VAZGEÇMEDİK!

2011 yılının Mart ayıydı. Anadolu’nun bir ilçesinde görev yapan 3 öğretmen, yaklaşan “Kutlu Doğum Haftası”nı daha iyi değerlendirebilmek için bir karar aldı; ilçelerindeki 1.000 öğrenciye kitap okutacaklardı. Ahali fakir olduğu için hem bu kitapların bedelini hem program yapacakları salonun kirasını hem de verilecek ödüllerin toplam maliyetini bulmaları gerekiyordu. Önce, hangi kitabı okutacaklarını kararlaştırarak işe başladılar. […]

Efendimiz’in (sas) Farklı Kesim ve Seviyeleri Kuşatan İrşat Yolu

Efendimiz’in (sas) risâlet vazifesini yerine getirirken bütün sınıflara yaklaşma tarzı nasıl olmuştur? Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) irşat yolu, cemiyetin her kesimine açık bir şehrâh ve her seviyedeki insana bir mektep gibidir. Bu mektebin talebeleri arasında yaş ve sınıf bahis mevzuu değildir. Meselâ bu mektebe ilk intisap eden talebelerden Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh) 37, […]

Rüyada Peygamber Efendimiz’i (sav.) Görmenin Anlamı

Arapça’daki görme anlamına gelen “rü’yet” kelimesinden türeyen rüya; insanın uykuda iken gördüğü şeye denir.[1] İslam âlimleri rüyayı temelde iki kategoride ele almışlardır. Bunlardan birisi, “edğâs-u ahlâm” denilen, insanın kendi nefsinin ya da şeytanın etkisiyle uykuda gördüğü, gerçek âlemle fazla bir ilgisi ve etkisi olmayan rüya; diğeri ise “sâlih rüya” olarak isimlendirilen ve aynı zamanda peygamberliğin […]

27 gün süren hac yolculuğunun son buluşu

Perşembe gününün sabahında Muarres’ten yola çıkan Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem), Medine’yi görünce bulunduğu tepede üç defa tekbir getirdi. Sanki Kâbe’nin firakını unutturan bir vuslat yaşıyor gibiydi ve ardından da şunları söyledi: “Allah’tan başka ilah yoktur; O’nun şeriki de yoktur! Mülk O’nundur; hamd de O’na mahsustur! Hem O, herşeye kâdirdir. Rabbimize dönenleriz, tevbekârlarız, âbidleriz, […]

Genişleyen Tebliğ Halkası

Bu arada her geçen gün yeni yeni ayetler geliyor ve mü’minleri, iman adına sürekli besleyip onların dirençlerini artırıyordu. Çok geçmeden: “Emrolunduğun şeyleri, başları çatlatırcasına bir gayretle tebliğ et ve müşriklerden de yüz çevir.”[1] mealindeki ayet gelmişti. Anlaşılan bu sefer hüküm daha geneldi ve ilk planda bütün Mekke’yi, ardından da bütün insanlığı hedefliyordu. Böyle bir emri […]

Etrafa Açılma Dönemi

Abdulmuttalip oğullarıyla bu kadar yakından ilgilenen ve her fırsatta onları Hakk’a davet eden Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), yavaş yavaş tebliğ halkasını daha da genişletiyordu. Artık, açıktan Kâbe’ye gidip namaz kılıyor; insanları dine davet edip Kur’ân okuyordu. Kendisinden önceki peygamberlerin dedikleri gibi O da: – Ey kavmim! Gelin siz de, kendisinden başka ilah olmayan […]

İnsanların İslâm’la Tanışmalarını Engelleme Çabaları

Bu arada hac mevsimi yaklaşmış, Kureyş’i ayrı bir telaş almıştı. Şüphesiz en çok endişe ettikleri konu, dışarıdan Kâbe’ye gelenlerle Efendiler Efendisi’nin görüşmesi ve gelen ayetleri onlara da anlatıp tebliğ etmesiydi. Ne yapıp edip, mutlaka buna bir çözüm bulunmalı ve hac için O’nun gelenlerle konuşması engellenmeli; en azından konuşsa bile konuştuklarına itibar edilmeyecek kadar aleyhinde propaganda […]

Aleyhteki Kampanya Genişliyor

Artık Kureyş, işin dozunu her geçen gün daha da artırıyor ve insanları Allah Resûlü’nden uzaklaştırabilmek için her türlü yola başvuruyordu. Ağza alınmadık sözler sarfediyorlar, gün yüzü görmemiş yalanlara tevessül ediyorlardı! Bütün bunlarla onlar, Müslümanların kuvve-i maneviyelerini sarsmak; hakaret ve karalamalarla küçük düşürmek ve Müslüman olmayanları da korkutarak O’na ulaşmalarını engellemek istiyorlardı. Velîd İbn Muğîre’nin evindeki […]

TOPLUMLA BÜTÜNLEŞEN NÜZÛL KEYFİYETİ

Artık Mekke’de, her yönüyle yeni, taze ve orijinal bir süreç yaşanıyordu. İnsan fıtratını hesaba katarak ceste ceste ve ihtiyaç endeksli gelen ayetlerle toplum yeniden inşa ediliyor ve böylelikle, gelen ayetlerin insanlar tarafından özümsenerek temiz fıtratlarda yaşanan birer Kur’ân haline gelmesi hedefleniyordu. Adeta o günkü toplum, sema ile içli-dışlı olmuş ve –tabiri caizse– insanların üzerlerine ilahî […]

Allah’a İman ve Ulûhiyet Hakikati

İman, insan için en önemli ve vazgeçilmez bir dinamikti. Hakiki imanı elde eden kimse, ne Kureyş’in tehditlerine boyun eğer ne de bir başka gücün savurmalarından endişe duyardı. Aynı zamanda gelecek hükümler, iman zemini üzerinde yeşerirse bir mânâ ifade ederdi. Öyleyse bugün, en temel mesele, iman meselesiydi; istikbale yürüyen adımlar onunla atılır, başa gelen sıkıntılar onun […]