Browsing author

Selim KOÇ

Sitemizin yazarlarından Selim Koç, 1987 yılında Uludağ Ünv. İlahiyat Fakültesinde lisans eğitimini tamamladı. 1992. yılında aynı fakültede hadis ilimlerinde yüksek lisansını bitiren yazarımız, 2002 yılında Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Tefsir alanında doktorasını tamamladı. Yazar, aynı yıllarda Tefsir, hadis, fıkıh, kelam ve tasavvuf alanlarında özel dersler almaya da devam etti. Yıllardır siyer alanında da okumalar yapan ve makaleler kaleme alan yazarımız sekiz yıldır sitemizde düzenli olarak yazmaktadır. Yazarımız, 1,5 yıl kadar Mekke ve Medine’de ikamet etmiş ve Allah Resûlünün hayatıyla ilgili pek çok mekanlara gitmiş ve özel araştırma ve incelemelerde de bulunmuştur.

Hicret Diyarına Entegrasyonda Komşuluk (1)

Hicret, göç edenle, göç edilen yerin sakinleri arasında ister-istemez bir etkileşimi beraberinde getirir. İçtimaî değişim ve gelişimin tohumları da bu etkileşim sayesinde atılır. Ancak etkileşimin olumsuz olduğu toplumlarda ayrışma, asimilasyon, ırkçılık ve etnisizme (ethnicism) dayalı yabancı düşmanlığı gibi çeşitli problemler de gelişebilir. Bu durum da muhacire karşı önyargıların oluşmasını, haklarında çeşitli endişelerin doğmasını ve bunlara […]

Kâbe ve Müştemilâtı

Kâbe Kur’ân’ın beyanıyla, “Yeryüzünde ibadet yeri olarak inşa edilen ilk ev, Mekke’deki Kâbe’dir. İnsanlar için hidayet kaynağı kılınmış, feyizli ve bereketli bir mekandır.” Hayatta huzur ve sükûn arayan insanoğlu için de emniyet ve güvenin yurdu olarak belirlenmiş bir sevap kaynağıdır. Yerden yükselmeyi ifade eden (كعب) fiilinden türetilen Kâbe, “Küp şeklindeki yapı” demektir. Hz. Adem’den (aleyhisselam) […]

Cennet Esintilerinin Serinlettiği Mekan: Hicr

Hicr kelimesi, lügatte “engellemek, yasaklamak, bir şeyden parça ayırmak” anlamına gelen (حجر) kökünden türetilmiş bir isimdir. Hicr denilince kastedilen yer ise Kâbe’nin kuzey batı duvarı tarafına bitişik olan boş alandır. Bir diğer ifadeyle Rükn-ü Irâkî ile Rükn-ü Şâmî arasında etrafı 1.5 metre yüksekliğinde “Hatîm” denilen yarım daire şeklindeki bir duvarla çevrili kısma verilen addır. Bu […]

Dokunulması Günahlara Keffaret Bir Rükün: Rükn-ü Yemanî

Kâbe tavaf edilirken her köşesi istilam edilmez. Hangi köşelerinin istilam edileceği mevzusunda rehberimiz Allah Resûlü’dür (sallallahu aleyhi ve sellem). O’nun bu mevzudaki uygulamalarına baktığımızda Hacer-i Esved’le birlikte Rükn-ü Yemanî‘yi de selamladığını görmekteyiz.  Rükn-ü Yemani, Kâbe’nin Yemen’e bakan köşesine verilen isimdir. Abdullah İbn-i Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) tavafın her şavtında Rükn-ü Yemânî ve […]

En Saadetli Taş: El-Haceru’l-Esved

El-Haceru’l-Esved, Kâbe’nin doğu köşesinde, yerden 1,5 metre yükseklikte gümüşten bir mahfaza içinde muhafaza edilen yaklaşık 30 cm çapında siyaha yakın koyu kırmızı renkte bir taştır. Hacer, kelime olarak Arapçada taş demektir. El-Haceru’l-Esved siyah taş anlamına gelir. Cennet’ten indirildiği ve zaman içinde renginin değiştiği Allah Resûlü’nün ibret dolu ifadelerinde şöyle anlatılmaktadır: “Haceru’l-Esved, Cennetten indi. İndiği vakit […]

Hicret Öncülerinden: Ümmü Habîbe

Mekke müşrikleri peygamberimize inanmamakla kalmıyor, iman edenleri de O’na inanmaktan ve mümince yaşamaktan alıkoymaya çalışıyorlardı. Bunun için her yolu deniyor her türlü işkenceye başvuruyorlardı. Halbuki insanın en tabii haklarından bir tanesi inanç özgürlüğüydü. Herkesin inandığı gibi yaşamasından daha tabii şey düşünülemezdi. Fakat inkârla tabiatları yozlaşmış ve insanlığını kaybetmiş kimselere bunu anlatmak hiç de kolay değildi. […]