Browsing author

Peygamber Yolu

Meleklerin İstiğfarına Mazhar Ruhlar

Müminlerin temel hedefi, ötelere, hataları, kusurları, isyanları ve nisyanları ilahi affa uğramış, her türlü haktan, lekeden ve kirden arınmış olarak tertemiz gitmektir. Zira bir imtihan meydanı olan dünya hayatı hitama erdiğinde herkesi çetin mi çetin bir muhakeme ve muhasebe beklemektedir. Emir olunan gibi istikamet üzere bir ömür sürenler açısından endişe edecek bir durum yoktur. Kur’ân […]

Çile ve İmtihan Boyutuyla Asr-ı Saadet Hicretleri

Rahimde kalan çocuk, tohumda kalan ağaç, yumurtasında kalan civciv, dağında kalan maden, sedefinde kalan inci, kaynağında kalan su, kafada kalan fikir, indirildiği yerde kalan din, inkişaf edemez, büyüyemez ve insanlığa mal olamaz. Doğum, filiz verme, çatlama, çıkarılma, ayrılık, akma, davet ve hicret, dinamik hale gelmenin, dünyaya açılmanın ve geleceğe yürümenin bir başka adıdır. Ama bunların […]

Efendimiz’in (sas) Hayatında Hizmet ve Aile Dengesi

Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) her işinde bir denge insanıydı. Rabbine, nefsine, ailesine, komşularına, arkadaşlarına ve içinde yaşadığı bütün çevresine karşı vazifelerini hakkıyla yerine getirir ve bunların birini diğerine mâni görmezdi. Allah’a kulluğa çok rağbet etmesine rağmen ailesini, arkadaşlarını, komşularını asla ihmal etmezdi. İbadette aşırılığa kaçarak kulların hakkını Allah’a, ya da tefrite girerek, Allah’ın […]

“Mühlet”, Azap mı Rahmet mi?

Peygamberler, kavimleri tarafından değişik baskılara ve zulümlere maruz bırakılmışlardır. Hak adına getirdikleri, yalanlanmış; şahısları, davaları ve mesajları, değişik şekillerde alaya alınmıştır. Dünyevî birtakım hedefler peşinde koşmakla, toplumdaki birlik ve beraberliği bozmakla suçlanmış; atalardan tevarüs edilen kültürü ve değerleri, yok etmekle itham edilmişlerdir. Bütün bunlarla da yetinilmemiş kendilerine şiddet uygulanmış, öldürülmüş ve ordularla üzerlerine yürünmüştür. Onlara […]

Hz. Meymûne Validemizle Evliliğin Hikmet Boyutu

Bir önceki yıl Hudeybiye’den dönmek zorunda kalan Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), anlaşma gereği bundan bir yıl sonra, umre yapabilmek için ashâbıyla birlikte Mekke’ye gelmişti; üç gün içinde ibadetlerini yapacak ve sonra da geri döneceklerdi. Aynı zamanda bu, o güne kadar kendilerini yanlarına bile yaklaştırmayan Mekkeliler için ilk sıcak temas anlamına geliyordu; inanan bir […]

Nepotizm ve Hz. Iyâd İbn-i Ganm (ra)

Dünden bugüne devlet, millet, medeniyet ve müesseseleri çöküşe götüren ortak ve tekrarlanan birtakım hatalar vardır. İdeal – realite dengesini tutturamama, günübirlik hareket, dışa kapalılık, kaynakların plansız ve projesiz kullanımı, ihtiyaç sayısınca salih ve alanında mütehassıs insan yetiştirememe ya da vazifelendirmede liyakate dikkat etmeme, bölgesel ve küresel çapta meydana gelen değişim ve dönüşümü zamanında ve doğru […]

Uzmanlık ve Kuzman’lık Arasında…

Uzman, belli bir işte ya da belli bir konuda özel bilgi, görüş, donanım ve tecrübe sahibi olan kimsedir. İlim, bilim, eğitim, din, teknik ve askeri alan da dahil olmak üzere birçok sahada ihtisaslaşma   özellikle günümüz dünyasında kaçınılmazdır. Zaten her alanda yeteri kadar uzmanları olmayan toplumlar da gerekli kalkınma hamlelerini yapamaz ve gelişemezler. Bu açıdan bir […]

İstihâre Namazı ve Duası

Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) ashâbına önemli işlerinde istihâre etmelerini teşvik etmiştir. Hz. Câbir (radiyallahu anh) anlatıyor: “Allah Resûlü, bütün işlerinde, Kur’ân’dan sure öğretir gibi istihâreyi de öğreterek şöyle derdi: Sizden biriniz bir işe niyetlendiği zaman farzın dışında iki rekât namaz kılsın ve şöyle desin: اَللَّهُمَّ إِنِّيٓ أَسْتَخِيرُكَ بِعِلْمِكَ وَأَسْتَقْدِرُكَ بِقُدْرَتِكَ وَأَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ الْعَظِيمِ، […]

Yolculuğa Çıkan Kimseye

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) yolculuğa çıkan kimseye Allah’tan korkması ve her tepede tekbir getirmesi tavsiyesinde bulunur ve ona, yolculuğa çıkış anında şöyle dua ederdi: أَسْتَوْدِعُ اللهَ دِينَكَ وَأَمَانَتَكَ وَخَوَاتِيمَ عَمَلِكَ وَأَقْرَأُ عَلَيْكَ السَّلاَمَ اَللَّهُمَّ اطْوِ لَهُ الْبَعِيدَ وَهَوِّنْ عَلَيْهِ السَّفَرَ  زَوَّدَكَ اللهُ التَّقْوٰى وَغَفَرَ اللهُ ذَنْبَكَ وَيَسَّرَ لَكَ الْخَيْرَ حَيْثُمَا كُنْتَ، جَعَلَ اللهُ التَّقْوٰى زَادَكَ وَغَفَرَ ذَنْبَكَ […]

Uhud Sonrası Peygamber Efendimiz (sas) Ne Yaptı?

Ebû Süfyan komutasındaki müşrik ordusu Uhud meydanından ayrılınca Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), etrafında toparlanan askerleriyle beraber savaş alanına indi. Biri hariç şehitlerin tamamına müsle yapılmış, tanınamayacak hale getirilmişlerdi. Ortada büyük bir vahşet vardı. Askerler, mutlak galibiyetin ardından yaşanan bu elem verici hadiselerden çok etkilenmiş; ne diyeceklerini bilemiyorlardı. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Herkes nefesini […]