Browsing tag

ganimet

Örnek Duruşu İle Hz. Sa’d İbn-i Muâz (ra)

Her toplumda konumu itibarıyla ön plana çıkan, kamuoyunda ya da belli kitleler üzerinde etkili olan saygın kanaat önderleri, karizmatik liderler ve bilgin kimseler vardır. Onların yeni gelişme ve hadiseler karşısında duruşları, insanların duygu ve düşüncelerine yön verir; olumlu veya olumsuz gidişata ciddi tesir eder. Dağ gibi duruşlarıyla azgın dalgalara set olur, fırtınaları sinelerinde yumuşatır ve […]

Tenkit Karşısında Efendimiz’in (sas) Duruşu

İlk günden itibaren Allah Resûlü’nün hayat ve hareket felsefesinde, idare ve iş ahlakında esas olan şûra idi. Bundan dolayı çevresindeki insanların fikir ve düşüncelerine, tespit ve tekliflerine ehemmiyet verir ve her türlü müspet katkıya, kapılarını sonuna kadar açık tutardı. Bir peygamber ve lider olarak yeri geldiğinde bireysel içtihatlarda bulunsa da çoğunlukla dünyevî meseleleri istişareye açar, […]

“Bu, bizim de hoşumuza gider yâ Resûlallah!” (16 Zilkâde 8 Hicrî)

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Huneyn’de esir alınan insanlar ve ganimetlerle alakalı hükmü vermeden önce 35 gün Hevazinlilerin pişman olup gelmelerini beklemiş ama onlardan bir hareketlilik görmeyince dün esirleri ve ganimetleri dağıtmıştı. Bugün başlarında Züheyr İbn-i Surad olduğu hâlde on dört kişilik Hevâzin hey’etinin Ci’râne’ye doğru geldiği görüldü. Aralarında, Efendimiz’in süt amcası Ebû Bürkân […]

Efendimiz (sas) Ci’râne’de: “Zimmetinize hiçbir şey geçirmeyiniz!” (5 Zilkâde 8 Hicrî)

Huneyn’den sonra Taif’i kuşatan Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) 19 gün süren kuşatmayı kaldırmış ve Ci’râne’ye hareket etmişti. Bugün yolculuğu tamamlayan Allah Resûlü artık Ci’râne’deydi. Ci’râne’de, Huneyn’de esir alınan altı bin kadın ve çocuk; Hevâzinlilerin geride bıraktığı kırk binden fazla koyun, yirmi dört bin deve bulunuyordu! Bunun yanında dört bin ukıyye gümüş ve miktarı […]

Seyer’de Bedir Ganimetlerinin Taksimi (22 Ramazan 2 Hicrî)

Dün, Medine’ye dönmek için Bedir’den hareket eden Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Seyer isimli yere gelince konaklama emri verdi. Konaklama sırasında Bedir’de elde edilen ganimetleri, askerler arasında bölüştürdü. Kendisine verilen vazifelerden dolayı Bedir’e iştirak edemeyen sekiz sahabiye de pay verildi. Bedir ganimetlerinden Allah Resûlü’ne düşen pay Ebû Cehil’in devesi ve Münebbih İbn-i Haccac’ın “Zülfikar” […]

Bedir’den ayrılış ve ganimetler

Derken Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), ganimet olarak elde edilen yüz elli deve, on at ve diğer ticaret eşyalarını derleyip toparlama işini Habbâb İbn Erett’e vererek Bedir’den ayrıldı. Ebû Cehil’in geride bıraktığı deveye de kendisi binmiş; Medine’ye doğru hareket etmişti. Esirler konusunda ise, azatlısı Şükrân’ı görevlendirmişti. Onları da birlikte Medine’ye getiriyorlardı. Esirler ve elde edilen […]

Hayber’in ganimetleri ve saklanan hazine

Gerçekten de Hayber, sayılamayacak kadar yiyecek ve içecek, kurutulmuş et, her çeşit meyve, koyun ve deve, kumaş ve elbise, silah ve askerî teçhizatla doluydu! Bunların hepsine şimdi el konulmuştu ve Hayber’de elde edilen her türlü ganimet, artık Müslümanlar arasında paylaşılmayı bekliyordu. Elde edilen mallar arasında Tevrât nüshaları da vardı; kitaplarının kendilerine geri verilmesini istiyorlardı. Allah […]

Taif’ten Ci’râne’ye dönüş ve Hevâzin hey’eti

Allah Resûlü, Ci’râne’ye gelmişti. Altı bin esir, dört bin ukiyye gümüş, yirmi dört bin deve ve kırk binden fazla koyun hâlâ orada bekliyordu. Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem), esirler ve ganimet malları konusundaki kararını özellikle geciktiriyordu; belli ki bildiği hususlar vardı! Gerçekten de öyle oldu; Tâif’den ayrılalı on günden fazla zaman geçmişti ve bir […]

Has dairenin gözü yaşlı müdâvimleri

Ganimet taksimin yankıları dalga dalga Ci’râne’de dolaşıyordu; hatta Ensâr’dan biri, Efendimiz’in yaptığı bu taksimi kastederek: – Bu, adalet gözetilmeyen bir taksimattır ve bunda, Allah’ın rızası da gözetilmemiştir, demişti. Bunu duyan İbn Mes’ûd: – Vallahi de bu sözü Resûlullah’a ulaştıracağım, diyerek bir çırpıda huzura gelmiş ve durumdan Allah Resûlü’nü haberdar etmişti. Resûlullah çok üzülmüştü; yüzünün rengi […]