Browsing author

Selim KOÇ

Sitemizin yazarlarından Selim Koç, 1987 yılında Uludağ Ünv. İlahiyat Fakültesinde lisans eğitimini tamamladı. 1992. yılında aynı fakültede hadis ilimlerinde yüksek lisansını bitiren yazarımız, 2002 yılında Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Tefsir alanında doktorasını tamamladı. Yazar, aynı yıllarda Tefsir, hadis, fıkıh, kelam ve tasavvuf alanlarında özel dersler almaya da devam etti. Yıllardır siyer alanında da okumalar yapan ve makaleler kaleme alan yazarımız sekiz yıldır sitemizde düzenli olarak yazmaktadır. Yazarımız, 1,5 yıl kadar Mekke ve Medine’de ikamet etmiş ve Allah Resûlünün hayatıyla ilgili pek çok mekanlara gitmiş ve özel araştırma ve incelemelerde de bulunmuştur.

Nebevî Eğitimin İlkeleri (11): “HATAYI, YÜZE VURMA!”

Eğitim ve öğretimde sıkça karşılaşılan yanlış muamelelerden birisi de muhatabın hatalarını yüzüne vurmak ve onu utandırmaktır. Birçok anne/baba ve muallim böylece onları terbiye ettiklerini ve geleceğe hazırladıklarını düşünürler. Halbuki insan, nisyanla malul bir varlıktır. Unutkanlığı, gafleti, aceleciliği ya da çeşitli zaaflarından dolayı hata edebilir. Allah Resûlü’nün beyanıyla “Her insan hata yapabilir. Ancak hata yapanların en hayırlısı […]

Peygamberler ve Yılgınlık Göstermeme Sünneti

Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) nübüvvet hayatı boyunca her ne pahasına olursa olsun başına gelen bütün bela ve musibetleri göğüslemiş ve son nefesine kadar ümidini ve mücadele azmini asla kaybetmemiştir. Herkesin adeta müdafaadan ümidini kesmek üzere olduğu yerde O, yeni hamleler yapan ve kendisine tabi olanları zaferlerden zaferlere doğru koşturan bir sevk ve idare […]

İçtimai Bir Sorumluluk ve Sünnet: Mazluma Sahip Çıkma

Yeryüzünde hakkı ikame ve adaleti tesis için gönderilen peygamberlerin hayatı, zalim fert ve topluluklara karşı verilen çetin mücadelelerin ve mazluma sahip çıkmanın örnekleriyle doludur. Onlar, hakkı tebliğ ve ikâme etmenin yanında haksızlığa uğrayan kimselerin de daima rehberleri ve müdafileri olmuşlardır. Hz. Nuh ve Hz. İbrahim, en büyük zulüm olan şirkin yanında onun despot temsilcilerine ve […]

Nebevî Eğitimin İlkeleri (3): “MÜSAMAHALI OL!”

Sevgi ve şefkâtin, eğitime, insanî muamele ve münasebetlere kısacası hayata yansımalarından birisi de müsamahadır. Müsamaha, hiç kimseyi hor görmemek, hatalarından dolayı ayıplamamak, aşağılamamak bilakis yanlışları örtmek ve affetmek, onların yerine mülayemetle doğruları inşa etmeye çalışmak ve farklı inanç ya da görüş sahiplerine karşı dengeli davranmaktır. Müsamaha, Allah Resûlü’nün örnek ahlakının özüdür. Ve bu erdem hem […]

“Tekfirizm” Vebası ve Efendimiz’in (sas) Duruşu

Dünden bugüne Müslüman toplumların yaşadığı temel problemlerden birisi de tekfirizmdir. Tekfîr etmek, bir Müslümanın, başka bir Müslümanı küfre nispet etmesi yani onu kafir sayması demektir. Kur’ân ve Sünnet’in uyarılarına, tarihte yaşanmış acı tecrübelere rağmen günümüzde hala Müslümanlardan bazı kimse ya da kesimler, sahip oldukları iyi niyet ve düşüncelere rağmen aralarındaki fikir farklılıkları ya da olaylara bakış açılarından […]

Uhud Sürecinde Kadınların Duruşu

Zaferlerin kazanılması, devamı ve kalıcı hale gelmesi için cephede savaşan ve gerekirse canını veren askerlerin yanında, onu metanetle gazaya uğurlayan ve geriye dönmesini bekleyen ailesinin -şayet dönmez cephede kalırsa- ortaya koyacağı duruş, en az cephede vuruşmak kadar önemlidir. Zira cepheye giden yiğit, cesaretini öncelikle Allah’a imanından, sonra geride bıraktıklarından ve silah arkadaşlarından alacaktır. Onu cepheye […]

Kâbe’yi Kıble Edinen İlk Sahabî: Bera İbn-i Ma’rûr

Takvimler, Risalet’in 13. yılı Zilhicce ayının 12’sini gösteriyordu. Hac mevsimiydi. Allah Resûlü’nün Yesrib’den beklediği özel misafirleri vardı. Hz. Mus’ab İbn-i Umeyr gayretlerinin semeresini almış ve 75 Medineli Müslümanı, Mina’da Allah Resûlü’yle buluşturmak için yola çıkmıştı. Büyük çoğunluğu Rahmet Peygamberi ile ilk defa görüşecek ve O’nu (aleyhissalâtu vesselâm), Medine’ye davet edeceklerdi. Gelenler arasında Hazrec’in Selimeoğulları kolunun […]

Aile İçi İletişimde Teşekkür

Aile içi iletişimin olmazsa olmaz temel prensiplerinden birisi de yapılan iyilikler ve güzel davranışlar karşısında eşlerin birbirine teşekkür etmesidir. Zira insan, yaratılışı gereği sevgiye duyduğu ihtiyaç kadar kendisine değer verilmeye, yaptıklarının görülmesine ve takdir edilmesine, bir diğer ifadeyle teşekküre ihtiyaç hisseder. Bunun için yaptığı bir iyilikten dolayı teşekkürü; güzel bir iş ve davranıştan dolayı da […]

Aile İçi İletişimde Dinleme

İnsani ilişkileri düzenleyen önemli vesilelerden bir tanesi de dinleme eylemi ve sürecidir. Bu manada bir insanın ahlakî güzelliği ve olgunluğu, kendini konuşma ve dinleme kalitesinde belli eder. Sırf kendini düşünen ve sadece kendi isteklerini önceleyen ve onları seslendiren fakat karşı tarafı dinlemeyen ya da dinlemek istemeyen kimseler sağlıklı bir iletişim kuramazlar. Dolayısıyla yuvada benliklerden sıyrılıp […]

Aile İçi İletişimde Konuşmanın Yeri

İletişim, konuşmakla/konuşa bilmekle başlar. İnsanların konuşmadan tam bir iletişim kurmaları mümkün değildir. Yeryüzünde yaratılan canlılar arasında konuşabilen tek varlık da insandır. Allah, insanı yaratmış ve onu beyan kabiliyetiyle donatmıştır. Dolayısıyla insan konuşarak duygu ve düşüncelerini ifade edecek ve karşı tarafla bir noktada buluşmaya ve anlaşmaya çalışacaktır. Hatta dili olmayan insan bile kendisini ifade için işaret […]