Browsing tag

Hendek

Gündüzler Gibi Aydın Geceler

O günün şartlarında savaşlar da sadece gündüzleri cereyan eder ve her iki tarafın askerleri geceyi istirahat ederek geçirirlerdi. Ancak Hendek’te durum farklıydı; kimin nereden nasıl bir taarruzda bulunacağını kestirmenin imkânı yoktu. Bir tarafta Ahzâb ordusu hendeği geçmek için fırsat kollayıp zayıf noktaları zorlarken diğer yanda Benî Kurayza entrika üstüne entrika geliştiriyordu. Bu arada Allah Resûlü […]

Gatafân’la Sulh Girişimi

Benî Kurayza’nın anlaşmayı bozarak ihanet edişi, Allah Resû­lü’nü ciddi ciddi düşündürüyordu; zira aynı anda birçok cephede savaşmak zorunda kalmışlardı. İçerideki düşmanın vereceği zarar, dışarıdan gelen Ahzâb ordusundan daha büyük ve çetin olurdu. Onun için Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem), önce Ahzâb ordusunu problemsiz geri gönderip bir an önce içerideki düşmanın zararından emin olmak istiyordu. […]

İlâhî İnâyet ve Hendek’ten Ayrılış

İlâhî inâyet yeniden kendini göstermişti; Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Cibril-i Emîn’i görmüş ve ashâbına dönerek üç kere: – Dikkat edin; Allah’tan gelen müjde ile sevinin, buyurmuştu. Cümlelerini bitirir bitirmez Hendek’te göz gözü görmez hâle gelmişti; çadırlar yerinden kopup uçuyor, göz gözü görmüyordu. Zira fikren büyük bir darbe alıp da kendi aralarında ihtilâfa düşen Ahzâb […]

Benî Kurayza

Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem), ashâbıyla birlikte Hendek’ten Medine’ye dönmüştü; silahlarını bırakmış ve oturup istirahate çekilmişlerdi. Âişe Validemizin hücresine çekilen Allah Resûlü, bir miktar su istemiş, bununla eliyle yüzünü ve başını yıkadıktan sonra da Mescid-i Nebevî’ye yönelmiş ashâbıyla birlikte öğle namazını kılmıştı!        Ardından yeniden hane-i saadetlerine dönmüştü. Bu sırada kapıda, bineğinin üzerinde sarıklı bir […]