Browsing tag

Efendimiz

Aile İçi Problemler Karşısında Nebevî Duruş

Onlar da insandı; istek ve talepleri, his ve duyguları vardı. Dolayısıyla hep birlikte acı-tatlı birçok hâdise yaşadılar; ancak bunların hiçbirisi, onlarda kalıcı iz bırakmadı, meselenin künhüne vâkıf olur olmaz hemen geri adım attı ve ortada bir yanlışlık varsa onu da hemen düzeltmenin yarışı içine girdiler. Zira onlar, olabildiğince hakperestlerdi; hiçbir zaman duygularının esiri olmaz, hep […]

Kâbe’nin İçi ve Peygamber Efendimiz (sas)

İç kısmı itibarıyla Kâbe dört köşeli geniş bir salon görünümündedir. Taban alanı 145 metre karedir ve tamamen mermer döşelidir. Rükn-ü Irakî köşesinde, çatıya çıkmak için merdiven yapılmış ve burası bir kapıyla kapatılmıştır. Daha önce kapının bulunmadığı bu yerde sadece bir perde vardı. Perdenin üzerinde tevbe ayeti yazılıydı. Perdenin yerine kapı yapılınca aynı ayet bunun üzerine […]

Hatırlattıklarıyla Mukaddes Emanetler

Bizim için, geçmiş, gelecek ve bugün, bir vâhidin değişik buudları mâhiyetindedir. Biz, biri asıl, diğerleri tâlî zamanın bu farklı derinliklerini iç içe duyar ve zevk ederiz. Ne var ki, ruh ve mânâ köklerimizden birer nokta, birer çizgi sayılan bazı objelerin çağrıştırdıklarıyla geçmiş daha derince duyulur ve gelecek adına ortaya konan azim, gayret ve kararlılıkla âtî […]

Allah Resûlü’nün rüyası ve ilk umre seferine çıkışı

Gündüzler Mekke’nin hayaliyle tüllenirken geceler de Kâbe’de ibadet rüyalarıyla geçiyordu. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) de bir rüya görmüş ve bu rüyasında, ashâbının bir kısmının saçlarını tıraş ettirmiş, diğer bir kısmının da kısaltmış olarak emniyet ve güven içinde Kâbe’yi tavaf ettiklerine şahit olmuştu; Kâbe’nin anahtarlarını almış ve onu tavaf ederek umre vazifesini gerçekleştirmişti! Resûlullah, […]

Efendimiz’in (sas) çarşıya çıktığında okuduğu dua

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) alışveriş için çarşıya çıktığında şu duayı okurdu: لآَ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ ولَهُ الْحَمْدُ يُحْيِي وَيُمِيتُ وَهُوَ حَيٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ بِسْــمِ اللهِ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْــأَلُكَ خَيْـرَ هٰذِهِ السُّــوقِ وَخَيْرَ مَا فِيهَا وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَـرِّهَا وَشَـرِّ مَا فِيهَا  اَللَّهُمَّ إِنِّيٓ أَعُوذُ بِكَ أَنْ أُصِيبَ […]

Gönlümün Gülü

Sen’i seven her ruh uludur Yâ Resûlullah! Gözü gönlü onun doludur Yâ Resûlallah! Cemâlin pertevinden zerre şevk alan billâh, Kapının ayrılmaz kuludur Yâ Resûlallah! Bekler mi başka iltifat bezmine erenler, Gözleri her dem buğuludur Yâ Resûlallah! Yükselip her an şem’ine pervane dönenler, Ruhların onlar bir koludur Yâ Resûlallah! Uçuşur iklîminde altın kanatlı kuşlar, İklîmin kuşların […]

Necid Çöllerinden Medine’ye

“Ciğeri hasret ve iştiyâkla yanmış bir Sûdanlının koca Tihâme Çölü’nü aşıp geldikten sonra, Ravza–i Tâhire karşısında O’nunla dertleşirken oracıkta aşk kılıcıyla şehit olmasını dile getiren bir destan.” Şerif Ali Haydar Paşa Hazretleri’ne … –Yâ Nebî, şu hâlime bak! Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca Sahrâ’nın; Benim de rûhumu yaktıkça yaktı hicrânın! Harîm–i pâkine can atmak […]

Uhud sonrası ashâba muamele: Mülâyemet, af, mağfiret talebi ve istişare

Soru: “Allah’ın rahmeti sebebiyledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalbli olsaydın, çevrenden dağılır giderlerdi.” beyanı zaviyesinden irşad mesleği ve mülâyemet arasındaki irtibatı değerlendirir misiniz? Cevap: Söz konusu âyet, Uhud Muharebesi münasebetiyle nâzil olmuştur. Bildiğiniz gibi Uhud’da geçici bir mağlûbiyet yaşanmış fakat başlangıçta yaşanan nisbî ve kısmî hezimet daha sonra zaferle noktalanmış ve […]

Aile İçi Şiddete Son: “Bunu yapanlar, sizin hayırlılarınız olamaz!”

Düne kadar toplumda aile içi şiddet ve kadın dövmek, âdiyattan bir meseleydi; hatta bazıları tarafından bu, bir nevi güç göstergesi olarak görülüyordu. Câhiliyye dönemini görüp de kocasından, kayınpeder veya babasından, hatta erkek kardeşinden şiddet görmeyen, hırpalanıp dövülmeyen kadın yok gibiydi. Hakkın hatırını her şeyin önünde tutan Hazreti Ömer (radıyallahu anh) gibi hakperest bir mü’min, bu […]

Fitne yuvası Hayber

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Hudeybiye’den döneli yirmi gün olmuştu; bu anlaşmayla Mekke’den gelebilecek tehlikeler bir nebze kontrol altına alınmış, büyük bir endişe bertaraf edilmişti. Zira Hudeybiye ile birlikte, Mekke müşrikleriyle Hayber Yahudilerinin birbirlerini destekleyerek Medine’ye saldırma konusunda yapmış oldukları ittifak askıya alınmış oluyordu. Ancak yine de Benî Kurayza, Benî Kaynukâ ve Benî Nadr yurtlarından […]