Browsing author

Peygamber Yolu

Sa’d İbn-i Ebî Vakkas’ın Huzura Koşuşu

Bütün bunlar, neyi değiştirirdi ki? İman gibi bir değerle buluştuktan sonra, hangi güç ve kuvvet insanın karşısına çıkar ve onu değerlerinden vazgeçirebilirdi? Kureyş’in kinine inat, iman dairesi çığ gibi büyümeye durmuş; hemen her gün huzur-u risalet, yeni katılımlarla şenleniyordu. Ardı ardına bir yarış başlamıştı; bütün acıları unuttururcasına, yeni doğumlar yaşanıyordu. Başka gün de, bir başka […]

Peygamber Efendimiz’in (sas) İbadet ve Kulluk Hayatı

Allah’ın (c.c.) emirlerini yerine getirme, O’na kulluk etme ve kulluğun şuurunda olma gibi mânâlara gelen ‘ibâdet’ ve ‘ubûdiyet (kulluk)’ kavramları; bazılarına göre her ne kadar aynı mânâya hamledilmiş ise de, çoğunluğun kabulüne göre, bu kelimelerin lâfızları gibi mânâları da birbirinden farklıdır. İbâdet, ‘Yüce Mevlâ’nın emirlerini yerine getirip yaşama ve kulluk sorumluluklarını temsil etme’ mânâlarına geldiği […]

Allah Resûlü’nün İki Yönü

Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Allah’ım, beni fakir olarak yaşat, fakir olarak öldür ve fakir olarak haşret!” şeklindeki duasını nasıl anlamalıyız? Eğer ortada söylenmiş bir söz varsa, bu konuda mühim olan, o sözün nerede, hangi şartlar altında ve hangi siyakta söylendiğini değerlendirmek suretiyle mânâsını doğru anlamaya çalışmaktır. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Allah’ım, beni fakir […]

Efendimiz’in (sas) Uygulamalarında Din Eğitiminin Başlama Yaşı

Aktif eğitim süreci çocuğun doğumu ile birlikte başlar. Çocuk konuşmaya başlamadan önce hal ve hareketlerin, duygu ve hislerin ağırlıklı olduğu bir eğitim dönemi söz konusudur. Konuşmaya başladıktan sonra ise çok yönlü bir eğitim süreci içine girilmektedir. Eğitim faaliyetleri, çocuğun gelişim basamakları dikkate alınarak, her yaşın özelliğine göre şekillendirilmelidir. Çocuk zihin, duygu ve fizik gelişimi açısından […]

Medine’nin Gülü

Andım yine Sen’i her şey yâdımdan silindi, Hayâlin gönlümün tepelerinde gezindi; Bu bir serâp olsa da hafakanlarım dindi.. Andım yine Sen’i her şey yâdımdan silindi. Keşke hep aşkınla oturup aşkınla kalksam, Rûhlar gibi yükselip de ufkunda dolaşsam; Bir yolunu bulup gönlünden içeri aksam.. Keşke hep aşkınla oturup aşkınla kalksam. Bir bilsem, vuslata ne zaman ferman […]

Müslümanları Müdafaa Adına Medine’den Hareket

Efendimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) hicretiyle Medine’nin huzura kavuşması, tabii seyir içerisinde bölgede bir güç merkezi haline gelmesi, çevredeki kabilelerle kurulan diplomatik münasebetler ve kazanılan zaferler, Mekke dışındakilerin de dikkatini çekmeye başlamıştı. Üstelik buna bir de değişik hesaplar peşinde koşan münafıkların ve Mekkelilerin kışkırtmaları da dâhil olunca eline kılıcı alan Medine’ye saldırmanın planlarını yapmaya başlıyordu. Hepsinin de […]

Efendimiz’in (sas) Çevresindeki Varlıklarla Ünsiyet ve Münasebeti

Peygamberler insanlığın yolunu aydınlatmak üzere Allah tarafından görevlendirilmiş üstün meziyetli insanlardır. Geldikleri topluma hayatın nasıl yaşanması gerektiğini öğretir ve kendileri de bizzat yaşayarak topluma örnek olurlar. Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) ise son peygamber olması hasebiyle topyekün insanlığa rehber olarak gönderilmiştir. Onun risaleti belli bir toplum, bir zaman ve bir mekânla sınırlı değildir. Dolayısıyla görevi, sadece Araplarla […]

Metafta Bir Âyet: Makam-ı İbrahim

Makam-ı İbrahim, Hz. İbrahim’in (aleyhisselâm) Kâbe’yi inşa ederken, örülen duvarın boyunu aşması üzerine, üstüne çıkıp inşaatı devam ettirdiği taş olarak bilinir. Kâbe’nin inşası esnasında iskele olarak kullanıldığı için üzerinde zaman içinde Hz. İbrahim’in ayak izleri oluşmuştur. Bir görüşe göre de bu taş, Hz. İbrahim’in (aleyhisselâm) insanları hacca çağırmak için üzerine çıktığı taştır. Aslında Hz. İbrahim’in, […]

En Geniş Cadde ve En Selametli Yol: Sahabe Mesleği ve Özellikleri

Rasûl-ü Ekrem (aleyhissalâtü vesselâm) Efendimiz’in sohbetine katılıp onun boyasıyla boyanma şerefine eren, ölümü göze almadan imanlarını izhar edemeyecekleri zorlardan zor bir dönemde İslam’a sahip çıkan, bir ömür boyu şakacıktan da olsa yalana asla tenezzül etmeyerek sıdk ve sadâkatle dine hizmet eden ve böylece Peygamberlerden sonra insanların en seçkinleri ve faziletlileri olma pâyesini kazanan Ashâb-ı Kirâm […]

Nübüvvetin Çehresinde Okuduklarımız

Allah, varlık ve eşya ile Kendinin tanınıp bilinmesini dilediği gibi, vahyin lisanıyla da, tekvînî ve tenzîlî emirlerinin iç içe mütalaa edilmesini; gözlerden kalbe akan mânâların, kulaklar yolu ile gelip ruhları saran nefehatla desteklenmesini; zât, sıfât ve esmâsı itibarıyla “min haysü hüve hüve” bir ulûhiyet anlayışının ortaya konmasını ve tabiî buna karşılık da kullarının sorumluluklarını, bu […]