam dininin, insan, millet, medeniyet, devlet, örf, adet, kültür, duygu, düşünce, felsefe, ilim, bilim, sanat ve mimarî üzerindeki etkisine bakıldığında Allah Resûlü’nün güneş gibi inkâr edilemez bir muvaffakiyetinin olduğu görülecektir. İslam, 14 asırdır maruz kaldığı düşmanca saldırılara rağmen varlığını korumuş; binlerce farklı milletten milyarlarca insanın gönlüne girmiş, dünyanın dört bir tarafına ulaşmıştır. […]

Gece Kalkıp İbadet Etme Niyetiyle Yatmak

Kur’ân-ı Kerim’de gece, teheccüd namazı kılmak için yataklarından kalkanların durumu şu şekilde tasvir edilmektedir: “Teheccüd için yataklarından kalkar, cezalandırmasından endişe içinde, rahmetinden de ümitli olarak Rab’lerine dua edip yalvarırlar ve kendilerine nasib ettiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. İşte onların dünyada yaptıkları makbul işlere mükâfat olarak gözlerini aydın edecek, gönüllerini ferahlatacak hangi sürprizlerin, hangi nimetlerin saklandığını […]

Gece İbadeti (Teheccüd)

Her ne kadar Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Hira’da yaşadığı vuslat ve sonrasını Mekke müşrikleriyle paylaşmamış olsa da onlar, birer söylenti halinde bunları duymuşlardı ve kendi aralarında konuşuyorlardı. Kendileri açısından ortada yeni bir durum vardı; kendi iradeleri dışında Mekke’de yeni bir gelişme yaşanıyor ve bu gelişme, dünya adına herkesten bağımsız yürüyordu. Daha ilk günden […]

Peygamber Efendimiz’in (sas) İbadet ve Kulluk Hayatı

Allah’ın (c.c.) emirlerini yerine getirme, O’na kulluk etme ve kulluğun şuurunda olma gibi mânâlara gelen ‘ibâdet’ ve ‘ubûdiyet (kulluk)’ kavramları; bazılarına göre her ne kadar aynı mânâya hamledilmiş ise de, çoğunluğun kabulüne göre, bu kelimelerin lâfızları gibi mânâları da birbirinden farklıdır. İbâdet, ‘Yüce Mevlâ’nın emirlerini yerine getirip yaşama ve kulluk sorumluluklarını temsil etme’ mânâlarına geldiği […]