Browsing tag

Allah Resûlü

Kriz Yönetiminde Nebevî Esaslar (5): Asr-ı Saadet Sonrası

Allah Resûlü (aleyhissalâtu vesselâm), ümmetinin geleceği ve gelecekteki ümmetiyle de çok yakından alakalıdır. Onların hem dünya hem de ebedî ahiret saadetini elde etmeleri adına yollar açar, arkasında ilahî ve evrensel bir mesaj ve problemleri çözerken takip edebilecekleri nebevî bir metodoloji bırakır: “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar, Allah’ın Kitabı […]

Tuzak Teklifler ve Efendimiz’in Din ve Vicdan Hürriyeti Açılımı

Allah Resûlü, Kâbe’yi tavaf ediyordu. Bu esnada Mekkeli müşriklerin ileri gelenlerinden Velîd İbn-i Muğîre, Âs İbn-i Vâil, Esved İbn-i Abdilmuttalib ve Ümeyye İbn-i Halef de metâf alanına girmiş ve O’na yaklaşmaya başlamışlardı. Genel tavırlarından yeni bir teklifte bulunacakları da belliydi. Nitekim O’nu durdurmuş ve konuşmak istedikleri bir mesele olduğunu söylemişlerdi. Allah Resûlü “Buyurun! Sizi dinliyorum!” […]

Kardeşliğe Kıymamak İçin! (2)

Kardeşine Sövme!  İctimaî hayatta kardeşliğe; birlik ve beraberliğe zarar veren ve toplumda kavga ve düşmanlıkların oluşmasına sağlayan bir husus da kötü sözler ve sövmedir. Cenâb-ı Hak, bu tür sözleri sevmediğini şöyle ifade eder: “Allah, zulme (haksız itham ve iftiralara) uğrayanların (hakim karşısında konuşup hakkını savunması dışında) kötü sözün (ve çirkin işlerin) açığa vurulup söylenmesini sevmez…” Böylece O, toplum içinde […]

Allah Resûlü’nün “Can Kaybı” İmtihanı

Dünya hayatının en hazin gerçeği, ölüm ve gün geçmiyor ki birisinin ölümünü haber almayalım. Alıp da yakınlığımız, tanışıklığımız ve kalbimizde ki merhametin canlılığı oranında bir hüzün yaşamayalım. Zira ölüm, sözün bittiği yer ve sevdiklerini kaybetmek, insanlar için büyük bir musibet. Cenâb-ı Hak, “Biz mutlaka sizi biraz korku ile, biraz açlık ile, yahut mala, cana veya […]

Cennete Doğru Bir Yürüyüş: Hasta Ziyareti

İmtihanlarla dolu dünya hayatının bir gerçeği de hastalıklardır. Ve insanlar, hastalandıklarında tedavi sürecinde her türlü tıbbî tedbirin yanında ilgi ve alakaya, moral ve motivasyona, manevi desteğe de ihtiyaç duyarlar. Bu noktada “hasta ziyareti”, sıla-i rahmin, kardeşliğin ve komşuluğun hakkını verme, insanların iyileşme süreçlerine katkıda bulunma, yalnızlık, ümitsizlik, karamsarlık, isyan ve hatta intihar duygularına kapılmalarının önüne […]

Efendimiz’in (sas) Eğitim Felsefesi (3): Donanıma Dikkat

Kur’ân ve Sünnet’in eğitim anlayışında insan bir bütün olarak ele alınır ve eğitim; irade, akıl, ruh, kalp, nefis, his ve vicdana hitap eder. Fert, aile, toplum ve medeniyete rehberlik yapar. Duygu, düşünce, niyet ve nazara istikamet kazandırır. İnsanlara sahip oldukları kabiliyet, imkân ve potansiyelleri en doğru ve düzgün şekilde kullanma yollarını öğretir. Onlara, “benliklerini”, ilim, […]

Takdir Edici Yoldaş Olma Sünneti

İslam’da, müminler Allah’ın kulu, Resûlüllah’ın ümmeti birbirlerinin de kardeşidir. İmana dayalı bu kardeşlik esası, en yakın dost ve en güzel takdir edici yoldaş olmayı da beraberinde getirir. Bediuzzaman’ın ifadesiyle bu özellik mesleğimizin/meşrebimizin gereğidir: “Mesleğimiz halîliye olduğu için, meşrebimiz hıllettir. Hıllet ise en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmert kardeş olmak […]

Nebevî Eğitimin İlkeleri (10): “BAĞIRMA!”

Eğitim sürecinde karşılarına çıkan sorunlarla baş edemeyen birçok anne-baba çocuklarına, muallimler de öğrencilerine bağırmayı bir çözüm yöntemi olarak kullanır. Bağırarak baskı altına aldıkları, sindirdikleri ya da tehditle korkuttukları muhataplarını, terbiye ettiklerini zannederler. Halbuki eğitimde sözlü şiddetin ve bu duygusal istismarın bir faydası olmadığı gibi insanın psikolojisini, zihnî, fizikî ve sosyal gelişimini de olumsuz etkiler. Kaldı […]

Allah Resûlü’nün Kölelikle Mücadelesi

Allah Resûlü’nün (aleyhi’s-salâtu ve’s-selâm) yaşadığı ve peygamber olarak gönderildiği asrın, coğrafyanın ve kültürün bir gerçeği de kölelikti. O gün dünyada çok yaygın bir olgu/uygulama olan köleliğin kökeni çok eskilere dayanıyordu. Hz. Yusuf (aleyhi’s-selâm), O’ndan yüzyıllar önce kardeşleri tarafından atıldığı kuyudan, Mısır’a giden kervancılar tarafından çıkarılmış ve çok az bir meblağ karşılığında köle olarak satılmıştı. Yine […]

Peygamberler ve Yılgınlık Göstermeme Sünneti

Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) nübüvvet hayatı boyunca her ne pahasına olursa olsun başına gelen bütün bela ve musibetleri göğüslemiş ve son nefesine kadar ümidini ve mücadele azmini asla kaybetmemiştir. Herkesin adeta müdafaadan ümidini kesmek üzere olduğu yerde O, yeni hamleler yapan ve kendisine tabi olanları zaferlerden zaferlere doğru koşturan bir sevk ve idare […]