Browsing tag

Hz. Hadîce

Hz. Hadîce validemizle izdivaca giden yol ve evlilik

Olurunu alır almaz hemen Hatice’nin yanına gitti Ebû Tâlib. Zira Hz. Hatice’ye, yeğenini bizzat anlatma lüzumunu hissediyordu. Çünkü O, Mekke’nin en güvenilir ve en kaliteli insanıydı. Öyleyse, O’nunla iş yaparken bu nazara alınmalı ve yine O’na verilecek ücret de başkalarından farklı olmalıydı. Böyle bir iş için Hz. Hatice’nin, başkalarına ne kadar ücret verdiğini de biliyordu […]

Yalnızlık Arayışı ve Hz. Hadîce’nin Gayretleri

Bu arada Efendiler Efendisi, Hak katındaki hakikatinden uzaklaştırılan Kâbe’yi, istemeyerek de olsa terk ediyor ve yanına aldığı azığıyla birlikte sessizliğin peşine düşüyordu. Çünkü, cehaletin koyuluğu gittikçe artmış ve Kâbe’nin dört bir yanı putlarla doldurulmuştu. Put ve putçuluk düşüncesini yere çalmış Hz. İbrahim gibi bir peygamberin, ihlas ve samimiyetle tesis ettiği Kâbe, Mekkelilerin elinde oyuncak haline […]

Varaka ve Yolun Kaderi

Mekke’de ilk vahyin nuzûlü haberine sevinecek birisi daha vardı ve Hatice de, hiç vakit kaybetmeden amca oğlu Varaka İbn Nevfel’in yanına koştu. Kerim zevcinin anlat­tıkla­rını anlattı bir bir Varaka’ya!.. Her bir ifadesi, Varaka’nın dünyasında fırtınaların kopmasına sebep oluyordu. Bir noktaya gelince dayanamadı ve: – Kuddûs!.. Kuddûs, diye haykırmaya başladı yaşlı bilge. Ardın­dan da ilâve etti: […]

Arkasında İlk Saf Tutan Kişi: Hazreti Hadîce (r.anhâ)

Efendiler Efendisi, bir pazartesi günü namaza durmuş ve kullukla Rabbine yönelmişti. Aynı günün akşamında Efendiler Efendisi’nin arkasında saf bağlayan kişi ise, Hz. Hatice’den başkası değildi. Efendiler Efendisi, Cibril’in öğrettiği abdest ve namazı ilk olarak O’na aktarmış ve O da, ilk dersini bizzat Allah Resûlü’nden almış olarak, O’nunla birlikte ilk namazını kılıyordu. Böylelikle, dünyanın cehalete kurban […]

Hz. Hadîce’ye Veda

Ebû Tâlib’in vefatı üzerinden henüz üç gün geçmişti. En azından dünyaya veda ederken bir adres bırakması için çok uğraşmıştı, ama dudaklarından bu adresi ifade eden bir cümle duyamamıştı Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem). Üstüne üstlük, onun yokluğunu fırsat bilen Kureyş, artık daha acımasızca yüklenecek ve bu yüklenmelerde onun yokluğunu acı acı hissedecekti. Çok üzüntü­lüydü; […]