Browsing tag

hac

Efendimiz’in (sas) Mina’daki Son Hutbesi (12 Zilhicce 10 Hicrî)

Mina’da bulunan Allah Resûlü, kuşluk vakti geldiğinde devesi Kasvâ’nın hazırlanmasını emretti ve ona binerek cemrelerin yanına gelip durdu.  Az önce Cibrîl-i Emîn ile buluşan ve ondan Nasr Sûresi’nin alan İnsanlığın Emîni’nin, kendilerine tebliğ ettiği âyetleri dinleyen ashâb-ı güzîn, şüphesiz ki bu duruşun ifade ettiği manayı anlamakta gecikmediler; Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), kendilerine hitâb […]

Nasr Sûresi’nin İnişi (12 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün, “nefr-i evvel” denilen bayramın üçüncü günü. Her zaman olduğu gibi bugün de Minâ’da hayat erken başladı. Teheccüd ile başlayan süreç sabah namazı ile devam etmiş ve yine mûtâd olduğu vechile evrâd ü ezkâr, dua ve tefekkürün merkezde olduğu bir seher vakti daha geride kalmıştı. Bugün, çok önemli bir gelişme daha oldu; kuşluk vaktine doğru […]

“Mina, erken gelenin menzilidir!” (8 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün, hacılar için su depo edildiği ve Arafat’a doğru hareket etmeden önce hacılara ve bineklerine su verilerek suya kandırdıkları bir gündür. Yine Arafat’a su götürdükleri ya da günahkâr insanların susamış kimseler gibi Allah’ın rahmet deryasından doya doya istifade edecekleri gün olması hasebiyle de terviye günü denilmiştir. Zaten “Terviye” sözlük anlamı itibarıyla düşünme, sulama ve suya […]

Allah Resûlü (sas) Zî Tuvâ’da (4 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün, yolculuğun dokuzuncu günü. Daha farklı bir ifadeyle hac kafilesinin Mekke’ye daha yakın olduğu bir gün. Yaklaştıkça sayısı daha da artan kafilenin heyecanına diyecek yok. Geceleyin yürüyenlerin her adımı, onları vuslata yaklaştıran ayrı bir heyecan demek! Semadaki yıldızların altında, onlara paralel yürüyen yıldızlarıyla birlikte Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), sabaha yakın bir zamanda Merrü’z-Zehrân’a […]

Allah Resûlü (sas) Cuhfe’de (2 Zilhicce 10 Hicrî)

Hac yolculuğu Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) rehberliğinde devam ediyordu. Namaz kıldıktan sonra Ezrak vadisini arkada bırakan Efendimiz ve ashâbı, artık Mekke’ye daha yakındırlar. Zira adım attıkları Cuhfe, Mekke’ye 187 kilometre mesafededir. O gün istirahat için burada konaklanmış, havaların serinlemesini beklemek için gün boyunca Cuhfe’de kalınmıştı. Bu dinlenme esnasında vakti giren namazlar, “Hum” adı […]

“Yâ Şukayrâ! Şu an rengin ne güzel!” (29 Zilkâde 10 Hicrî)

Bir müddet dinlenen Allah Resûlü’nün hac yolculuğu yeniden başlamıştı. “Lahyu’l-Cemel”den itibaren yedi mil daha yürüdü ve Sukyâ’ya geldiler. Her geçen dakika sayıları artan hac yolcularının, tekbir, tehlil ve telbiye getirirken çıkardığı ses daha bir gürleşiyor, yürekleri titretiyordu!  Zu’l-Huleyfe’de ihrama girmeden önce Hazreti Âişe Validemiz saçını yağlamış ve koku sürünmüştü. Daha sonra da saçını yıkamamıştı. Kâha’ya vardıklarında […]

Kaybolan Deve ve Sahabenin Hayat Anlayışı (28 Zilkâde 10 Hicrî)

Hac yolculuğuna devam eden Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) Arc’a ulaştığında konaklamak için durmuştu. Öğle vakti girmek üzereydi. Bu sırada Resûlullah’ın yanına, kızları Esmâ ve Âişe ile birlikte Hazreti Ebû Bekir de gelmişti. Zira acıkmışlar ve yola çıkmadan önce birşeyler yemek istemişlerdi! Bunun için Hazreti Ebû Bekir (radıyallahu anh), hizmetçisine seslenir ve azık yüklü […]

Efendimiz (sas) Hac Yolculuğunun Üçüncü Gününde (27 Zilkâde 10 Hicrî)

Hac yolculuğu boyunca sıcaktan etkilenmemek için geceleri de yol alınıyordu. Zira hac kafilesinde on binlerce insan vardı. Yatsı namazının ardından bir müddet dinlenildikten sonra yeniden yola düşülmüştü. Telbiyeler eşliğinde Medine’ye 68 kilometre uzaklıktaki Irku’z-Zubye’ye kadar gelinmişti. Demek ki Zü’l-Huleyfe’den bu tarafa 58 kilometre mesafe kat edilmişti!  İnsanlar yorulmuş, fecir de yaklaşmıştı. Şimdi yolculuğa ara verilecek […]

“O ayda yapılan umre, tıpkı hacc gibidir!” (25 Zilkâde 10 Hicrî)

Allah Resûlü, bugün hac yolculuğu için Mescid-i Nebevî’den hareket etmek üzereydi ki yanına Ümmü Ma’kıl adında pür heyecan bir kadın geldi; “Yâ Resûlallah!” diyordu. “Haccetmek için ben de hazırlık yapmıştım. Fakat bir mâni arız oldu, gelemiyorum; ne yapayım?” Meğer Ümmü Ma’kıl’in kocası Heysem İbn-i Nehîk (radıyallahü anh), salgın hastalığın kurbanı olmuş ve bu sıralarda vefat […]

Veda Haccının İlanı (1 Zilkâde 10)

Hicretin üzerinden on yıl geçmişti.[1]Herşeyin bir vakt-i merhunu vardı ve zamanın gurûba doğru kaydığı bu günlerde söz konusu vaktin yaklaştığı anlaşılıyordu. Zira onuncu yılın Zilkâde ayının girişiyle[2]birlikte Resûl-ü Kibriyâ Hazretleri, bu yıl haccedeceğini herkese ilan etti ve ashâbının da kendisiyle birlikte haccetmesini açıkça emir buyurdu.[3] Bunun için fiilî bir adım atmıştı; birkaç ay öncesinden Hazreti […]