Browsing author

Peygamber Yolu

Beytullah’tan Ayrılık

Ebtah’tan Kâbe’ye Hareket Ten’im’de ihrama giren Âişe Validemiz, kardeşi Hazreti Abdurrahmân ile umrelerini bitirmiş ve sabaha doğru Ebtah’a gelmişlerdi. Gecelerinin çoğunu ayakta ve kulluk hâlinde geçiren Resûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem), onların gelişini görür görmez, umrelerini kastederek “Bitirdiniz mi?” diye sordu. “Evet!” cevabını alır almaz da hareket emrini verdi; Kâbe’ye gidiyorlardı! Sabah vaktinden önce […]

Hicret Diyarında Ölme

  Mina’dan Ayrılık Bugün, “nefr-i âhir” veya “nefr-i sâni” denilen bayramın dördüncü ve son günü. Aynı zamanda bugün, teşrik tekbirlerinin de son günü. Yine bugün, şeytan taşlama ameliyesinden sonra hac menâsikinin son bulacağı ve dönüş için Minâ’dan ayrılığın başlayacağı gün. Onun için diğer günlerden farklı olarak bugün cemerâta, sabah namazından sonra çıkıldı ve ardından Minâ’daki […]

Efendimiz’in (sas) Bayramları

Hicret sonrasında Medîne’de iki bayram yaşandığını gören Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), bugünlere bedel Allah’ın (celle celâlühû), mü’minlere o günlerden daha hayırlı iki bayram ihsan ettiğinin haberini vermiş ve böylelikle Ramazan ve Kurban bayramları kutlanmaya başlanmıştır ki hem Ramazan hem de Kurban, iki yoğun ibadet sürecinin akabinde Allah’ın kullarına ihsan ettiği bayram günleridir. Bu […]

Efendimiz (sas), bir iman ve aksiyon âbidesiydi

İnsanlık tarihinde iman ve aksiyonu başkaları ile mukayese edilmeyecek ölçüde atbaşı götürebilmiş birisi varsa o da Hazreti Muhammed (aleyhi ekmelü’t-tehâyâ)’dır. O, her zaman aşkın bir inançla Allah’a bağlanmış, bütün benliğiyle O’nun elçisi olduğuna inanmış, O’na tam teslim olmuş; her zaman ciddî bir sorumluluk duygusuyla hareket etmiş; ne inancında, ne dâvâsında, ne yürüdüğü yolun doğruluğunda, ne […]

Peygamberimiz (sas), bir Söz Sultanı’ydı.

Hakk’ın murad ve kelamına tercüman olma vazifesiyle gönderilmiş bulunan Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), aynı zamanda bir Söz Sultanı’ydı. Bugüne kadar herkesin derecesine göre ve belli ölçüde söylemeye muktedir olduğu bir hayli güzel söz olmuştur ama, Güzeller Güzeli’nin (sallallâhu aleyhi ve sellem) sözlerinde bir başka derinlik, bir başka lezzet, bir başka halâvet vardır. O’nun beyânı […]

Allah-Kâinat-İnsan ve Nübüvvet

Varlık ve hâdiseleri iyi okuyup isabetli yorumlayarak insan, kâinat ve ulûhiyet hakikati arasındaki dengeyi koruma, peygamberlerin en önemli derinliklerinden biridir ve en aşkın yanlarıdır. Evet varlığın bir “küll” hâlinde duyulup sezilmesi, eşyanın birbirinin modeli olarak umumî şekildeki tecellisi ve mevcudat çapındaki “evrensel” vahdet kanunlarının tam kavranması sadece enbiyâ-yı izâm’a müyesser olmuştur.. ve onların, hususiyle de […]

Şakk-ı Kamer Mucizesi

Beri tarafta Kureyş, her fırsatta Allah Resûlü’nü zor durumda bırakma gayretlerine devam ediyordu. Bir gün, Mekke ileri gelenleri, Mina’da bir araya gelmiş ve ashabıyla beraber burada bulunan Efendimiz’den yine bir mucize talep etmişlerdi. Hatta, görmeyi arzu ettikleri mucizeyi de tarif etmişler ve şayet bunu yapabilirse iman edeceklerini beyan etmişlerdi. Onların da iman etmeleri konusunda olabildiğince […]

Abese Sûresinin İnişi

Müşriklerin her türlü mucizeyi görüp bildikleri hâlde hakikati inkâr etmelerine rağmen, Kâinatın İftihar Vesilesi’ndeki tebliğ aşkı, hiç eksilmeden devam ediyor ve insanların elinden tutma adına bütün imkânlarını seferber ediyordu. Bunun için, her defasında yüz çevirip karşı çıkmalarına rağmen küfrün ele başlarıyla konuşmayı da ihmal etmiyor ve onların da kalbinin yumuşayacağını umut ederek hep müspet hareket […]

Genel boykot

Hz. Hamza’dan sonra Hz. Ömer de Müslüman olmuş ve Kureyş açısından, ardı ardına çok büyük iki kayıp yaşanmıştı. Ardından bir de Habeşistan elçilerinin eli boş ve götürdükleri kucak dolusu hediyelerle gerisin geriye dönüşlerini gören Mekke, öfkeden kabardıkça kabarmış ve kılıçlarını yeniden gayzla bilemeye başlamıştı. Üstüne üstlük bir de, Habeşistan’a hicret edenlerin haberlerini alıyor ve her […]