Browsing author

Peygamber Yolu

Tıbb-ı Nebevî’de Enfeksiyonlardan Korunma

Ancak mikroskopla görülen ve ölümcül hastalıklara yol açabilen mikroplara dâir bazı işaretleri, Efendimiz’in (sallallahü aleyhi ve sellem) beyanlarında görmekteyiz. Ebû Musa el-Eşari’den (r.a) rivayet edilen bir hadîste, Efendimiz’in (sallallahü aleyhi ve sellem): “Ümmetimin yok olması kılıç ve taun iledir.” buyurması üzerine, ashab sorar: “Ya Resulullah kılıcı biliyoruz; fakat taun nedir?” Efendimiz: “Gözden gizlilikte cin gibi […]

Tıbb-ı Nebevî’de Meyve

İslâm âlimleri, tıbb-ı nebevî’yi, “Hastaların tedavisi hakkındaki Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) hadislerinden bahseden ilimdir.” şeklinde tanımlamışlardır.[1] Tıbb-ı nebevi ile ilgili eserlerde hastaların tedavisi hakkındaki hadisler yanında şifalı bitkiler, sebzeler ve meyvelerle ilgili hadisler de yer almaktadır. Resûl-i Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz, karışık ilaçlarla (el-edviyetü’l-mürekkebe/akrabazin) tedavi edilmesi gereken ya da cerrahi müdahaleye ihtiyaç […]

Tıbb-ı Nebevî’de Temizlik

Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) yaşayışıyla, davranışlarıyla ve mübarek beyanlarıyla sağlığa büyük önem vermiştir. O (sallallâhü aleyhi ve sellem), kısa dünya hayatında, ebedî hayatı netice verecek bir semere almak için, sağlık ve afiyeti Allah’ın (celle celâlühü) en büyük nimetlerinden saymış; sağlıklı bir vücutla ibadet yapmayı tavsiye etmiştir. Dualarında Allah’tan sağlık ve afiyet istemiş, sağlığın korunmasında […]

Mukaddes Izdırap ve Gönül Süruru

Resûl-i Ekrem Efendimiz için göz aydınlığı ve gönül süruruna vesile olan İnşirah sûresinin ve bilhassa bu sûre-i celîlede beyan buyrulan “şerh-i sadr” meselesinin günümüz mü’minleri için ifade ettiği mânâlar nelerdir? Esbab-ı nüzul açısından bakıldığında, İnşirah sûresinin, Duhâ sûresinin akabinde nazil olduğu anlaşılmaktadır. Duhâ sûresinin son âyetinde ise Cenâb-ı Hak, Peygamber Efendimiz’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) […]

İnsanların Birbiriyle İmtihanı ve Sahabe

Cenâb-ı Hak (celle celâluhu) bir âyet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: “Biz onların bir kısmını diğerleri ile imtihan ettik.”[1] Demek oluyor ki, insanlar birbirleriyle imtihan olabiliyorlar… Bu meseleyi birkaç madde hâlinde sıralamak mümkündür: Birincisi: İnsanlar içinden bir peygamber gelir ve diğer insanlar için o bir imtihan sebebi olur. Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) gönderilişinde de aynı durum […]

Kuratâ’ya gönderilen İslam’a Davet Mektubu (1 Safer Hicrî 9)

Allah Resûlü bazı yerlere bizzat kendisi giderek bazı yerlere ashâbını göndererek ve bazı yerlere de mektuplar göndererek kralları ve kabileleri İslam’a davet ediyordu.  O (aleyhissalâtu vesselâm) bu iş için seçilmiş ve Kur’ân mesajıyla gönderilmişti. Bölgede hala kendisine ulaşılmayan kabileler vardı ki onlardan bir tanesi de Kuratâ’ydı. Yanına Abdullah İbn-i Avsece’yi çağıran Allah Resûlü, kendisini bir […]

Mekke’nin Ciğerparelerinin Müslüman Oluşu (1 Safer Hicrî 8)

Gönül dili ve hâl şivesinin karşı tarafta çok derin izler bıraktığı muhakkaktı. Benimsenen düşünceyi zirvede temsil etmek, onu sözle başkalarına anlatmaktan daha tesirliydi. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) ise, her ikisini birden yapıyordu. Her fırsatı davası adına değerlendiriyor ve her zaman daha fazlasını istiyordu. Kâbe’ye girip de Allah’a kullukla serfürû etmeye başlayınca, meraklı gözlerle […]

Ebvâ/Veddân Seferi (1 Safer Hicrî 2. Yıl)

Allah’a kulluklarını, en temel insanî hak ve hürriyetlerini Mekke’de yaşama imkânı bulamayan Müslümanlar, gördükleri ağır zulüm ve baskı üzerine memleketlerini terk edip Medine’ye yerleşmişlerdi. Efendimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) rehberliğinde yeni bir medine ve medeniyet inşası başlatmış ve emin adımlarla ilerliyorlardı. Hayır, hikmet ve hukuk dolu hamleler, kısa zamanda etkisini göstermiş ve Yesrib her köşesine huzur havasının […]

Allah ve Hâdiseler Karşısında Peygamberâne Duruş

Kendini Hakk’a adayıp da Allah’a dayanan insan, yürür vazife ve sorumlulukları istikametinde dönüp arkasına bakmadan. Bilir o nasıl bir kuvvete dayandığını ve kimin hesabına hareket ettiğini. Emindir hedefinden, yürüdüğü yolun doğruluğundan ve yol boyu bir lâhza olsun yalnız bırakılmadığından/bırakılmayacağından. Bu itibarla da o, hiç mi hiç fikrî, hissî dağınıklığa düşmez, teşevvüş ve tereddüt yaşamaz; mükellefiyetlerini […]

Allah’a Yakınlık, Bela ve İmtihanlar

“Belâların en şiddetlisi enbiyâ-i izâm efendilerimize, sonra evliyayı kiram efendilerimize, sonra da derecelerine göre diğer mü’minleredir.” hadisini açıklar mısınız? Hadis-i Şerif’te “İnsanların en çok musibete uğrayanları evvela peygamberlerdir, sonra derecelerine göre (veliler ve salihler) gelir. Kişi dinine göre bela ve imtihanlara maruz kalır. Eğer salâbet-i diniyesi varsa, belası daha da artar. Fakat dininde gevşek yaşıyorsa […]