Browsing author

Peygamber Yolu

Bir Sünnetullah: Allah, Değişeni Değiştirir!

İnanan insanlar, sürekli kendilerini geliştirmeli, kalbî ve ruhî hayatları itibarıyla hep “diriliş”ler yaşamalı; fakat, aynı zamanda kendi öz değerlerine bağlı, değişme fantezisinden uzak ve durdukları yerde “sabit-kadem” olmalıdırlar. Zira bir toplum veya topluluk, kendisine bahşedilen nimetlere mazhar olduğu andaki iman, marifet, safvet, samimiyet, azim, kararlılık ve hasbîlik gibi yüce hasletlerini yitirmedikten sonra, -ilahî âdete göre- […]

İnsan ve Kıble İhtiyacı

Arapçada yön ve cihet manasına gelen “kıble” kelimesi, ıstılahta ibadetler için özellikle de namaz kılmak için dönülecek yönü belirten bir kavramdır. “İbadetler için” diye zikretmemizin sebebi namazın yanında dua ederken, kurban keserken, ihrama girerken ve ölüyü kabre yerleştirirken de kıblenin yönümüzü belirleyen bir şiar olarak karşımıza çıkmasıdır. Hatta Müslümanlar bu şiara o kadar saygılı olmuş […]

Berat Gecesi ve Faziletleri

Berat veya beraat Arapça براء – برائة berâe-berâet kelimesinin türkçeleşmiş halidir. Berâet kelime olarak sözlükte “suç, ayıp ve kusurdan uzak olmak, arınmak, temize çıkıp aklanmak, hastalıktan kurtulup iyileşmek, yükümlülükten kurtulmak, bir şeyin kendisinden olmayan şeylerden arınıp saf hale gelmesi” gibi anlamlarına gelmektedir. Dini literatürde ise Berat gecesi, Şâban ayının on beşinci gecesine verilen isimdir. Gündüzünde […]

Kıblenin Kâbe Oluşu (15 Receb Hicrî 2)

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Medine’ye hicret ettikten sonra ilk olarak Mescid-i Nebevî’nin inşasına başlamış ve mescidin kıblesini de Mescid-i Aksa’ya doğru belirlemişti. Bu konuda nihai, kesin ve bağlayıcı bir hüküm henüz inmediğinden dolayı Allah Resûlü, Mekke’deki uygulamayı Medine’de de devam ettirmişti. Bu aynı zamanda Yahudi toplumuyla arasında diyaloğa köprü olacak ortak bir nokta […]

Kur’ân ve Sünnet’te Şiddete Kaynak Gösterilen İfadeler ve Meselenin Aslı

Özü itibarıyla İslâm, barışın simgesi olmakla birlikte maalesef bugün o, dünya genelinde hep şiddetle anılmakta, gerek düşmanlarının entrikalarıyla gerekse müntesiplerinin yanlış temsiliyle olumsuz bir algının kurbanı olarak resmedilmektedir. Onu şiddet ile birlikte pazarlamaya çalışanların ileri sürdükleri bazı âyet ve hadisler, öncesi ve sonrasından koparılarak cımbızlanan nasslardır ve gerçeğin bütününü asla ifade etmemektedir. Bunu, herkesin bildiği […]

Hz. Hafsa (r.anha) İle Evlilik (Şaban Hicrî 3)

Medîne’ye hicret edeli otuz ay olmuştu. Bugünlerde Hazreti Ömer’in bir derdi vardı; Bedir sonrasında damadı Huneys İbn-i Huzâfe vefat etmiş ve kızı Hafsa dul kalmıştı. Onu bir an önce evlendirmek istiyordu!  Hazreti Hafsa da aynen Hazreti Fâtıma gibi risâletten beş yıl önce dünyaya gelmişti. Mekke günlerinde Huneys İbn-i Huzâfe ile evlenmiş, sonra da Medîne’ye birlikte […]

Hz. Hüseyin’in (ra) Doğumu (5 Şaban Hicrî 4)

Tarih, hicretin dördüncü yılı Şaban ayının beşini gösterirken Hz. Ali (radiyallahü anh) ile Hz. Fatıma’nın (radiyallahü anhâ) ikinci çocukları dünyaya geldi: Hz. Hüseyin (radiyallahü anh). Allah Resûlü, Hz. Hasan’dan sonra torunu Hz. Hüseyin’in doğumuyla da çok mesrur oldu. Kulağına bizzat ezan okudu. Babası ismini “Harb” koymak istese de şiddetten ve şiddeti çağrıştıran şeylerden hiç hoşlanmayan […]

Aile İçi İletişimde Birbirine Hitap

Aile içi iletişimde eşler arasında iletişimin ana unsurlarından birisi de birbirine hitap şeklidir. Eşlerin birbirine sevgi, saygı ve yakınlığının da bir göstergesi olan hitaplaşma, yuvada sevgi, saygı ve şefkat eksenli bir ilişki kurulabilmesi ve bunun sürdürülebilmesi adına önemli bir dinamiktir. Meselenin bir boyuta da bu atmosferde yetişen nesillerin üzerinde meydana gelecek etki ve algıdır. Bunun […]

“En sevimli amel: vaktin evvelinde kılınan namaz” (3 Şaban Salı Hicrî 5)

Mustalıkoğullarının Medine’ye saldırı hazırlıklarını haber alan Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) dün Medine’den hareket etmiş ve Halâık’ta konaklamıştı. Bu sırada yanına bir şahıs geldi ve selam verdi. Allah Resûlü, kendisine “Ev halkın nerede?” diye sordu. O, “Ravhâ’dadır!” cevabını verince “Ne istiyorsun, maksadın nedir?” diye sordu. Adam, “Sana iman etmek için geldim. Şehadet ederim ki […]

Müreysi’ye hareket (2 Şaban Pazartesi Hicrî 5)

Mekkelilerin ve Hayberlilerin, Müslümanlar aleyhine bölgede oluşturduğu olumsuz hava, yürüttükleri kara propaganda ve nefret söylemi meyvelerini vermeye devam ediyordu. Kendisinde az güç bulan Medine’yi gözüne kestiriyor ve saldırmak için kolları sıvamaya başlıyordu. Onlardan biri de Benî Mustalık kabilesinin lideri Hâris İbn-i Ebî Dırâr’dı. O artık Medine’ye saldırı sırasının kendisine geldiğini düşünmüş ve daha önce başkalarının […]