Browsing author

Peygamber Yolu

Bedir öncesi Medine’den hareket

Hedefte kervan olduğu için, henüz yola çıkmaya hazır olmayıp da mazeret beyan edenler, bu yolculuktan istisna tutulmaktaydı. Bundan dolayı da kimse kınanmayacaktı. İlk günlerden bu yana Efendimiz’den hiç ayrılmayan damat Hz. Osman da, mazeret beyan edip bu harekette yer alamayanlar arasındaydı; zira hanımı, Efendimiz’in de kızı Rukiyye Validemizi şiddetli bir hastalık tutmuştu. Bakımı için Hz. […]

Ebû Süfyân ferâseti ve Kureyş’in tavrı

Şam’dan dönen Ebû Süfyân, Medine’deki bu hareketlilikten haberdar olmuş ve yolunu değiştirerek Mekke’ye ulaşmayı tercih etmiş; bu arada da, yol güzergâhında olup bitenlerden Mekke’dekileri haberdar etmek için, yirmi miskâl ücret vererek Damdam İbn Amr’ı ulak olarak göndermeyi ihmâl etmemişti. Damdam gidecek ve devesinin burnuyla kulağını kesip semer ve eğerini de parçalayarak Mekkelileri tahrik edecek, bunu […]

Âtike Bint-i Abdulmuttalib’in rüyası ve Damdam’ın haberi

Bu arada Mekke’de, Efendimiz’in halası Âtike Binti Abdilmut­talib’in gördüğü rüya konuşulmaya başlanmıştı. Gerçi o, gördüğü rüyayı kardeşi Abbâs’a anlatırken: – Ey kardeşim! Bu gece öyle bir rüya gördüm ki, kavminin başına büyük bir musibet geleceğinden korkuyorum, diyecek ve endişesini dile getirecekti. Onun, rüyadan bahsederken bile renginin solduğunu gören Abbâs: – Ne ola ki, nedir o, […]

Ebû Cehil’e gün doğdu: Mekke ordusu

Bu haber, zaten patlamak üzere olan Mekke’ye düşen bir kıvılcım gibiydi ve bilhassa Ebû Cehil gibilere gün doğmuştu! Fırsat bu fırsattı ve hemen savaş için toplanmaya başladılar. Savaşmak için elinde imkân olmayanlara zenginler imkân sağlıyor ve bu savaşa herkesin katılması gerektiğini söylüyorlardı. Süheyl İbn Amr, Zem’a İbn Esved, Tuayme İbn Adiyy ve Hanzala İbn Ebî […]

Mekkelilerin Bedir’e hareketi ve Ebû Süfyân’ın geri dönün çağrısı

Kervandan haber getiren Damdam’ın Mekke’ye gelişi üzerinden iki gün geçmişti ve artık Kureyş ordusu tam tekmil savaşa hazırdı. Kendilerine güvenleri tam, galip geleceklerine dair inançları da doruk noktadaydı. Onun için alımlı alımlı yürüyor ve âdeta gövde gösterisi yapıyorlardı. Çok geçmeden de, düğüne giden gelin alayları gibi şen ve şakrak yola koyuldular. Kendilerinden o kadar emin […]

Bedir’in istişaresi ve Ensar’ın yiğitliği

Yola çıktıkları günden bu yana oruç tutan Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), daha önce ifade ettiği hâlde orucunu açmak istemeyen ashâbına seslenecek ve: – Ben orucumu açtım, sizler de açın, diyerek bugünden sonra oruca niyet etmemelerini emir buyuracaktı. Böylelikle ashâb-ı kirâm hazretleri, yolculuk ve savaş gibi durumlarda oruç tutmama ruhsatını da öğrenmiş oluyorlardı. Zira […]

Sahabede Üslup Hassasiyeti ve İnsan Onuru

Duygu, düşünce, bilgi, tespit ve tecrübeler, sözlü ya da yazılı beyan edilirken takip edilen yola, söyleme tarzına, ifade etme şekline ve ele alış biçimine, üslup denir. Üslup, fiil, fikir ve mülahazalarımızın kalıbıdır. Herkesin üslubu kendine hastır ve sahibinin, ilim irfan seviyesini, ahlak ve karakter yapısını, hayat felsefesini, dünya görüşünü ve niyetini yansıtır. Üslup, sözde ya […]

Bedir’de mekân tercihi

İki ordu, birbirine çok yaklaşmış ve buluşacakları yer, Bedir olarak kesinlik kazanmıştı. Öyleyse, bir an önce oraya gidip karargâh kurarak yerleşmek gerekiyordu. Ve Ramazan ayının on yedinci günü bir cuma akşamı Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), ashâbıyla birlikte Bedir’e gelip konaklama emri verdi. Bu arada yanına yaklaşan Hubâb İbn Münzir: – Yâ Resûlallah, dedi. Hubâb, […]

Ashâba yapılan tembihler ve hutbe

Savaş başlamadan önce Efendiler Efendisi’nin, ashâbına diyecekleri vardı. Ashâbını toplamış ve şöyle seslenmişti: – Ben biliyorum ki Hâşimoğullarından ve diğerlerinden bazı insanlar, zorla savaşa gelmek zorunda bırakıldılar; zaten bizim, onları öldürmeye ihtiyacımız da yok! Sizden kim, Hâşimoğullarından birisiyle karşılaşırsa, sakın onu öldürmesin! Bu listenin başında şüphesiz, Efendimiz’in öz amcası Abbâs İbn Abdulmuttalib bulunuyordu. Müslüman olmuştu […]

Efendimiz’in (sas) savaşın önüne geçme çabaları

Her şeye rağmen Rahmet Peygamberi (sallallahu aleyhi ve sellem), son kez bir hamle daha yapıp Hz. Ömer’i müşriklerin bulunduğu yere gönderecek ve onları, kılıçların çekildiği en kritik anlarda bile savaştan vazgeçirmeye çalışacaktı. Belki de, biraz önce Utbe’yi, kızıl devesinin üzerinde insanları geri çevirmek için gayret gösterirken müşahede etmesi O’nu ümitlendirmişti. Gönderdiği mesajda onlara: – Geri […]