Browsing tag

Ebû Süfyan

En Büyük Fetih ve İlk Katliam (Şaban Hicrî 8)

En Büyük Fetih: Hudeybiye Medine’den umre niyetiyle hareket eden Müslümanların yolu, Mekkeliler tarafından kesilince Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm), Hudeybiye’de diplomasiyi devreye sokmuş ve uzun süren gelgitler sonucu onlarla bir anlaşma imzalamıştı. İlk bakışta Müslümanlar aleyhine ağır maddeler içeriyor gibi gözükse de bu anlaşma, bölgede huzura vesile olmuş ve Müslümanlar, on dokuz yıl sonra Mekke tehlikesinden uzak […]

Ashâbın Korkuyla İmtihanı ve Nebevî Duruş

Fert ve cemiyetlerin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan birisi, insandaki korku hissidir. Zira zalimler, münafıklar ve art niyetliler, insanın tercih, duruş, karar, eylem ve söylemleri üzerinde çok etkili olan bu duyguyu daima suiistimal eder; onları hak ve hakikatten uzaklaştırmaya çalışırlar. Böylece korkakları gemleyip susturma hatta kendi emelleri istikametinde koşturma fırsatını elde ederler. Yaptıkları konuşmalarla, […]

Hz. Ümmü Habîbe Validemizle Evliliğin Hikmet Boyutu

Cibrîl, Allah Resûlü’ne gelmiş ve müjde yüklü şu mesajı getirmişti: – Umulur ki Allah, sizinle düşmanlarınız arasında bir sevgi ve yakınlık kurar. Çünkü Allah her şeye Kadîr’dir; Allah, Gafûr’dur, Rahîm’dir![1] Bedir, Uhud ve Hendek derken gerginliğin zirve yaptığı bir zaman diliminde Allah (celle celâlühû), düşmanlığın biteceği müjdesi veriyor, üstelik bu düşmanlığın yerini muhabbet ve sevginin […]

Ebû Süfyân ferâseti ve Kureyş’in tavrı

Şam’dan dönen Ebû Süfyân, Medine’deki bu hareketlilikten haberdar olmuş ve yolunu değiştirerek Mekke’ye ulaşmayı tercih etmiş; bu arada da, yol güzergâhında olup bitenlerden Mekke’dekileri haberdar etmek için, yirmi miskâl ücret vererek Damdam İbn Amr’ı ulak olarak göndermeyi ihmâl etmemişti. Damdam gidecek ve devesinin burnuyla kulağını kesip semer ve eğerini de parçalayarak Mekkelileri tahrik edecek, bunu […]

Sevik gazvesi

Bedir’deki yenilgi karşısında Ebû Süfyân, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashâb-ı kirâm hazretlerinden intikam almadığı sürece başına yağ sürmeyip hanımlarına da yaklaşmayacağına ve dolayısıyla da yıkanmayacağına dair ahdetmişti. Çok geçmeden de iki yüz kişilik bir güçle Necdiyye tarafına doğru ilerlemeye başlayacaktı. Onlar için bu, ilk defa denedikleri bir stratejiydi ve bunu, Bedir öncesinde kullanan […]

Suikast için gönderilen genç ve şefkatle gelen değişim

Hâlâ Bedir’in intikamını alamadığını ve Uhud gibi bir fırsatı değerlendiremediğini düşünen Mekke, inadından vazgeçmiş değildi; kin ve nefretle oturuyor, intikam yeminleri edip şiddetle kalkıyorlardı! Bir aralık Ebû Süfyân, etrafına topladığı bir grup delikanlıya şunları söyleyecekti: – Aranızda Muhammed’in işini bitirecek bir yiğit yok mu? Baksanıza, biz bu kadar acı içinde kıvranırken O, çarşı-pazarda rahat dolaşabiliyor! […]

Hudeybiye Anlaşması’nın İhlali ve Peygamber Efendimiz’in (sas) Duruşu

Hudeybiye anlaşmasının üzerinden yirmi iki ay geçmiş, bu süre zarfında Mekke cihetinden herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmamıştı. Takvimler, sekizinci yılın Şa’bân ayını gösteriyordu. Sabahın erken saatlerinden birinde Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), yanında bulunan Âişe Validemize: – Ey Âişe, diye seslenecekti. “Huzâa cihetinde önemli bir hadise oldu!” Durup dururken böyle bir haber karşısında Âişe Validemiz […]

Fetih Ordusunun Medine’den Hareketi ve Ebû Süfyan’ın Gelişi

Medine’den Hareket Hicretin üzerinden sekiz yıl geçmişti ve nebevî davetle birlikte mü’minler akın akın Medine’ye dolmaya başlamıştı. O güne kadar Müslüman olmuş herkes, bu nebevî davete icabet etmiş, Allah Resûlü’nün davetini alır almaz silahını alıp Medine’ye koşmaya başlamıştı. Bir çarşamba günüydü; Ramazan ayının onuncu günüydü. Tabii olarak herkes oruç tutuyordu. Resûlullah, önce cemaatine dönüp: – […]