Browsing author

Peygamber Yolu

Peygamberlerin Üç Özelliği ve Rehberlik

“İnsanoğlunun”, varlıkla ilişkisini tevhid, adalet, hak ve hakikat yörüngesine oturtması, imkan ve donanımlarını yaratılış gayesini gerçekleştirme istikametinde kullanması, mahiyetinin bütün yanlarını dikkate alarak doğru, düzgün ve dengeli bir yaşantı ortaya koyması, yeryüzünde konumuna ve kabiliyetlerine uygun bir ömür sürmesi, ferdi, ailevi ve ictimai yaşantısında mesuliyetlerini ve sınırlarını bilip ona göre hareket etmesi, hayatın her döneminde […]

Hicret Yurdunda Dostluğun Değeri

Hicret yurdunda asimilasyona karşı önemli bir tedbir de salih, iyi ve dürüst insanlardan arkadaş ve dostlar edinmektir. Allah Resûlü (aleyhissalâtu vesselâm) genel bir prensip olarak “Kişi arkadaşının dini/hayat anlayışı üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin!” buyurur ve arkadaşlığın/dostluğun, insanın şahsiyet ve karakteri, duygu ve düşünceleri, tavır ve davranışları üzerindeki etkisine dikkat çeker. Bu […]

Hicret Yurdunu, Barışın Kubbesi Yapma

Hicretten sonra muhacirlere düşen önemli vazifelerden birisi de kendilerine kucak açan, sahip çıkan ve Ensar olan toplumla birlikte ortaklaşa projeler geliştirip hicret diyarının kalkınmasına katkıda bulunmanın yanında manevi imarına da yardımcı olmaktır. Allah Resûlü (aleyhissalâtu vesselâm), muhacir ve Ensâr’a bu hedefi gösterirken Medine-i Münevvere’yi nazara verir ve şöyle buyurur: “Medine,  İslam’ın/sulhun kubbesi, imanın/güvenin vatanı ve hicretin yurdudur. Bir de helal-haram, hak ve […]

Allah Katında Kıymet ve Kur’ân

Allah katında “zamanı, mekânı ve hayatı”, kıymetli, hayırlı ve bereketli kılan mahiyeti; içerisinde yapılanlar ya da yaşananlardır. Ve O’nun için “mahiyetin” ana belirleyicisi, Kur’ân’dır. Bir hidayet, şifa, nur ve bereket kaynağı Kur’ân; kalbe, hafızaya, zihne, zamana, ibadete, haneye ve hayata kıymet katan ve onu, Allah indinde değerler üstü değerlere ulaştıran, ilahî merhametin engin bir tecellisidir. […]

Gasıp, Hakiki Mü’min Olamaz!

İslam, insanlar arasında ferdî, ailevî ve sosyal ilişkileri düzenlediği gibi mali ilişkileri de düzenler. Getirdiği prensiplerle bireylerin maddî-manevî haklarını koruma altına alır ve adaletin tesis edilmesini emreder. Allah haklarının çiğnenmemesi hususunda yaptığı tahşidatı, insanların haklarına girilmemesi mevzuunda da yapar ve bu konuda kötü niyetli olanları şiddetle sakındırır; uğrayacakları kötü akıbete de dikkat çeker. Allah Resûlü, Veda […]

Efendimiz’in (sas) Eğitim Felsefesi (5): Muameleye Dikkat

İnsanî ilişkilerde, eğitim ve rehberlikte “muamele”, işin, başlangıç ve bitiş noktasıdır. Çünkü insanların, eğitimci konumundaki kimseleri (anne babayı, muallimi, rehberi, lideri ve peygamberi), kabullenmesi, sevmesi, sayması, inanması, güvenmesi, gönlünün ve zihninin kapılarını onlara açması, soru ve sorunlarını korkmadan ve samimiyetle dile getirmesi, onlardan gördükleri güzel, samimi ve insanî muamele ile doğru orantılıdır. İnsan; kendisine kaba, kötü […]

Kamu Malından Çalan Haini, Koruma!

İslam’da kamuya ait bir malı çalmak, ihalelerde yolsuzluk yapmak, devlete ait işlerden konumunu kullanarak çıkar sağlamak (ğulûl) haram kılındığı gibi böyle bir kimseyi/grubu korumak ve onlara maddî-manevî destek vermek de yasaklanmıştır. Allah Resûlü, açık bir ifadeyle “Ganimetten/devlet hazinesinden mal aşıran kişiyi/yetkiliyi koruyan kimse de onun gibidir.” buyurmuş ve böyle davranan kimseleri, suç ortağı ilan etmiştir. Dolayısıyla böyle bir suçu/günahı […]

Efendimiz’in (sas) Eğitim Felsefesi (4): Beden Diline Dikkat

Cenâb-ı Hak, Kur’ân mesajını ve Nebevî daveti itibarsızlaştırmak için yapılan bir toplantıda müşriklerin akıl hocası Velid İbn-i Muğîre’nin duruşunu haber verirken, “O düşündü, ölçtü, biçti… Kahrolası, nasıl da ölçtü biçti! Hay kahrolası! Nasıl, nasıl da ölçtü biçti! Sonra baktı… Derken suratını astı, kaşlarını çattı… Sonra da sırtını döndü, kibirinden kabardı, arkasına bakmadan çekip gitti! ‘Bu […]

Nebevî Eğitimin İlkeleri (20): “İLME TEŞVİK ET!”

Allah Resûlü’nün (aleyhissalâtu vesselâm) peygamber olarak görevlendirildiği Cahiliyye döneminin en belirgin özelliklerinden biri ilmî, ahlakî, dinî, hukukî ve içtimai hayatın tevhid ve düzenden mahrum oluşudur. Bundan dolayıdır ki bu devir; cehaletin, ırkçılığın hâkim olduğu, güçlünün zayıfı ezdiği, her türlü taşkınlık, yağma, saldırı, gasp ve zulmün yaygın olduğu bir dönemdir. Büyük çoğunluğu itibarıyla göçebe bir hayat […]

Kamu Malı ve Emanete Hıyanet

Devlet, millet ve vakıf gibi kamuya ait işleri deruhte etmek için kendilerine vazife tevdi edilen kimseler büyük bir sorumluluk altındadırlar. Zira halkın haklarını koruma ve geliştirme onlara emanet edilmiştir. Tarih boyunca milletleri ve medeniyetleri sosyal ve iktisadî açıdan çöküşe sürükleyen sebepler arasında yöneticilerin idarî ve ekonomik yolsuzlukları; konumlarını kendi menfaatleri istikametinde kullanmaları, yolsuzluğa kapı aralamaları […]