Peygamber Efendimiz’in (sas) Anne Sevgisi

1.445

Bilindiği gibi Peygamber Efendimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm), annesi Âmine Hatun’u, altı yaşında küçük bir çocuk iken kaybetmişti. Ancak, şayet annesi sağ olsaydı ömrü boyunca ona göstereceği anne sevgisi ve saygının ne kadar samimî ve içten olacağını tahmin etmek zor değildir.

Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şerîflerde anne ve baba haklarıyla ilgili olarak yer alan emir ve tavsiyeler, Son Peygamber Hz. Muhammed’in (aleyhissalâtu vesselâm), yanında yaşlanacak olsalardı anne ve babasına nasıl davranacağı hakkında bize ipucu vermektedir.

Efendimiz'in Anne Sevgisi
Efendimiz’in Anne Sevgisi

Kur’ân-ı Kerîm’de Anne ve Baba Hakkı

Bu konuda Kur’ân-ı Kerîm ne diyor, önce ona bir bakalım, sonra da hadîs-i şerîflere bir göz atalım. Yüce Allah, Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor:

Allah’a kulluk edin, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya ve eliniz altında bulunan kimselere iyilik edin…1

Biz insana, ana ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir..2

Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırlarsa kendilerine “of ” bile deme, onları azarlama, ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve “Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et.” diye dua et.3

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de, şöyle buyurmaktadır:

Allah’ın rızası, anne babanın rızasında, gazabı da anne babanın gazabındadır.4


Büyük günahların en büyüğü Allah’a ortak koşmak ve anne babaya karşı gelmektir.5


“Kendisiyle en çok ilgilenilmesi, ihtiyaçlarının öncelikle karşılanması ve kendisine yakın olunması gereken kimdir?” diye sorulunca Rasûl-i Ekrem (aleyhissalâtu vesselâm), üç kere, “annendir” buyurdu, dördüncüde, “babandır” diye ekledi.6

Görüldüğü gibi yukarıda mealleri verilen âyet ve hadislerde anne babaya sevgi ve saygı konusunda hassasiyetle durulmaktadır.

Peygamber Efendimiz’in Annesi ile İlgili Bir Hatırası

Şimdi de annesine dair bir hatırasını ve anne mevkiindeki hanımlarla ilgili örnek davranışlarını sıralayarak Hz. Peygamber’in (sas.), annesi sağ olsaydı ona nasıl davranacağını ve bu yaşanmış olayların Müslümanlara nasıl örnek teşkil ettiğini göstermeğe çalışacağız:

Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), Hudeybiye Umresinde Mekke’ye giderken Ebva’ya uğramıştı. Cenâb-ı Allah’tan izin isteyerek annesinin kabrini ziyaret etti. Ziyaret sırasında kabri eliyle düzeltti, teessüründen ağladı. Peygamber Efendimizin ağladığını gören Müslümanlar da ağladılar. Bu sırada, “Niçin ağladığını” soranlara, Hz. Peygamber(aleyhissalâtu vesselâm), “Annemin benim hakkımda şefkat ve merhametini hatırladım da ağladım” cevabını verdi.

Peygamber Efendimiz’in Hz. Süveybe’ye Hâl ve Hatır Sorması

Sevgili Peygamberimiz (aleyhissalâtu vesselâm) doğduğunda Ebû Leheb’in cariyesi Süveybe, bir hafta kadar ona süt emzirmişti. Peygamberimiz (aleyhissalâtu vesselâm), hayatı boyunca bu hanıma çok iyi davranmış ve iyilik etmiştir. Peygamber Efendimiz, Medine’ye göç ettiğinde ona sürekli olarak yiyecek gönderir, gidip gelenler aracılığıyla devamlı selâm yollar, hâl hatır sorardı. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bu ilgisini Süveybe Hatun ölünceye kadar devam ettirdi. Hatta onun ölüm haberini aldıktan sonra da Rasûl-i Ekrem (aleyhissalâtu vesselâm), bir yakını olup olmadığını soruşturmuş, kimsesi olmadığını tesbit etmişti.

Süt Annesi Halime Hatun’a Yardım Etmesi

Peygamberimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) süt annesi Halime Hatun, bir defasında Mekke’ye gelmiş ve Peygamber Efendimize, “Yaman bir kıtlık geçirmekte olduklarını, kuraklıktan hayvanların kırıldığını…” söylemişti. Bu sırada Hz. Hatice ile evli olan ve henüz Mekke’de bulunan Peygamberimiz (aleyhissalâtu vesselâm), Halime Hatun’a kırk koyun ile, binip gitmek ve yüklerini taşımak üzere bir de deve vermişti.

Yine bir gün süt annesi Halime, Sevgili Peygamberimiz’in huzuruna gelmişti. Peygamberimiz (sav.) hemen ayağa kalktı: “Anneciğim! Anneciğim!” diye saygı ve sevgi gösterdi, abasını sererek üzerine oturttu. Geleneğe göre böyle bir davranış, kişinin sevip saydığına beslediği içten sevgi ve saygının bir belirtisi sayılırdı.

Dadısı Hz. Ümmü Eymen Bereke’ye olan Anne Sevgisi

Şemâil kitaplarında Sevgili Peygamberimiz’in dadısı olarak adı geçen Ümmü Eymen Bereke’yi (r.anhâ) da burada rahmetle analım. Peygamber Efendimiz, uzun süre kendisine hizmet eden bu hanımı çok sever sayardı; bu muhterem hanımefendiye o kadar hürmet ederdi ki, zaman zaman ona, “Sen benim ikinci annem sayılırsın” diye hitap ederdi.

