Browsing author

Yücel MEN

2003 yılında ilahiyat üzerine lisans eğitimini bitirdi. 2012 yılında yüksek lisansını tamamladı. 2015-2016 yıllarında özel bir üniversitede misafir öğretim görevlisi olarak dersler verdi.

Peygamber Efendimiz’in (sav) Çocuklarını Yetiştirmesi (1)

Göz nuru, gönül süruru çocuklar, Allah’ın ailelere en büyük ihsanı. Yalnız bu ihsanın beraberinde getirdiği sevinç ve mutluluğa ilave bazı sorumluluklar da var ki bunlar, ruh ve bedenleri, fıtrat ve karakterleri, mahiyet ve istidatları, dünya ve ahiret hayatları/saadetleri dikkate alınarak en güzel ve hayırlı şekilde yetiştirilmeleri; ferdî ve sosyal hayatın maddi manevi hakkını verecek şekilde […]

Sosyal İlişkiler ve İnsanları Tanıma

Dostluk, arkadaşlık, evlilik, akrabalık, komşuluk, ticaret, ortaklık, seçim, kefil olma veya istihdam hangi hususta olursa olsun ilişkilerde hayal kırıklığı, güven bunalımı, hüsran yaşamama ve ağır bedeller ödememe adına “insanları tanıma” hayati öneme sahiptir. Yanlış insanla birliktelik, yola çıkma, iş yapma ve çalışma beraberinde aldatılma, utanma, boşanma, yalnız ve yüzüstü bırakılma, iflas gibi arzu edilmeyen neticeleri […]

Efendimiz’in Eğitim Felsefesi (8): Doğru Arkadaş Seçimi!

İnsanın; karakteri, kişiliği, duygu ve düşünceleri, niyet ve nazarı, yaşantısı, başarıları, hal, hareket ve ahlâkı üzerinde çevresinin belirleyici bir rolü vardır. O, çevresine hâkim olan zihniyet, örf, âdet, kültür, din, ideoloji, akım ve şartlara göre ilk şeklini ve rengini alır. Çocukluk dönemlerinde en yakın aile üyeleri; anne, baba, kardeş ve diğer akrabalar; gençlik yıllarında arkadaş […]

Her Şeyin Hakkını Verme

İnsanın, Allah’ın kendisine verdiği mükemmel donanımı ve her türlü imkânı, yaratılış ya da yapılış gayesine uygun bir şekilde hayır istikametinde, hak hukuk dairesinde ve hasenât peşinde kullanması, onların kendisi üzerindeki en büyük hakkıdır. Onları gayelerinin dışında değerlendirmesi; şer işlemesi, nankörlüğe girmesi, âtıl bırakması ve israf etmesi ise hem kendisine hem de o varlığa/varlıklara karşı zulümdür. […]

Medine’ye Hicret ve Kesintisiz Rehberlik

Kur’ân mesajını temsil ve tebliğ ile görevlendirilen Allah Resûlü (aleyhissalâtu vesselâm), Mekke’de on üç yıl boyunca kesintisiz bir aksiyon ortaya koyar. İlk üç yıl müşriklere hissettirmeden fert fert götürdüğü daveti, dördüncü yıldan itibaren açıktan ve toplu şekilde yapmaya başlar. Önce yakın akrabalarını, sonra Kureyş’i, ardından panayırlara katılan ve hac mevsiminde Mina’ya gelen bütün Arap kabilelerini, […]

Ehl-i Kitab’ın Arap Yarımadasından Çıkarılması

Evs ve Hazrec kabilesinin başında bulunan Sa’d İbn-i Muaz ve Sa’d İbn-i Ubâde’nin Müslüman olması, Medine yönetimi noktasında bazı gelişmelere sebebiyet vermişti. Bu iki lider, hicretten sonra Allah Resûlü’ne (aleyhissalâtu vesselâm) tâbi olmuş ve Medine’nin idaresi tabii olarak Müslümanlara geçmişti. O, idareyi devralmadan önce Evs ile Hazrec, 120 yıldır devam eden iç savaş halindeydi. Şehirde […]

Esbaba Riayet ve Tevekkül Arasında Hicret

Sebepler, maddi alemin üzerine dokunduğu kanaviçe gibidir. Varlığın nizam ve intizam içerisinde devamı hususunda hikmet dolu ilahî bir rahmettir. İnsan aklının işleyişi, tefekkür ve her türlü üretim noktasında ise âdeta tükenmez bir hazine hükmündedir. Esbaba riayet hem sünnetullaha saygının bir gereği hem de ilahî ve nebevî bir emirdir. Bir irade, azim ve kararlılık insanı Allah […]

Farklı Yönleriyle Hz. Muâz İbn-i Cebel (3)

İmanı Allah Resûlü’nün temsil ve tebliğ ettiği Kur’ân, Cahiliye döneminin şirk ve ahireti inkâra dayalı inanç anlayışını kaldırır ve yerine, tevhid, nübüvvet, ahiret, ahlak, ibadet ve adalet temelli yeni bir iman anlayışı getirir. Bu anlayışı kabul ve esaslarını hayata taşıma ancak tahkiki iman, irade ve şuurla olabilir. Zira işin içerisinde bedevî bir toplumun kabul ettiği […]

Allah Resûlü’nün “Can Kaybı” İmtihanı

Dünya hayatının en hazin gerçeği, ölüm ve gün geçmiyor ki birisinin ölümünü haber almayalım. Alıp da yakınlığımız, tanışıklığımız ve kalbimizde ki merhametin canlılığı oranında bir hüzün yaşamayalım. Zira ölüm, sözün bittiği yer ve sevdiklerini kaybetmek, insanlar için büyük bir musibet. Cenâb-ı Hak, “Biz mutlaka sizi biraz korku ile, biraz açlık ile, yahut mala, cana veya […]

Cennete Doğru Bir Yürüyüş: Hasta Ziyareti

İmtihanlarla dolu dünya hayatının bir gerçeği de hastalıklardır. Ve insanlar, hastalandıklarında tedavi sürecinde her türlü tıbbî tedbirin yanında ilgi ve alakaya, moral ve motivasyona, manevi desteğe de ihtiyaç duyarlar. Bu noktada “hasta ziyareti”, sıla-i rahmin, kardeşliğin ve komşuluğun hakkını verme, insanların iyileşme süreçlerine katkıda bulunma, yalnızlık, ümitsizlik, karamsarlık, isyan ve hatta intihar duygularına kapılmalarının önüne […]