Browsing tag

Efendimiz

Gönlümün Gülü

Sen’i seven her ruh uludur Yâ Resûlullah! Gözü gönlü onun doludur Yâ Resûlallah! Cemâlin pertevinden zerre şevk alan billâh, Kapının ayrılmaz kuludur Yâ Resûlallah! Bekler mi başka iltifat bezmine erenler, Gözleri her dem buğuludur Yâ Resûlallah! Yükselip her an şem’ine pervane dönenler, Ruhların onlar bir koludur Yâ Resûlallah! Uçuşur iklîminde altın kanatlı kuşlar, İklîmin kuşların […]

Necid Çöllerinden Medine’ye

“Ciğeri hasret ve iştiyâkla yanmış bir Sûdanlının koca Tihâme Çölü’nü aşıp geldikten sonra, Ravza–i Tâhire karşısında O’nunla dertleşirken oracıkta aşk kılıcıyla şehit olmasını dile getiren bir destan.” Şerif Ali Haydar Paşa Hazretleri’ne … –Yâ Nebî, şu hâlime bak! Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca Sahrâ’nın; Benim de rûhumu yaktıkça yaktı hicrânın! Harîm–i pâkine can atmak […]

Uhud sonrası ashâba muamele: Mülâyemet, af, mağfiret talebi ve istişare

Soru: “Allah’ın rahmeti sebebiyledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalbli olsaydın, çevrenden dağılır giderlerdi.” beyanı zaviyesinden irşad mesleği ve mülâyemet arasındaki irtibatı değerlendirir misiniz? Cevap: Söz konusu âyet, Uhud Muharebesi münasebetiyle nâzil olmuştur. Bildiğiniz gibi Uhud’da geçici bir mağlûbiyet yaşanmış fakat başlangıçta yaşanan nisbî ve kısmî hezimet daha sonra zaferle noktalanmış ve […]

Aile İçi Şiddete Son: “Bunu yapanlar, sizin hayırlılarınız olamaz!”

Düne kadar toplumda aile içi şiddet ve kadın dövmek, âdiyattan bir meseleydi; hatta bazıları tarafından bu, bir nevi güç göstergesi olarak görülüyordu. Câhiliyye dönemini görüp de kocasından, kayınpeder veya babasından, hatta erkek kardeşinden şiddet görmeyen, hırpalanıp dövülmeyen kadın yok gibiydi. Hakkın hatırını her şeyin önünde tutan Hazreti Ömer (radıyallahu anh) gibi hakperest bir mü’min, bu […]

Efendimiz (sas) Ebû Eyyûb El-Ensârî’nin evinde (22 Rebiülevvel Hicrî 1)

Kasva’nın çömeldiği yer Kasva, Beni Malik İbn-i Neccar yurduna kadar gelmiş artık Yesrib’e girilmişti. Sakin bir şekilde ilerleyen devenin nereye çömeleceği merak ediliyordu. Allah Resûlü bineğinin yularını serbest bırakmıştı. Bu esnada mübarek dudaklarından Hz. Nuh’a (aleyhisselam) ait şu dua dökülüyordu: “Ya Rabbi! Beni mübarek, bereketli, güvenli bir yere indir. Çünkü Sen, konuklayanların en hayırlısı, en […]

Fitne yuvası Hayber

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Hudeybiye’den döneli yirmi gün olmuştu; bu anlaşmayla Mekke’den gelebilecek tehlikeler bir nebze kontrol altına alınmış, büyük bir endişe bertaraf edilmişti. Zira Hudeybiye ile birlikte, Mekke müşrikleriyle Hayber Yahudilerinin birbirlerini destekleyerek Medine’ye saldırma konusunda yapmış oldukları ittifak askıya alınmış oluyordu. Ancak yine de Benî Kurayza, Benî Kaynukâ ve Benî Nadr yurtlarından […]

Kadın konusuna vurulan kalıcı neşter

Cahiliye adetlerinden kaynaklanan problemlere rağmen hayat devam ediyordu! Belli başlı hâdiseleri kollayarak Vahiy meleği Cibrîl-i Emîn (aleyhisselâm) Allah Resûlü’ne (sallallahu aleyhi ve sellem) geliyor ve getirdiği hükümlerle hemen her gün, düne ait bir olumsuzluğa neşter vuruluyor, insanlık medeniyetine doğru hızla mesafe alınıyordu. Bir gün Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) yanına, Amra Bint-i Hazm adında […]

Yeni Doğan Bebek İçin Yapılacak Dua

Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’de olduğu gibi yeni doğan bebeğin kulağına ezan okur ve bir hurma ile tahnik yapardı (Hurmayı ağzında çiğneyerek çocuğun damağına sürerdi.) Ardından da ona, Hz. İbrahim‘in (aleyhissalâm), oğulları Hz. İsmail ve Hz. İshak için okuduğunu haber verdiği şu duayı okurdu: أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّآمَّةِ […]

Aktif bir sabır örneği: Dâru’l-Erkam

İlk vahyin inişinden sonra Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) büyük bir heyecan içinde evine dönmüş; gelen ilk vahyi ve öğretilenleri önce en yakınında bulunanlarla ve güvendiği dostlarıyla paylaşmıştı. Bu görüşmeler esnasında sırasıyla Hz. Hatice ve hane halkından Hz. Ali, Hz. Zeyd İbn-i Harise ve daha sonra Hz. Ebu Bekir, peygamberimizin nübüvvetini tasdik etmişti. Hz. Ebu […]

Önce cephe ardından mazlumun yanı: Ficar ve Hılfü’l-Fudûl

Fîcâr Savaşları Hemen her hareketiyle diğer akranlarından ayrılan Efendiler Efendisi, artık yirmi yaşlarına gelmiş ve her haliyle Mekkelilerin takdirini kazanmıştı. Gelişmeler karşısındaki duruşu ve sonuçları itibariyle ortaya koyduğu yorumları dikkatle izlenir olmuş, kararlarındaki isabet sebebiyle müracaat kaynağı haline gelmiş ve bugüne kadar ortaya koyduğu çizgi vesilesiyle yavaş yavaş kendisine, en güvenilir insan mânâsında ‘el-Emîn’ denilmeye […]