Browsing author

Peygamber Yolu

İstiğfar, ne getirir ne götürür!?

Kur’ân ve Sünnet’in adres gösterdiği ve sürekli peşinde olunmasını emir ve tavsiye buyurduğu her türlü değerin ve hakikatin, dünyevî ve uhrevî, külli ve cüzi birçok hikmetleri ve faydaları vardır. Ayet ve hadislerde açık ve kapalı kendilerine işaret edilen bu faydaların bilinmesi, her anı imtihan ve hesaba tabi hayatımızı, bu değer ve hakikatlerle süsleme, sürdürme ve […]

Gönüller Tahtın

Rahmet olarak doğdun zahmetlerle büyüdün,İnâyet oldun bize, inâyettin Ezel’den.Bir uğraktı bu dünya, gelip O’na yürüdün,Işık verdin âleme, ışık aldılar Sen’den. Karanlıktı cihanlar vilâdetinden evvel,Çehrenden akan nûrdan aydınlandı dört bucak.Rûhlara saldığın irfan dünyalara bedel,Uyandık sayende, insanlık da uyanacak!. Sayende Efendim kurtuldu insanlık tekmil,Takılıp yolda kalanlara yazıklar oldu..Bir hamlede ettin zulmeti ışığa tebdil,Silindi kasvetler her taraf nûrlarla […]

Cânımın Cânânı

Cânımın cânânı sensin yâ Muhammed MustafâDerdimin dermânı sensin yâ Muhammed Mustafâ Çıkmadı bahr–ı mahabbetten senin gibi güherİlm ü hikmet kânı sensin yâ Muhammed Mustafâ Cümle âlem ilmine nisbet senin bir katredirMa’rifet ummânı sensin yâ Muhammed Mustafâ Nûr–ı zâtındır cihân mir’âtı içre cilvegerYusuf’un da ânı sensin yâ Muhammed Mustafâ Kulluğunla iftihâr eyler nebî vü ger velîCümlenin […]

Tebûk’e hareket (Receb 9/Perşembe)

Efendimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) rehberliğinde Medine’de inşa edilen yeni ictimai hayat ve medeniyet, gören gözler için ilk günden itibaren bir cazibe ve çekim merkezi olmuştu. Ruhları ilahi hakikatlere aç, gönülleri nura muhtaç sineler, soluğu orada alıyor ve burada şahit oldukları güzellikleri temsil ve tebliğin diliyle en ücra yerlere kadar taşıyorlardı. Özellikle insanlarla İslam arasındaki engellerin kalkması, […]

Efendimiz’in (sas) Hayatında Sebeplere Riayet ve Tevekkül

İrade, tedbir/sebeplere riayet ve tevekkül, Allah Resûlü’nün hal, hareket ve hamlelerinin sacayaklarıdır. O, nübüvvet vazifesini yerine getirirken, Kur’ân’ı hayata taşırken, fert, aile ve cemiyeti ıslah edip yeniden şekillendirirken, karşısına çıkan problemleri çözerken hep iradesinin hakkını vermiştir. Bir taraftan Allah’ın, kendisini muvaffak ve muzaffer kılacağına inanıp itimat ederken diğer taraftan sebepler planında üzerine düşeni bihakkın yerine […]

Kutlu Zaman Dilimi Üç Aylar

Üç ayların kendilerine mahsus bir tadı, bir şivesi vardır ki, onları yılın diğer aylarından ayırır.. her ayın güzellik ve nefasetinin zâhirî duygularımızla hissedilip yaşanmasına mukabil, bu müstesna zaman dilimi kalble ve batınî duygularla yaşanır. Bu aylarda gönül dünyalarına yönelen insanlar, iman ve iz’anlarından fışkıran ışıklarla eşyanın perde arkasını süze süze, duygularıyla, içinde ebedî bir ömür […]

Receb Ayı ve Efendimiz’in (sas) Hayatındaki Yeri

Saygı duyulan ve tazim gösterilen ay manasına gelen Receb, hem üç aylar hem de Kur’ân’da ifade edilen haram aylar içerisinde yer alan bir aydır. Diğer haram aylar: Zilkade, Zilhicce ve Muharrem’dir. Kur’ân-ı Kerîm’de muhtelif âyetlerde haram aylardan söz edilerek bu aylara saygı gösterilmesi emredilmektedir. Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) de haram ayları Zilkade, Zilhicce, […]

Kardeşlik Bağları ve Ensar Farkı

Medine’ye gelinmişti; ama bu gelmeyle birlikte Efendi­miz’i, çözülmesi gereken birçok problem bekliyordu. Gelenlerin adedi, üçle beşle sınırlı değildi; Müslüman olduğu halde Mekke’de kalan ender insan vardı ve diğerleri bütünüyle Medine’ye gelmişti. Üstelik, her bir insan, ailesiyle birlikte buraya geliyor yahut ailesini sonradan getiriyordu. Zaten başka da bir alternatif yoktu, olamazdı… Toplamda yüz seksen altı aile […]

Rahmetin Kuşatıcılığı ve Sonuna Kadar Açılan Af Kapısı

Bugüne kadar gelen ayetlere ve Efendiler Efendisi’nin beyanlarına bakıldığında, azab-ı ilâhinin dehşeti kadar rahmetinin enginliği de, mü’minler arasında müteâref bir meseleydi. Ancak bunu, herkes eşit oranda kavrayamamıştı. Bilhassa Kur’ân ve Sünnet gibi iki temel kaynaktan uzak kalanlar veya henüz yeni Müslüman olanlar, hem geçmiş günlerde işledikleri hataların baskısıyla mahcubiyet yaşıyor hem de azab-ı ilâhiden duydukları […]

Birbirini takip eden vefatlar ve yeşeren nifak

Ensâr arasından Akabe beyatlarına katılan ve Neccâr­oğullarının temsilcisi seçilen büyük sahabe Es’ad İbn Zürâre (Ebû Ümâme), Mescid-i Nebevi yapıldığı sıralarda hastalanmış, evinde yatıyordu. Çok geçmeden de, onun vefat haberi geldi. Hicret sonrasında yaşanan ilk hadiseydi bu. Bir anda Medine’ye, büyük bir hüzün çöküvermişti. Hüzünlenenlerin başında, elbetteki Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) vardı. Ancak bu, […]