Browsing tag

hac

Hac Farîzasının Gelişi

Dokuzuncu yılın Zilkâde ayı içinde gelen âyetlerde: – Ziyarete gücü yeten herkese Beytullah’ı ziyaret etmek, Allah’ın onun üzerindeki hakkıdır, denilmek suretiyle bundan böyle hac ibadetinin de farz olduğu bildiriliyordu. Emr-i ilahîyi alan ve Kâbe’yi ziyaret etmeyi gönülden isteyen Efendiler Efendisi, müşriklerin orada yaptıkları yanlışları hatırlayacak ve: – Beytullah’ta bulunacak ve onu çırılçıplak tavaf edecekler; bu […]

Beytullah’tan Ayrılık

Ebtah’tan Kâbe’ye Hareket Ten’im’de ihrama giren Âişe Validemiz, kardeşi Hazreti Abdurrahmân ile umrelerini bitirmiş ve sabaha doğru Ebtah’a gelmişlerdi. Gecelerinin çoğunu ayakta ve kulluk hâlinde geçiren Resûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem), onların gelişini görür görmez, umrelerini kastederek “Bitirdiniz mi?” diye sordu. “Evet!” cevabını alır almaz da hareket emrini verdi; Kâbe’ye gidiyorlardı! Sabah vaktinden önce […]

Zilhicce Ayı ve İlk On Günü

Sözlükte, “hac ayı” anlamındaki zilhicce,[1] kamerî ayların on ikincisi ve Kur’ân’da zikredilen haram ayların (Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Receb) ikincisidir.[2] İslâm’ın beş esasından biri olan hac ibadetinin yerine getirildiği aydır. İçerisinde üzerine yemin edilen on geceyi, hac ibadetini, kurban bayramını, arefe gününü, terviye ve teşrik günlerini barındırdığından dolayı zilhicce ayının değer ve kıymeti büyüktür. Kur’an-ı Kerim’de, […]

Vedâ Haccı

Artık Kâbe, müşriklerden temizlenmiş ve Beytullah da, kendine yakışır şekilde ibadetle tanışmıştı; onu tavaf edenler ne alkış tutuyor, ne de elbiselerini çıkarıyorlardı! Resûl-ü Kibriyâ Hazretlerinin gelip de hac vazifesini yapmasına mâni bir durum kalmamıştı ve onuncu yılın Zilkâde ayına gelindiğinde Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), ashâbına da ilan ederek hac vazifesini eda etmek üzere […]

Minâ

Zilhicce ayının onuncu günüydü; vaktin girişiyle birlikte sabah namazını da Müzdelife’de kılan Habîb-i Zîşân Hazretleri, Meş’ari’l-Haram’a gelip kıbleye dönmüş, dua ve tazarru ile Rabbine iltica ile gerilmiş, dua, tekbir, tehlil ve zikirle meşguldü. Güneş doğmadan önce yeniden Kasvâ’ya binecek ve Mina’ya gelecekti; bu sefer arkasına Fadl İbn Abbâs’ı almıştı. Bu sırada İbn Abbâs’a emretmiş, şeytan […]

Cemreler ve Vedâ

Derken yeniden Mekke’ye yöneldi; Kâbe’ye gelecek ve ‘ifâza’ tavafını yapıp öğle namazını kılacaktı! Ardından Abdulmuttaliboğullarının yanına gitti; kendisine zemzem takdim etmişler, O da bu Zemzemden içiyordu! Aynı gün yeniden Mina’ya geldi; o gece burada kalacaktı! Ertesi günün zeval vaktine kadar burada bekledi; güneş zevale kayınca, önce birinci, ardından ikinci ve nihâyet üçüncü cemrenin yanına gelerek […]