Browsing tag

Huneyn

Ashâbın Korkuyla İmtihanı ve Nebevî Duruş

Fert ve cemiyetlerin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan birisi, insandaki korku hissidir. Zira zalimler, münafıklar ve art niyetliler, insanın tercih, duruş, karar, eylem ve söylemleri üzerinde çok etkili olan bu duyguyu daima suiistimal eder; onları hak ve hakikatten uzaklaştırmaya çalışırlar. Böylece korkakları gemleyip susturma hatta kendi emelleri istikametinde koşturma fırsatını elde ederler. Yaptıkları konuşmalarla, […]

“Bu, bizim de hoşumuza gider yâ Resûlallah!” (16 Zilkâde 8 Hicrî)

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Huneyn’de esir alınan insanlar ve ganimetlerle alakalı hükmü vermeden önce 35 gün Hevazinlilerin pişman olup gelmelerini beklemiş ama onlardan bir hareketlilik görmeyince dün esirleri ve ganimetleri dağıtmıştı. Bugün başlarında Züheyr İbn-i Surad olduğu hâlde on dört kişilik Hevâzin hey’etinin Ci’râne’ye doğru geldiği görüldü. Aralarında, Efendimiz’in süt amcası Ebû Bürkân […]

Efendimiz (sas) Ci’râne’de: “Zimmetinize hiçbir şey geçirmeyiniz!” (5 Zilkâde 8 Hicrî)

Huneyn’den sonra Taif’i kuşatan Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) 19 gün süren kuşatmayı kaldırmış ve Ci’râne’ye hareket etmişti. Bugün yolculuğu tamamlayan Allah Resûlü artık Ci’râne’deydi. Ci’râne’de, Huneyn’de esir alınan altı bin kadın ve çocuk; Hevâzinlilerin geride bıraktığı kırk binden fazla koyun, yirmi dört bin deve bulunuyordu! Bunun yanında dört bin ukıyye gümüş ve miktarı […]

Altın Dal Mucizesi (13 Şevval 8 Hicrî)

Huneyn’den Taif’e doğru ilerlerken Müslümanlar yol üzerinde bir kabirle karşılaştılar. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), bu kabrin Semûd kavminden olan Ebû Rigâl’in kabri olduğunu, O’nun söylediklerini gözleriyle görmek isterlerse, bu kabri açabileceklerini ve içindeki altın dalı çıkarabileceklerini söyledi. Bunun üzerine sahabilerden bazıları, büyük bir heyecanla asırlar önce vuku bulmuş ve o günden bugüne hikaye […]

“Sizin en hayırlılarınız da müşriklerin çocukları değil mi?” (11 Şevval 8 Hicrî)

Kadınlarla çocukların da cepheye sürüldüğü Huneyn günü Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) gözüne, kendilerine saldıran Hevâzinli kadın ve çocuklar karşısında kılıcını çeken ashâbı takıldı ve onları göstererek yanındakilere, “Şu insanlara ne oluyor ki; çoluk çocuklarına varıncaya kadar onları öldürmeye kalkışıyorlar!” diye seslendi ve ilave etti: “Dikkat edin ve sakın ola ki onların çoluk çocuklarını hedef alıp […]

Huneyn’deki Çetin İmtihan ve Verilen İlahi Mesajlar

“Huneyn Gazvesini” nazara veren, قَدْ نَصَرَكُمُ اللهُ فِي مَوَاطِنَ كَثِيرَةٍ وَيَوْمَ حُنَيْنٍ إِذْ أَعْجَبَتْكُمْ كَثْرَتُكُمْ فَلَمْ تُغْنِ عَنْكُمْ شَيْئًا وَضَاقَتْ عَلَيْكُمُ الْأَرْضُ بِمَا رَحُبَتْ ثُمَّ وَلَّيْتُمْ مُدْبِرِينَ  “Andolsun Allah size birçok yerde ve Huneyn gününde yardım etmişti. Hani (o gün) çokluğunuz, içinizde bir beğenme hissi hâsıl etmişti; ama bu, size hiçbir yarar sağlamamıştı. Derken bütün […]

Hz. Attâb İbn-i Esîd’in Mekke’ye Vali Atanması (5 Şevval 8 Hicrî)

Risaletin yirmi birinci, hicretin sekizinci senesi Ramazan ayının 19. günü Mekke’yi fetheden Allah Resûlü (aleyhissalâtu vesselâm), Müslümanlara saldırı hazırlığı yapan Hevâzinlileri yerleşim alanının dışında karşılamak için bugün (5 Şevval 8 Cumartesi) sabah[1]Huneyn’e hareket ederken Mekke’ye vali olarak (Ebû Cehil’in kızı Cüveyriye’nin kocası, Ebû Cehil’in torunları Abdurrahman ve Attâb babası) Hazreti Attâb İbn-i Esîd’i vali olarak atadı. O […]