Bu ifade, Peygamberimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm), dadısı Ümmü Eymen’i annesi kadar sevdiğini, onu kendisine ve kendisini ona annesi kadar yakın hissettiğini belirtmesi bakımından ilginçtir. Ümmü Eymen’in cariye statüsünde yetişmiş bir kadın olduğu dikkate alınırsa Sevgili Peygamberimiz’in ona “annem!” diye hitab etmesinin anlam ve önemi daha iyi anlaşılır. Çünkü câhiliye çağı Araplarında cariyeler (köle kadınlar) her çeşit insanî ve tabiî haklarından mahrum idiler. İşte, böyle bir ortamda Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), Ümmü Eymen’i anne mevkiine yükseltiyordu.

Bu durum, aynı zamanda Hz. Peygamber’le birlikte kadın haklarında hızlı bir ilerlemenin olacağını da gösteriyordu.

Ebû Tâlib’in Hanımı Fatma Hatun

Burada bir de Ebû Tâlib’in hanımı Fatma Hatun’a değinmekte yarar var. Bu hanım, sekiz yaşından itibaren evine gelen Peygamberimiz’e (aleyhissalâtu vesselâm) öz oğulları gibi davranmış ve onu bağrına basmıştı.

Peygamber Efendimiz, küçükken kendisine hizmeti geçen diğer kadınlara olduğu gibi, Fatma Hatun’a da ömrü boyunca iyi davranmış, hürmette kusur etmemişti. Bu cümleden olarak onu sık sık ziyaret eder, hatırını sorardı. Fatma Hatun öldüğünde Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), “Annem öldü” ifadesini kullanmış, gömleğini kefen olarak vermiş ve kabre eliyle indirmişti.

Çevresindekiler, Fatma Hatun’un ölümü karşısında Peygamber Efendimiz’in gösterdiği sıcak ilginin sebebini sorduklarında şöyle cevap verdi:

Ebû Tâlib’ten sonra bu kadıncağız kadar bana iyiliği dokunan hiçbir kimse yoktur. Ahirette cennet elbiselerinden giyinmesi için ona gömleğimi kefen olarak verdim. Kabre ısınması, alışması için de oraya kendisiyle birlikte uzandım.

Hz. Peygamber’in (aleyhissalâtu vesselâm), Fatma Hatun’un ölümü karşısındaki üzüntüsünden hayret edenlere söylemiş olduğu şu söz de çok anlamlıdır:

– O benim annemdi! Kendi çocukları aç durur, suratlarını asarlarken o, önce benim karnımı doyurur, saçımı tarardı, o benim annemdi!7

Bu tarihî hakikatleri sıraladıktan sonra rahatlıkla ifade edebiliriz ki, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed’de (aleyhissalâtu vesselâm) anne sevgisi çok kuvvetli idi. Annesi Âmine Hatun’un kabrini ziyaret etmesi, teessüründen gözyaşı dökmesi; büyüdüğünde -vaktiyle kendisine çok az bir süre de olsa süt emziren- Süveybe Hanım’a çeşitli yardımlarda bulunması, süt annesi Halime’ye rastladıkça “anneciğim, anneciğim!” diye hitap etmesi ve ihtiyaçlarını karşılayarak yardımda bulunması; öz annesinin yokluğunu hissettirmemek için elinden gelen gayreti gösteren Ümmü Eymen’e, “Sen benim ikinci annem sayılırsın.” diyerek teşekkür etmesi, keza uzun bir süre sofrasında yemek yediği amcasının eşi yengesi Fatma Hatun için, “O benim annemdi!” demesi, Peygamberimiz’de (aleyhissalâtu vesselâm) anne sevgisinin ne kadar kuvvetli olduğunu göstermektedir.

Böylece, Müslümanlar, her konuda olduğu gibi anneye sevgi ve saygı konusunda da en güzel örnekleri Hz. Muhammed’in (aleyhissalâtu vesselâm) şahsında görmektedirler. Herhalde bütün Müslümanlar, Sevgili Peygamberimizi örnek alarak annelerine ve anne mevkiindeki hanımlara sevgi, saygı ve hizmeti şeref saymalıdırlar. Eli öpülesi nur yüzlü annelerimize saygı ve hizmette ihmalkâr davrananlar, Peygamber Efendimiz’in bu konuda sunmuş olduğu örnek davranışların ışığında aydınlanmalı ve hatalarından uzaklaşmalıdırlar.

O halde, annemiz yaşıyorsa ona sevgi ve saygımızı sürekli sunmalı, hizmetine her zaman koşmalıyız. Şayet annemiz ölmüşşe onu rahmetle anmalı, hatıralarını ve sevgisini çocuklarımızla paylaşmalı, öteki dünyada onu huzurlu kılacak yararlı hizmetler yapmalıyız.


Yazar: Prof. Dr. Hüseyin Algül/Peygamberimiz’in Şemâili, Ahlâk ve Âdâbı isimli kitabından alınmıştır.

Dipnot:

  1. Nisa, 4/36
  2. Lokman, 31/14
  3. İsrâ, 17/23-24
  4. Tirmizî, Birr ve Sıla, 3.
  5. Tirmizî, Birr ve Sıla, 4.
  6. Buharî, Edeb, 2.
  7. Hz. Peygamber’de anne sevgisi ile ilgili örnekler için bkz. İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ, I, 109-117; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, I, 459; Ahmed b. Ebî Ya’kub b.Ca’fer, Tarîhu’l-Ya’kubî, II, 14; Mevlânâ Abdülbâkî, Meâlimü’l-Yakîn , s. 25.
1 yorum
  1. […] – Allah’a kulluk edin, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya ve eliniz altında bulunan kimselere iyilik edin…1 […]

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.