Browsing author

Peygamber Yolu

Efendimiz’in (sas) Kuba’da son günü (21 Rebiülevvel Hicrî 1)

Bugün Peygamber Efendimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) Kuba’da on dördüncü ve son günü (21 Rebiülevvel Pazar Hicrî 1). 14 gün boyunca misafir kaldığı evin taşlanması On üç yıl boyunca Mekkeli müşriklerin her türlü şiddetine maruz kalan Efendimiz’in imtihanı, hicret esnasında ve sonrasında da devam etmişti. O daha Medine’ye ayak basmadan Kuba’da şiddete maruz kalmış ve orada bulunduğu sırada kaldığı ev, geceleri […]

Hz. Zeyneb’in Izdırap Dolu Hicret Yolculuğu

Habîb-i Ekrem’in damadı olmasına rağmen Ebu’l-Âs da Mekkelililerin genel havasına kapılmış, yapılan baskılardan kendini sıyırıp alamamış ve Ebû Cehil’in başını çektiği ordu ile Bedir’e savaşmaya gelmişti. Gerçi haklı olduğu bir taraf da yok değildi; zira o günkü Mekkeliler, bilhassa Hazreti Abbâs ve Ebu’l-Âs gibi Allah Resûlü’ne akraba olanlar üzerinde daha çok baskı kurmuş, Bedir gibi […]

Kadın konusuna vurulan kalıcı neşter

Cahiliye adetlerinden kaynaklanan problemlere rağmen hayat devam ediyordu! Belli başlı hâdiseleri kollayarak Vahiy meleği Cibrîl-i Emîn (aleyhisselâm) Allah Resûlü’ne (sallallahu aleyhi ve sellem) geliyor ve getirdiği hükümlerle hemen her gün, düne ait bir olumsuzluğa neşter vuruluyor, insanlık medeniyetine doğru hızla mesafe alınıyordu. Bir gün Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) yanına, Amra Bint-i Hazm adında […]

Hayber kalelerinin kuşatılması ve Hz. Ali (ra)

İlk Karşılaşmanın Şoku Her zaman olduğu gibi o gün de Hayberliler, bağ ve bahçelerine gitmek üzere evlerinden çıkmışlardı; bir anda karşılarında kendilerini bekleyen bir ordu ile karşılaşınca, büyük bir şok geçirmiş ve: – Eyvah; işte Muhammed ve O’nun dört başı mamur düzenli ordusu, diyerek gerisin geriye kaçmaya başlamışlardı! Bir taraftan kaçıyorlardı ama diğer yandan da, […]

Şehit çoban ve Hayber’in fethi

1) Hayber Şehidi Çoban Yesâr Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de o gün iki kat zırh giymiş, başına da miğferini takmıştı. Zarib isimli atının üstünde ve elinde de ok ile yayı duruyordu! Bir aralık yanına, Yesâr adında siyahî birisi geldi. Kendisinin Âmir’in çobanı olduğunu söylüyor: – Yâ Muhammed, diye sesleniyordu. Meğer efendisi Âmir ve arkadaşları […]

Aktif bir sabır örneği: Dâru’l-Erkam

İlk vahyin inişinden sonra Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) büyük bir heyecan içinde evine dönmüş; gelen ilk vahyi ve öğretilenleri önce en yakınında bulunanlarla ve güvendiği dostlarıyla paylaşmıştı. Bu görüşmeler esnasında sırasıyla Hz. Hatice ve hane halkından Hz. Ali, Hz. Zeyd İbn-i Harise ve daha sonra Hz. Ebu Bekir, peygamberimizin nübüvvetini tasdik etmişti. Hz. Ebu […]

Hayber’in ganimetleri ve saklanan hazine

Gerçekten de Hayber, sayılamayacak kadar yiyecek ve içecek, kurutulmuş et, her çeşit meyve, koyun ve deve, kumaş ve elbise, silah ve askerî teçhizatla doluydu! Bunların hepsine şimdi el konulmuştu ve Hayber’de elde edilen her türlü ganimet, artık Müslümanlar arasında paylaşılmayı bekliyordu. Elde edilen mallar arasında Tevrât nüshaları da vardı; kitaplarının kendilerine geri verilmesini istiyorlardı. Allah […]

Hayberlilerle anlaşma, esirler ve Habeş muhacirleri…

Hayber’den gitmeyi gönüllü olarak isteyip teklif eden Yahudiler, Efendimiz’in yanına gelmiş: – Yâ Muhammed! diyorlardı. “Bizi burada bırak; tarım işlerinde çalışalım ve bunun karşılığında elde ettiğimiz gelirin yarısını Sana verelim!” Sanki her defasında karşı çıkıp da bedenini ortadan kaldırmak isteyenler onlar değildi! Mekkelilerle dirsek temasına giren ve etraftaki kabileleri de ayartarak Medine üzerine yürüme planları […]

Hayber’den ayrılış ve Medine’ye yöneliş

Hayber’den Ayrılış Artık Hayber’in işi bitmişti; yaklaşık iki ay süren kuşatma ve savaşın ardından yirmi sekiz kişi şehit olmuş, buna karşılık Hayber savaşçılarından doksan üç kişi öldürülmüşü. Takvimler, Cemâziyelâhir ayını gösteriyordu. Hayber’deki işler yoluna koyulduğuna göre artık vakit, ayrılık vaktiydi ve Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) de, ashâbıyla birlikte Hayber’den hareket etti. Vâdi’l-Kurâ’ya doğru […]

Önce cephe ardından mazlumun yanı: Ficar ve Hılfü’l-Fudûl

Fîcâr Savaşları Hemen her hareketiyle diğer akranlarından ayrılan Efendiler Efendisi, artık yirmi yaşlarına gelmiş ve her haliyle Mekkelilerin takdirini kazanmıştı. Gelişmeler karşısındaki duruşu ve sonuçları itibariyle ortaya koyduğu yorumları dikkatle izlenir olmuş, kararlarındaki isabet sebebiyle müracaat kaynağı haline gelmiş ve bugüne kadar ortaya koyduğu çizgi vesilesiyle yavaş yavaş kendisine, en güvenilir insan mânâsında ‘el-Emîn’ denilmeye […]