Browsing tag

Allah Resûlü

Peygamberler ve Yılgınlık Göstermeme Sünneti

Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) nübüvvet hayatı boyunca her ne pahasına olursa olsun başına gelen bütün bela ve musibetleri göğüslemiş ve son nefesine kadar ümidini ve mücadele azmini asla kaybetmemiştir. Herkesin adeta müdafaadan ümidini kesmek üzere olduğu yerde O, yeni hamleler yapan ve kendisine tabi olanları zaferlerden zaferlere doğru koşturan bir sevk ve idare […]

Kriz Yönetiminde Nebevî Esaslar (4)

İlk üç makalede Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) karşılaştığı krizleri yönetirken rastgele hareket etmediğini ve süreci, krizin taraflarını çözümün parçası haline getirme, gerginliği tırmandırmama, sabır ve sükuneti muhafaza, alternatif yollar düşünme ve dışa açılım, hareket alanını genişletme ve vicdanları harekete geçirme, insanları ve işleri ortada bırakmama, kaynaştırma, çatı kimlik oluşturma, kardeşlik bağları kurma, ferdi ve […]

Efendimiz’in (sas) Eğitim Felsefesi (2): İç Dünyaya Dikkat

Cenâb-ı Hak, Resûlü’nü (sallallahu aleyhi ve sellem) peygamberlik görevine hazırlarken daha yolun başında iki hususa dikkat çeker ki bunlardan birisi, elbise/dış/maddi [وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْۙ] diğeri ise iç/manevi temizliktir [وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْۙ]. Dış temizliği ile alakalı anlayış ve uygulamaları; bunun hayatına ve tebliğine yansımaları, konuyla alakalı ilk makalede incelenmişti. Kur’ân, “(وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْۙ)/Her türlü pislikten uzak dur.” ayeti ile […]

Allah Resûlü’nün İşkence İle Mücadelesi

Hak ve hürriyetlere saygısı ve adalet kaygısı olmayan sadist ruhlu kimseler, hedeflerini gerçekleştirme istikametinde insanlık dışı her türlü yola başvururlar. Bir insanlık suçu olan işkence de bunlardan birisidir. İşkence; bir insana, bilgi almak, kanun dışı cezalandırmak, itirafa ve ikrara zorlamak, dinini ve düşüncesini değiştirmeye çalışmak, bir fiili işlemeye mecbur kılmak, sadist duyguları tatmin etmek vs. […]

Aldatan Bizden Değildir! (2)

Allah Resûlü, Medine’ye hicretten kısa bir süre sonra kurduğu pazarını zaman zaman kontrol için gezer; ticarî hayatın, adalet, doğruluk ve güven üzerine şekillenmesi için denetlemelerde bulunurdu. Çarşı-pazar kontrollerinden birisinde buğday satan bir adamın tezgahına uğradı. Elini buğday dolu çuvalın içine daldırdı ve buğdayın alt kısmının biraz ıslak olduğunu hissetti. Bir avuç aldı ve satıcıya “Niçin, […]

Kur’ân Perspektifinde Hayat (2)

Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) muhatap olduğu nesil, Câhiliyye ortamında doğup büyümüştü. Bu devirde insanların bir kısmı, Allah’a inanmıyor; hayatı ve hayata dair her şeyi zamana nispet ediyorlardı: “Âhireti inkâr eden kâfirler bir de şöyle dediler: ‘Hayat, sadece bu dünyada yaşadığımız hayattan ibarettir: Ölürüz, yaşarız. Bizi yalnız zamanın akışı helâk eder.’ Aslında, buna dair […]

Nebevî Eğitimin İlkeleri (7): “DEĞER VER!”

Nebevî eğitimin temel esaslarından biri de muhataba “değer verme” ilkesidir. Muhataplarını gerçekten seven ve eğitimi önemseyen kimseler, onlara değer verir ve saygı gösterir. İnsanoğlu psikolojik bir ihtiyaç olarak başkaları tarafından kendisine güvenilmesini, değer verilmesini ve saygı duyulmasını bekler. Bu açıdan insan ruhu ve kabiliyetlerinin inkişafında, ona “değer verme ve saygı duyma” temel esaslardandır.  İnsanı yaratan Allah da […]

Asr-ı Saadet’te Kadınların, Problemlerin Çözümüne Sunduğu Katkı

Cahiliye döneminde kadın, hor, hakir ve uğursuz görülüyor; hak ve hukuku ayaklar altına alınıyordu. Hatta varlığı bile problem kabul ediliyor ve bazı kabilelerde küçük yaşta diri diri toprağa gömülüyordu. İlk vahyin inişi ve Muhammedü’l-Emîn’e verilen peygamberlik vazifesi, bekledikleri şafağın doğduğunu müjdeliyordu. Zira İslam, asırlardır devam eden bu gidişata, dur demiş ve tedricî bir şekilde kontrolsüz […]

Efendimiz’in (sas) Yetiştirdiği Prototip Gençler 2: Muâz İbn-i Cebel (ra)

I. Akabe Beyatı’na katılan on iki Medineli sahabî, kendilerine İslam’ı anlatacak, Kur’ân’ı ve Sünnet’i öğretecek bir mürşid ve muallim istemişlerdi. Bunun üzerine Allah Resûlü, Hz. Mus’ab İbn-i Umeyr’i (radıyallahu anh) onlarla birlikte göndermişti. Samimiyeti, sadeliği, ahlakı hem akla hem de kalbe hitap eden güzel ve ikna edici üslubuyla Hz. Mus’ab, kısa sürede sahip olduğu bilgi […]

Hicret, Başkalarına Benzeme ve Asimilasyon

Hicretten sonra entegrasyon sürecinde muhacirleri bekleyen tehlikelerden birisi de hâkim kültürün tesirinde kalarak zamanla her hususta onlara benzemedir. Zira aynı ortamda yaşayan, aynı eğitim müesseselerinde eğitim gören ve sosyal aktivite mekanlarını kullanan… farklı inanca sahip kimlikler, zamanla birbirinin örf, adet, dini ve kültürel hayatından etkilenerek birbirine benzemeye başlayabilirler. Bu durum, İslamî açıdan belli alanlarda bir […]