Browsing author

Peygamber Yolu

Efendimiz’in (sas) Medine’deki İlk Günü

Kuba’dan hareket Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) Kuba’da on dört gün kalmış ve on beşinci gün Pazartesi sabah Neccaroğullarından bir gruba haber göndermişti. Onlar da kılıçlarını kuşanmış gelmişlerdi. Peygamberimiz Kasva’ya binmiş, Hz. Ebu Bekir de redifindeydi. Tam hareket etmek üzereydiler ki Allah Resûlü’nün ayrılmasını istemeyen Amr İbn-i Avf oğulları gelmiş önünde durmuşlardı. “Ya Resûlallah! […]

Ve fetih: Mekke Emin Ellerde

Ashâb, ordunun konakladığı Merrü’z-Zehrân’dan hareket etmiş ve Zî Tuvâ denilen yere gelmişti. Burada toplanacak ve büyük fethin ilk adımları da buradan atılacaktı.  Hicretin sekizinci yılının Ramazan ayının bitimine on gün kalmıştı ve bir cuma günüydü. Daha güneş doğmadan önce Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) Kasvâ’ya binmiş ve terikisine de Üsâme’yi almış olarak yeşil birliğinin […]

Batılın Zail Oluşu ve Kâbe

Artık ortalık durulmuştu; Mekkelilerde derin bir sessizlik hâkimdi. Allah Resûlü, çadırında gusül abdesti aldı ve Allah’ın lutfettiği bu neticeye bir şükür ifadesi olarak önce sekiz rekât namaz kıldı ve ardından da devesini getirmelerini emretti. Kasvâ, çadırın kapısına kadar getirilmişti ama Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), zırhıyla miğferini de giymek için yeniden çadırına dönecekti! Şimdi silahını […]

Nebîler ve Karşısındakilerin Seviyesizliği

İstihza ve alay, hakkı temsil eden insanlara karşı, başta Allah düşmanı münkirlerin, münafıkların ve Kur’an ve Sünnet’in ortaya koyduğu düsturlardan uzak yaşayan, Allah’tan (celle celâluhu) gerektiği gibi korkup sakınmayan cahil ve gafil insanların kendilerine huy edindikleri bir davranıştır. İnsanlık tarihine baktığımızda böylesi kimselerin zaman zaman başta peygamberler olmak üzere onlara tabi olan hakkın temsilcisi salih […]

Engin Gayeli Mukaddes Bir Göç: Hicret

Hicret engin gayeli mukaddes bir göç.. inanç, duygu ve düşünce zenginliğiyle beslenerek gerçekleştirilen böyle hedefli bir göç, hulûsun derinliği ölçüsünde insanın semavî seyahatlerine denk sayılabilir. İnsanlığın İftihar Tablosu, bu seyahatin hem semavî olanıyla hem de arzda cereyan edeniyle şereflendirilmiştir. Bunlardan birincisi, has çerçevesiyle O’na mahsus ve başkasına müyesser değil; ikincisi ise belli şartlar altında, kıyamete […]

Tıbb-ı Nebevî’de Genetik-2

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), geçmiş hiçbir medeniyetin tıbbî birikiminden istifade etmeden, asırlara hükmedecek mu’cizevî beyanlar irad etmiştir. Bunlardan bazıları da genetik sahasındadır. Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) bu tespitleri, sahabe döneminde tecrübe ve teslimiyete bağlı olarak kabul görmüştür. Bugün ise bizler, bunlardan bazılarını genetik ilmi sayesinde yeni yeni anlıyoruz. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve […]

Peygamberlerin karikatürü yapılabilir mi?

İnsanların birbirine saygılı davranması insan olmanın bir gereğidir. İnsanın dışındaki varlıklardan böyle bir şey beklenmez/beklenemez. Zira saygı irade ile alakalı bir şeydir. Mevcudat içinde irade nimetine mazhar olan yegane varlık da insandır. Kendisine saygılı davranılmasını isteyen herkes, muhatap olduğu insanlara hatta bütün insanlığa saygılı davranmalıdır. Saygılı davranmalıdır ki başkalarından saygı görsün. Zira saygı, saygının en […]

Efendimiz (sas) Kâbe’nin İçinde

Fetih sonrası Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), yanına Hz. Bilâl’i çağırdı. Osman İbn Talhâ’nın yanına gitmesini ve ondan Kâbe’nin anahtarlarını alarak kendisine getirmesini istiyordu. Uzun uğraşlar sonunda annesinden anahtarı alabilen Hz. Osman, onu kaptığı gibi Kâbe’ye doğru koşmaya başlamıştı. Olacak ya, tam da Efendimiz’e yaklaştığı sırada sürçecek ve yere düşecekti; annesinden zoraki aldığı anahtar […]

Ehline Verilen Emanet: Kâbe’nin Anahtarları

Kâbe’nin anahtarları hâlâ elindeydi; onları Sultanlar Sultanı’nın elinde gören Hz. Ali: – Yâ Resûlallah, diye seslenecekti. “Kâbe’nin örtüsüyle ilgili hizmetler yanında anahtarları taşıma vazifesini de bize verseniz!” Belli ki Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) aynı kanatte değildi; aynı zamanda böyle bir talep karşısında hoşnut olmadığı anlaşılıyordu! Ona dönerek: – Ben size, nimetlerinden istifade edeceğiniz bir […]

“Haydi gidin; hepiniz hürsünüz!”

Fetih sonrası insanlar, Kâbe’nin avlusunda halkalanmış, merakla gelişmeleri takip ediyorlardı; Allah Resûlü’nün haklarında vereceği hükmü merak ediyorlardı! İşte şimdi sıra, bu insanlara seslenmeye gelmişti ve Efendiler Efendisi, onlara hitap etmek için Kâbe’nin kapısına çıktı. İlk cümleleri Allah’a hamd ile başlıyordu: – Vaadini yerine getiren Allah’a hamd olsun, diyordu. “O Allah ki, Tek’tir ve hiçbir ortağı […]