Browsing author

Peygamber Yolu

“Muhammedî ruh” ve mü’minlerin hal ve hareketleri

Peygamberlerin hepsi, Cenâb-ı Hakk’ın seçkin kullarıdır. Allah Teâlâ onları özel donanımlarıyla dünyaya göndermiş ve kendi elçiliğiyle vazifelendirmiştir. Lâkin, onların bazılarını diğer bir kısmına tafdil eylemiştir. Umumî manada ve mutlak olarak her peygamberin faziletini tesbit etmekle beraber, bazı peygamberlere öyle hususî fazîletler vermiş ve onları öyle üstün kılmıştır ki, diğerlerinin o mevzûda onlara yetişmeleri mümkün değildir. […]

Bekke’de Yankılanan Ses ve Hz. İbrahim’in Duaları

Asırlar öncesinden Bekke vadisinde bir ses yankılanıyor: – Bizi, bu yalnız ve ıssız vadide bırakıp da nereye gidiyor-sun ey İbrahim?İtimat ve tevekkül zirvesinin sahibi Hz. İbrahim’de, yankılanan sese cevap mahiyetinde hiçbir hareket yok. Zira o, sadece kendisine denileni yapıyor ve emre itaatten taviz vermek istemiyordu. Çünkü bu, ilahî bir yönlendirmeydi; asırlar sonra geleceğinin muştusu verilen […]

Yemen’de Işığa Hasret Olanlar

Yemen, Efendiler Efendisi’nin dedelerinden Adnan’ın iki oğlundan biri olan Akk’ın, akrabalık kurarak yerleştiği bir beldeydi. Artık işlerin yerli yerine oturduğu sonraki bir dönemde buraya hükmeden Rabîa İbn Nasr adında bir melik vardı. Bir gece, hiç aklından çıkmayacak bir rüya görmüş ve bundan çok etkilenmişti. Gidip derdini anlatmadığı ne bir kâhin ne de bir sihirbaz kalmıştı, […]

Hicaz’da Şafak Bekleyenler: Kuss, Zeyd ve Varaka

Geleceğinden bahisler açılan bir diğer belde de Hicaz’dı. Ağırlıklı olarak toplum, cehalete yelken açıp gitse de burada, Varaka İbn Nevfel, Zeyd İbn Amr ve Kuss İbn Sâide gibi ışığa hasret olanlar, yol gözleyenler vardı. Fazilet âşığı bu insanlar, etraflarında olup bitenlerden rahatsızlık duyuyorlardı; ama çözüm adına ellerinden bir şey gelmiyordu. Tek umutları vardı; Allah’ın Son […]

Aile İçi İletişimde İltifat ve Takdir

Aile içi sağlıklı iletişimin olmazsa olmaz temel prensiplerden birisi de eşlerin birbirine iltifat etmesi ve birbirini takdir etmeleridir. Zira insan yaratılışı gereği sevgiye duyduğu ihtiyaç kadar güzel bir söze, iltifata ve takdire de ihtiyaç duyar. Fark edilme, değer verilme ve önemsenme ihtiyacı hisseder. Bunun için yaptığı güzel bir davranıştan ya da iyilikten sonra bir iltifat […]

Doğ Gönlümün İçine

Sevdirdi Seni bana her şeyden artık felek,Varsın kebap olsun sînem tâ subh–i haşre dek;Meftûn–u hüsnün gibi, belki de bilmeyerek,Yüzüm izinde, dolaşıyorum inleyerek… Açıp sîneme bak, ateşi emelindendir,Gözlerimden akan yaş, gönlümün rengindendir;Derdim hadden efzûn olsa da, derman Sendendir;Ne olur tut elimden, “bu da benden” diyerek..! Yıllar var ki yoldayım, hiç rahatım kalmadı,Düşe–kalka artık seyre tâkatim kalmadı;Perişan […]

İstiğfar, ne getirir ne götürür!?

Kur’ân ve Sünnet’in adres gösterdiği ve sürekli peşinde olunmasını emir ve tavsiye buyurduğu her türlü değerin ve hakikatin, dünyevî ve uhrevî, külli ve cüzi birçok hikmetleri ve faydaları vardır. Ayet ve hadislerde açık ve kapalı kendilerine işaret edilen bu faydaların bilinmesi, her anı imtihan ve hesaba tabi hayatımızı, bu değer ve hakikatlerle süsleme, sürdürme ve […]

Gönüller Tahtın

Rahmet olarak doğdun zahmetlerle büyüdün,İnâyet oldun bize, inâyettin Ezel’den.Bir uğraktı bu dünya, gelip O’na yürüdün,Işık verdin âleme, ışık aldılar Sen’den. Karanlıktı cihanlar vilâdetinden evvel,Çehrenden akan nûrdan aydınlandı dört bucak.Rûhlara saldığın irfan dünyalara bedel,Uyandık sayende, insanlık da uyanacak!. Sayende Efendim kurtuldu insanlık tekmil,Takılıp yolda kalanlara yazıklar oldu..Bir hamlede ettin zulmeti ışığa tebdil,Silindi kasvetler her taraf nûrlarla […]

Cânımın Cânânı

Cânımın cânânı sensin yâ Muhammed MustafâDerdimin dermânı sensin yâ Muhammed Mustafâ Çıkmadı bahr–ı mahabbetten senin gibi güherİlm ü hikmet kânı sensin yâ Muhammed Mustafâ Cümle âlem ilmine nisbet senin bir katredirMa’rifet ummânı sensin yâ Muhammed Mustafâ Nûr–ı zâtındır cihân mir’âtı içre cilvegerYusuf’un da ânı sensin yâ Muhammed Mustafâ Kulluğunla iftihâr eyler nebî vü ger velîCümlenin […]

Tebûk’e hareket (Receb 9/Perşembe)

Efendimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) rehberliğinde Medine’de inşa edilen yeni ictimai hayat ve medeniyet, gören gözler için ilk günden itibaren bir cazibe ve çekim merkezi olmuştu. Ruhları ilahi hakikatlere aç, gönülleri nura muhtaç sineler, soluğu orada alıyor ve burada şahit oldukları güzellikleri temsil ve tebliğin diliyle en ücra yerlere kadar taşıyorlardı. Özellikle insanlarla İslam arasındaki engellerin kalkması, […]