Browsing author

Peygamber Yolu

Kıtalara Sığmayan Ruh: Ukbe İbn-i Nâfi

Bedir öncesi, Sa’d ibn-i Muaz, Ensar’ın hissiyatına tercüman olur: “Biz, seninle beraber düşmanla yaka paça olup göğüs göğse kavga edeceğiz. Ey Allah’ın Resûlü! Sen, Allah’ın dediğine bak ve yolunda yürü, biz sana tâbiyiz.” Kısa bir zaman sonra Ukbe ibn-i Nâfi’nin gür sesi Atlas okyanusunun sahillerinde tarihi bir çığlık olur yankılanır: “Allah’ım! Bu karanlık deniz önüme […]

Efendimiz’in (sas) Kararlarında Kamuoyunu Dikkate Alması

İnsanların bir hususla alakalı duygu, düşünce, tercih ve muamelelerinde, yaşadıkları ana, döneme ve topluma hâkim olan fikirlerin, algıların, önyargıların kısacası kamuoyunun büyük yeri ve etkisi vardır. Zira zihinlerde kalan iz, bakış açısına, kararlara, eylem ve söylemlere doğrudan etki etmektedir. Hatta günümüzde bu husus, fert ve toplumlar üzerinde yürütülen psikolojik/soğuk savaşın ve reklam endüstrisinin en önemli […]

Ashâbın Korkuyla İmtihanı ve Nebevî Duruş

Fert ve cemiyetlerin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan birisi, insandaki korku hissidir. Zira zalimler, münafıklar ve art niyetliler, insanın tercih, duruş, karar, eylem ve söylemleri üzerinde çok etkili olan bu duyguyu daima suiistimal eder; onları hak ve hakikatten uzaklaştırmaya çalışırlar. Böylece korkakları gemleyip susturma hatta kendi emelleri istikametinde koşturma fırsatını elde ederler. Yaptıkları konuşmalarla, […]

Mekkelilerin Mahalle Baskısı, Tecrit ve Hicret

“Yerleşik” olanın “yeni” ile kavgası, neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Zira fert ve cemiyetler, farklı duygu, düşünce ve fikirleri kabullenmede zorlanırlar. Özellikle örf, adet ve kabullerine ters; yaşadıkları günlük hayata dokunan gelişmeler karşısında hemen teyakkuza geçerler. Mesafeli yaklaşım, çok geçmeden yerini tahammülsüzlüğe bırakır. Geleneklerine zıt gördükleri yeniliklere hayat hakkı tanımadıkları gibi onu temsil edenlere de […]

Hicret Diyarını Sahiplenme ve Yurt Edinme (1)

Muhacirlerin önünde duran en önemli hususlardan birisi de hicret diyarını sahiplenme ve yurt bellemedir. Aksi takdirde mukaddes dava adına hicret edilen yurtlar sahiplenilmezse hicret ve hizmet devam ettirilemez. Gözler daima dönüş yolunda olursa müminler, hicretle elde edecekleri maddi ve manevi güzellikleri kazanamazlar. “Bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş!” deyimleriyle ya da gurbet türküleriyle muhacir […]

Hz. Ümmü Habîbe Validemizle Evliliğin Hikmet Boyutu

Cibrîl, Allah Resûlü’ne gelmiş ve müjde yüklü şu mesajı getirmişti: – Umulur ki Allah, sizinle düşmanlarınız arasında bir sevgi ve yakınlık kurar. Çünkü Allah her şeye Kadîr’dir; Allah, Gafûr’dur, Rahîm’dir![1] Bedir, Uhud ve Hendek derken gerginliğin zirve yaptığı bir zaman diliminde Allah (celle celâlühû), düşmanlığın biteceği müjdesi veriyor, üstelik bu düşmanlığın yerini muhabbet ve sevginin […]

Meleklerin İstiğfarına Mazhar Ruhlar

Müminlerin temel hedefi, ötelere, hataları, kusurları, isyanları ve nisyanları ilahi affa uğramış, her türlü haktan, lekeden ve kirden arınmış olarak tertemiz gitmektir. Zira bir imtihan meydanı olan dünya hayatı hitama erdiğinde herkesi çetin mi çetin bir muhakeme ve muhasebe beklemektedir. Emir olunan gibi istikamet üzere bir ömür sürenler açısından endişe edecek bir durum yoktur. Kur’ân […]

Çile ve İmtihan Boyutuyla Asr-ı Saadet Hicretleri

Rahimde kalan çocuk, tohumda kalan ağaç, yumurtasında kalan civciv, dağında kalan maden, sedefinde kalan inci, kaynağında kalan su, kafada kalan fikir, indirildiği yerde kalan din, inkişaf edemez, büyüyemez ve insanlığa mal olamaz. Doğum, filiz verme, çatlama, çıkarılma, ayrılık, akma, davet ve hicret, dinamik hale gelmenin, dünyaya açılmanın ve geleceğe yürümenin bir başka adıdır. Ama bunların […]

Efendimiz’in (sas) Hayatında Hizmet ve Aile Dengesi

Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) her işinde bir denge insanıydı. Rabbine, nefsine, ailesine, komşularına, arkadaşlarına ve içinde yaşadığı bütün çevresine karşı vazifelerini hakkıyla yerine getirir ve bunların birini diğerine mâni görmezdi. Allah’a kulluğa çok rağbet etmesine rağmen ailesini, arkadaşlarını, komşularını asla ihmal etmezdi. İbadette aşırılığa kaçarak kulların hakkını Allah’a, ya da tefrite girerek, Allah’ın […]