Browsing author

Peygamber Yolu

Hazreti Âmine’nin vefatı

Bir müddet de annesi Hz. Âmine ile birlikte kaldı Allah’ın en sevgili kulu. Baba yokluğunu hissettirmemeye çalışan bir hâli vardı Hz. Âmine’nin. Zaman zaman dede Abdulmuttalib’le birlikte dolaşıyor, bazen de amcalarıyla birlikte hoş vakitler geçiriyordu. Hz. Âmine’nin yüreğinde Medine sevgisi yeşermişti; hem akrabalarını ziyaret edip sıla-i rahim yapmak hem de burada vefat eden kocası Abdullah’ın […]

Önce dede ardından amca himayesi

Dede Abdulmuttalib’in himayesi Hz. Âmine’nin vefat edip de Efendiler Efendisi’nin öksüz kalışı, herkes gibi Abdulmuttalib’i de üzmüştü. Artık torunu Muhammed’e, anne ve baba yokluğunu hissettirmeyecek sıcaklıkta bir sevgi gösteriyor ve onun üzerine titriyordu. Kâbe’nin gölgesinde kendisi için kurulan bir sedir vardı ve insanlarla burada buluşup konuşur, Mekke’ye ait işleri buradan deruhte ederdi. Kendi oğulları dahil […]

Şam Yolculuğu ve Bahîra

Derken, ayrılık vakti geldi ve hareket eden kervanla birlikte amca-yeğen de vedalaşıp yola koyuldu. Uzun ve yorucu bir yolculuktu. Zaman zaman dinlenip ihtiyaçlarını gideriyorlar ve bir müddet sonra yeniden yola revan olup Şam’a doğru ilerliyorlardı. Nihayet, Kudüs’le Şam arasında bulunan Busrâ denilen şehrin yakınlarına geldiklerinde, yeniden mola vermiş ve dinlenmeye durmuşlardı. Kervandakiler dinlenmeye başlamışlardı ki, […]

Ezvâc-ı Tâhirât’ın Allah’ı, Resûlü’nü ve Âhiret mülkünü, dünya hayatına ve süsüne tercih edişi

Îlâ Nübüvvet medresesinde ta’lîm devam ediyordu; yine o günlerden birisinde Ezvâc‑ı Tâhirât’tan bazıları Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) yanına gelmiş ve yaşadıkları hayat şartlarının iyileştirilmesi talebinde bulunmuşlardı. Zira gözle görülen bir husus vardı; artık şartlar eskisi gibi çetin değildi ve Allah’ın ihsan ettiği çok değişik nimetlerle serfirâz kılınmışlardı; isteselerdi onlardan kendileri de istifade ederlerdi! […]

Korunup Kollanmada İlahî Yönlendirme

Ebû Tâlib, yeğeni konusunda artık daha duyarlıydı. Bugüne kadar dinlediklerinin yanında bir de Bahîra’nın anlattıklarını düşündükçe, O’nun üzerine ayrı bir hassasiyetle titriyor ve başına bir şey geleceğinin korkusuyla yatıp kalkıyordu. Zaten yeğeni Muhammed de, gelişip boy atmış, endamıyla dikkat çeker olmuştu. Üstüne üstlük bir de, bugüne kadar insanların genel alışkanlıkları konusunda farklı düşünüyor ve toplumda […]

Açılım dönemi: Devlet başkanlarına gönderilen davet mektupları

Artık Medine’de, çok daha farklı ve yeni bir dönem başlıyordu; Hudeybiye ile birlikte Mekke’den gelmesi muhtemel tehlikeler garanti altına alınmış ve böylelikle dinden habersiz yaşayanlara İs­lâm’ın aydınlık yönünün ilan edilme fırsatı elde edilmişti. Zaten bugüne kadar yaşanılan bütün savaşları Mekkeliler başlatmış, her türlü kargaşanın altındaki imzayı da onlar atmışlardı. Her defasında müdafaa konumunda kalınmış ve […]

Uhud sonrası ashâba muamele: Mülâyemet, af, mağfiret talebi ve istişare

Soru: “Allah’ın rahmeti sebebiyledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalbli olsaydın, çevrenden dağılır giderlerdi.” beyanı zaviyesinden irşad mesleği ve mülâyemet arasındaki irtibatı değerlendirir misiniz? Cevap: Söz konusu âyet, Uhud Muharebesi münasebetiyle nâzil olmuştur. Bildiğiniz gibi Uhud’da geçici bir mağlûbiyet yaşanmış fakat başlangıçta yaşanan nisbî ve kısmî hezimet daha sonra zaferle noktalanmış ve […]

Efendim

Bu can, bu ten Sana kurbandır Efendim, Nîm-nazar derdime dermandır Efendim; Fakîr Sana bendim. Atmosferin dâru’l-emândır Efendim, Teveccühün canlara candır Efendim; Elinde kemendim. Bulduklarımı Sende buldum Efendim, Kıtmîr’inim sayende oldum Efendim; Sana hep imrendim. Sensizlikle sarardım soldum Efendim, Gurbet dertleriyle yoruldum Efendim; Yoruldu menendim. Tut elimden yalnız bırakma Efendim, Sensizlik ateşine yakma Efendim; Bir hiçim […]

Akrabalarla Münasebette Nebevî Çizgi

Cemiyeti oluşturan fertleri irtibat halinde tutan çok farklı bağlar vardır. Aynı dile, dine, kültüre, coğrafyaya mensubiyetin; ortak tarih, duygu, düşünce ve ideale sahipliğin beraberinde getirdiği bağlar bunlardan bazılarıdır. Fakat dünden bugüne ferde ve topluma, menfi ya da müspet en fazla etki edenlerin başlarında soy, nikah ve sütle oluşan akrabalık bağları gelir. Akrabalar arası münasebet ve […]

Aile İçi Şiddete Son: “Bunu yapanlar, sizin hayırlılarınız olamaz!”

Düne kadar toplumda aile içi şiddet ve kadın dövmek, âdiyattan bir meseleydi; hatta bazıları tarafından bu, bir nevi güç göstergesi olarak görülüyordu. Câhiliyye dönemini görüp de kocasından, kayınpeder veya babasından, hatta erkek kardeşinden şiddet görmeyen, hırpalanıp dövülmeyen kadın yok gibiydi. Hakkın hatırını her şeyin önünde tutan Hazreti Ömer (radıyallahu anh) gibi hakperest bir mü’min, bu […]