Browsing author

Peygamber Yolu

Uhud’un ilk şehidi: Abdullah İbn-i Amr İbn-i Haram (ra)

Hicretin üçüncü yılı, Şevval’in on üçü. Perşembe akşamı. Medine’de bir heyecan var. Yarın Uhud’a çıkılacak. Her evde hazırlık yapılıyor cephe için. Her hanede farklı hikayeler yaşanıyor. Hanelerin duvarları birbirinden farklı konuşmalara şahit oluyor. Kimi, anne babasıyla vedalaşıyor kimi evlatlarıyla. Beyler, hanımlarıyla vedalaşırken, küçük kızlar, çocuklar, babalarının ayaklarına yapışmış ağlıyor: “Baba! Baba! Gitme ne olur!” Ne […]

Mâide Sûresi 11. âyetin nuzûlü (17 Rebiülevvel Hicrî 3)

Hicretin üçüncü yılında Benû Sa’lebe ve Muhârib kabilelerinin hazırlık yaptıkları, ansızın Medine’yi kuşatmak ve Müslümanların mallarını yağmalamak istedikleri bilgisi Efendimiz’e (sallallahu aleyhi ve sellem) ulaşmıştı. Böylesi durumlarda Medine sakinlerinin güvenliklerini sürdürmek, huzur ve barışı devam ettirmek isteyen Efendimiz, çok hızlı, tedbirli ve temkinli hareket eder ve tehlikeyi büyümeden bertaraf ederdi. Bu sefer de öyle olmuş […]

Dü’sûr İbn-i Hâris’in suikast girişimi (17 Rebiülevvel Hicrî 3)

İslâm’ın akılları hayrette bırakan hakikatleri ve Allah Resûlü’nün herkesi kendisine hayran bırakan hâl, hareket ve ahlâkı karşısında batıl inançlarını muhafaza etmenin yolunu bulamayan müşrik Arap kabileleri sürekli kavgaya başvuruyor ve çözümü şiddette arıyorlardı. Bunun içinde sürekli fırsat kolluyor, Müslümanları tuzağa düşürmenin ve Medine’ye sinsice saldırmanın planlarını yapıyorlardı. Hicretin üçüncü yılında Benû Sa’lebe ve Muhârib kabilelerinin […]

Hayber sonrası gelişmeler: Mekkelilere yardım…

Hayber ganimetleriyle Medine’ye dönen Efendiler Efendisi, bu imkânlarla iki önemli icraat yapacaktı: Öncelikle, mal ve mülklerini Mekke’de bırakarak Medine’ye hicret eden Muhâcirlere, kapılarını açıp da mallarını onlarla bölüşen Ensâr’a bu mallarını geri vermeleri talimatı verecek ve kendisi de bunu bizzat uygulayacaktı. Zira Hz. Enes’in annesi Ümmü Süleym’in, hicret sonrasında kendisine hediye ettiği bir hurmalık vardı […]

Hazreti Ali’nin Kuba’ya varışı (15 Rebiülevvel Hicrî 1)

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), evinin etrafını saranlar yokluğunu fark etmesinler diye yerine Hazreti Ali’yi yatırmış ve O’na teslim edilen emanetleri sahiplerine geri verdikten sonra hicret yolculuğuna çıkmasını talep etmişti. Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) verdiği görevleri yerine getiren Hazreti Ali (radıyallahu anh) hemen gerekli hazırlıkları yapmış ve O’nun Sevr’den ayrılmasından üç gün sonra […]

“Süheyb ne büyük kâr elde etti!” (15 Rebiülevvel Hicrî 1)

Süheyb İbn-i Sinan, ailesiyle birlikte Musul’da, Dicle kenarında yaşarken Rumlar tarafından küçükken esir alınmış ve daha sonraları Kelboğulları tarafından satın alınarak Mekke’ye getirilmiş biri idi. Artık boynuna köle damgası vurulmuştu. Daha sonra da onu Abdullah İbn-i Cüd’ân almış ve hürriyete kavuşturmuştu. Ancak o, Abdullah İbn-i Cüd’ân ölünceye kadar onun yanında kalacaktı. Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve […]

Hicret Yurdunda Ticaret ve Efendimiz (sas)

Hicret, gönüllerin fethine giden yolda cebr-i lütfi bir adımdı. Bu uzun yolda daha aşılacak çok engeller vardı. Yesrib’e varmak hedef değildi. Gaye, vardıktan sonra öncelikle kendi değerlerini yaşayabilmek ve sahip oldukları güzellikleri yeni kardeş ve komşularıyla paylaşmaktı. Tabiatıyla bu yüce gayenin gerçekleşmesi için muhacirlerin ekonomik durumunun bir an önce düzeltilmesi gerekiyordu. Bu iş, hicretin devam […]

Olağanüstü haller seferi: Zâtü’r-Rikâ

Gatafanlıların bulunduğu bölgeye yapılan bu sefer, Medine’den ayrılıp da yeniden geri dönülünceye kadar geçen on beş günlük süre içinde yaşanan harikulâde hadiselerden dolayı ashâb arasında, olağanüstü haller seferi olarak da isimlendirilecektir. Her zaman olduğu gibi o gün de Medine’ye bir tüccar gelmiş ve elinde bulunanları burada ashâb-ı kirâma satmıştı. Bir müddet oturup konuşunca da: – […]

Eve girerken dua edip selam vermek

Bir Müslümanın eve girerken dua etmesi ve ev halkına selam vermesi sünnettir.  عَنْ أَبِي مَالِكٍ الْأَشْعَرِيِّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : ” إِذَا وَلَجَ الرَّجُلُ بَيْتَهُ ، فَلْيَقُلْ : اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ الْمَوْلَجِ وَخَيْرَ الْمَخْرَجِ ، بِسْمِ اللَّهِ وَلَجْنَا وَبِسْمِ اللَّهِ خَرَجْنَا وَعَلَى اللَّهِ رَبِّنَا تَوَكَّلْنَا ، […]

Efendimiz’in (sas) âhirette şâhid olması

Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) kendisine has özelliklerinden birisi de kıyâmet gününde hem diğer insanlara hem de ümmetine şâhit olmasıdır. O, umûmî mânada bir şâhittir. “Ey şanlı Peygamber! Biz seni insanlar hakkında şahid, müjdeci, uyarıcı olarak gönderdik.” âyetine göre O, Allah’ın birliğine şâhit, Allah’a nasıl kulluk edileceğine delil gösterilecek örnek ümmetin, tasdik, yalanlama, uymak […]