Browsing author

Peygamber Yolu

Misvak Kullanmak

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ «لَوْلَا أَنْ أَشُقَّ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ -وَفِي حَدِيثِ زُهَيْرٍ عَلَى أُمَّتِي- لَأَمَرْتُهُمْ بِالسِّوَاكِ عِنْدَ كُلِّ صَلَاةٍ» Ebu Hüreyre (radıyallahu anh), Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz’in şöyle buyurduklarını rivayet etmektedir: “Eğer ümmetime zorluk vereceğimden çekinmeseydim, her namazın başında onlara misvak kullanmalarını emrederdim.”[1] سَاكَ kelimesi Arap dilinde “ovalamak” manasında olup […]

Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve selem) Bayramdaki Sünnetleri

1. Bayramı tekbirlerle karşılamak Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve selem) Ramazan’da arefe günü güneşin batışından bayram namazı kılıncaya kadar çokca tekbir getirdi.[1] Nitekim Allahû Teâla, Kur’ânda şöyle buyurmaktadır: …وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ … “Oruç günlerini tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden ötürü tekbir getirerek Allah’ı tazim etmenizi ister…”[2] 2. Gusül abdesti almak Resûlullah (sallallâhu […]

es-Sîretün-Nebeviyye/Sîretü İbn-i Hişâm

“es-Sîretü’n-Nebeviyye (Sîretü İbn-i Hişâm, Sîretü Rasûlillâh)” Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem)  hayatına dair tamamı zamanımıza intikal etmiş, en eski ve en muhtevalı eserlerdendir. İbn-i Hişâm (öl. 218/828), bu çalışmasını İbn-i İshâk’ın (öl.151/768) Siyer’ini (Ziyâd el-Bekkâî’nin İbn-i İshâk’tan rivâyet ettiği, kendisinin muhtasar olarak naklettiği) esas alarak hazırlamıştır. “es-Sîretü’n-Nebeviyye” birçok defa basılmış, şerh ve ihtisar edilmiş, manzum […]

Efendimiz (sas) yazı yazmayı biliyor muydu?

Kur’ân-ı Kerîm Hz. Peygamber’i (aleyhissalatu vesselam) “ümmi Peygamber” olarak tavsîf eder. Ümmî kelimesi, bizzat Hz. Peygamber tarafından “yazı ve hesap bilmeyen” şeklinde açıklanmıştır. Ancak, gerek Kur’ân’da ve gerekse hadîslerde ilme, okuma ve yazmaya, kalem, kâğıt, hokka gibi ilim vasıtalarına verilmiş olan fevkalâde ehemmiyetten sonra Hz. Peygamber’in (aleyhissalatu vesselam) okuma-yazma öğrenmiş olabileceği ihtimali normal olarak akla […]

Zıtları bünyesinde toplayan Peygamberimiz’in şecaat ve şefkat ufkunu biraz açar mısınız?

Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) zahirde birbirine zıt gibi görünen sıfatları olduğu gibi, birbirini takviye edip destekleyen vasıfları da vardır. Birbirine zıt gibi görünen bu sıfatları, Din-i Mübin-i İslâm’da mühim bir esas olan “sırat-ı müstakîm” yorumu çerçevesinde ele almak ve öyle değerlendirmek mümkündür. Meselâ Efendimiz, her şeyden evvel bir şecaat ve cesaret âbidesi idi. Öyle […]

Kur’ân, Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) beyanı olamaz mı? Değilse nasıl ispat edilir?

Bu mevzuda şimdiye kadar, hiçbir tereddüde, hiçbir şüpheye meydan bırakmayacak şekilde, pek çok şey söylenmiş ve pek çok şey yazılmıştır. Biz, sual-cevap sütununun müsaadesi ölçüsünde ve hulâsa mahiyetinde birkaç ana başlığı zikretmekle yetineceğiz. Kur’ân-ı Kerim’in, Efendimiz veya başka biri tarafından tertip edildiği iddiası, birkaç gözü dönmüş cahiliye insanıyla, günümüzün, Kur’ân düşmanı bazı müsteşrikleri tarafından sık […]

Resûlullah’ın Kervanına İltihak Edenler ve Boykot Yılları

Dünya iyi-kötü herkesin imtihana tâbi tutulduğu bir meydandır. Vereceği hesabın korkusu ve endişesiyle yaşayıp günahlarından arınarak, tertemiz kalanların Allah’ın huzuruna gitmeye, Cennet ve Cemalullah’ı görmeye hazırlanacakları bir meşherdir. Cenâb-ı Hakk bizlerden şükür meyvesini almak ve Rızası’nın ulvî ifadesi olarak Cennet’ine koymak için şu imtihan yurduna göndermiştir. Burada okuma, öğrenme, imtihan sancıları çekme; hesabın,mizanın ve kabir […]

İlâhî Riayet ve Boşa Düşen Komplolar

Elde edilen mazhariyetlerin Müsebbibü’l-Esbâb olan Allah’ın lütuf ve ihsanıyla gerçekleştiği hususu, sadece günümüzle alâkalı bir mesele değil, her devir için geçerli bir prensiptir. Mesela Hazreti Nuh (aleyhisselâm), -tefsirlerdeki yaklaşımla- tufandan Allah’ın izni ve inayetiyle kurtulduktan sonra bir süre daha insanlara hak ve hakikati anlatmıştır. O, bu süre zarfında ümmetini hayvaniyetten çıkarıp cismaniyetin dar mahbesinden kurtararak, […]

Yemeği topluca yemek ve yemeğe başlarken besmele çekmek

حَدَّثَنِى وَحْشِىّ بْن حَرْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ أَصْحَابَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا نَأْكُلُ وَلاَ نَشْبَعُ . قَالَ « فَلَعَلَّكُمْ تَفْتَرِقُونَ » . قَالُوا نَعَمْ قَالَ فَاجْتَمِعُوا عَلَى طَعَامِكُمْ وَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهِ يُبَارَكْ لَكُمْ فِيهِ Vahşî İbn-i Harb’in babası aracılığı ile dedesinden naklettiğine göre, Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu […]

Uydurma olduğu veya sahih olmadığı tespit edilen ve Efendimiz’e (sas) isnad edilen bir söze hâla (mevzu hadis gibi) hadis denilmesinin sebebi nedir?

Durduğunuz yere ve bakış açınıza göre bu sorunun değişik cevapları var: İlki; çok tatmin edici değil. Hadis, lügat manası itibarıyla “söz” demektir. Hadis sıhhat kriterlerine göre sahih olmayan o sözlere hadis denilmesi lügat manası itibarıyladır; ıstılahi anlamda değildir. Bu açıklama çok tatmin edici değil, çünkü devamında bir şekilde Efendimiz’in (sas) adının geçtiği bir beyana siz […]