Hz. Peygamber (sav.) Dönemi Münafıklarının Özellikleri

Kur’ân-ı Kerîm’in üzerinde önemle ve sıklıkla durduğu, nitelikleriyle alâkalı geniş bilgiler sunduğu, karakter ve iç dünyalarına dikkat çektiği, haklarında isimleriyle anılan bir sureyi (Münâfikûn) indirdiği bir topluluk da münafıklardır. Hattâ bunlar, nitelikleri açısından, Kur’ân’ın, ehl-i kitap, müşrik ve kafirlerden daha fazla ve sıklıkla üzerinde durduğu bir kesimdir. Bazen itikadî-amelî olmak üzere tasnif edilerek ele alınan […]

Bir Ziyaret ve Geleceğe Açılan Yeni Bir Kapı

Resûlullah hâne-i saadetine dönmeden önce, o gün, kızı Fâtıma Validemizin kapısını çaldı; belli ki, uzun süren ayrılığın hasretini giderecekti! Kapıyı açan Fâtıma Validemizdi; bir anda babasını karşısında görünce çok heyecanlanmıştı; hasretle Resûlullah’ı süzüyordu! Bir müddet öylece kalakaldıktan sonra kendine geldi ve mübarek ellerine kapandı; doyasıya öpmek istiyordu onları! Ancak bu da yeterli değildi. Hasretini gidermeye […]

Peygamber Efendimiz’in İnsanı Yücelten Örnek Ahlâkı

Kur’ân-ı Kerîm, Hz. Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm)’ın yüce ahlâkına işaret edip, O’nun mü’minler için numûne-i imtisal olduğunu bildirmektedir. “Allah’ın Resulünde sizin için, Allah’a ve ahiret gününe ümitle bağlananlar için ve Allah’ı bol bol zikredip hatırlayanlar için muhakkak (arkasından gidilmeye değer) pek güzel bir örneklik vasfı vardır”. “Kasem olsun ki, sen büyük bir ahlâk üzerindesin”. Resûlullah (aleyhissalâtü […]

AYDINLIK DÜNYANIN HOŞGÖRÜ ZEMİNİ

Artık çok yönlü bir faaliyetin yürütüldüğü Medine, sulh ve sükûnun, emniyet ve güvenin de merkezi hâline gelmişti. Kaos ve kargaşa dönemi çoktan sona ermiş ve medeniyet televvünlü yeni yüzünde huzurun tebessümleri müşahede edilmeye başlamıştı! Elbette bu, sadece zamanın belli bir dönemini içine alan geçici bir huzur olmamalıydı; onun için Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), insanlara […]

Ebrehe’ler kaybetmeye mahkumdur!

Habeş Krallığı’nın Yemen valisi Ebrehe el-Eşrem, hem bütün Arap yarımadasına hakim olmak hem de bölgede Hıristiyanlığı yaymak için yoğun çalışmalara başlamıştır. İlk olarak, Araplar’ın her yıl Mekke’ye hac kervanları düzenleyip akın akın Kâbe’yi ziyaret ettiğini gören Ebrehe, bunun önüne geçebilmek için yeni bir proje geliştirir. Bu projeye göre Mekke artık merkezi konumdan çıkarılacak onun yerine […]

Benî Temîm

Etraflarında huzursuzluk çıkaran ve vadettikleri cizyeyi vermekten imtina eden Benî Temîm’e elli kişilik bir süvari birliğiyle gönderilen Uyeyne İbn Hısn, geceleri yol alarak geldiği Benî Temîm diyarından yirmi biri kadın, otuzu da çocuk olmak üzere toplam altmış iki kişilik esirle Medine’ye dönmüş ve bu hadisenin üzerinden çok geçmeden Benî Temîm, Akra’ İbn Hâbis, Utârid İbn […]

Vazife Şuuru Adına Önemli Bir Hatırlatma

Artık Medine’ye gelip gidenlerin haddi hesabı yoktu. Aynı zamanda o günler, değişik vazifelerle Medine’den dışarı gidenlere de şahit oluyordu. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), zekat memuru olarak İbn Lüteybiyye’yi Zübyânoğullarına göndermişti; geri geldiğinde huzura giren İbn Lüteybiyye, yanında getirdiği malları göstererek: – Bunlar sizin, bunlar da bana hediye edilenler, diyordu. O güne kadar yaşadıkları teamüllere […]

Kâbe’de Duaların Kabul Edildiği Özel Mekan: Mültezem

Hadisle sabit olduğu üzere Mültezem, Kâbe’nin kapısıyla Haceru’l-Es’ad’ın arasında kalan 2 metrelik kısımdır. Hz. Abdullah İbn-i Abbâs (radıyallahu anh) demiştir ki: “Mültezem, rükn ile kapı arasıdır.” Bir diğer hadis-i şerifte de yine Mültezem’in yeri belirtilirken aynı zamanda buranın duaların kabul edildiği özel bir mekan olduğu şöyle ifade edilir: “Rükn ve kapı arası Mültezem’dir. İhtiyaç, sıkıntı […]

En Saadetli Taş: El-Haceru’l-Esved

El-Haceru’l-Esved, Kâbe’nin doğu köşesinde, yerden 1,5 metre yükseklikte gümüşten bir mahfaza içinde muhafaza edilen yaklaşık 30 cm çapında siyaha yakın koyu kırmızı renkte bir taştır. Hacer, kelime olarak Arapçada taş demektir. El-Haceru’l-Esved siyah taş anlamına gelir. Cennet’ten indirildiği ve zaman içinde renginin değiştiği Allah Resûlü’nün ibret dolu ifadelerinde şöyle anlatılmaktadır: “Haceru’l-Esved, Cennetten indi. İndiği vakit […]

Allah Resûlü’nün (sas) Kuba Günleri

Allah Rasûlü, Hz. Ebu Bekr’le beraber hicret yolculuğuna çıkalı sekiz gün olmuştu. Günlerdir O’nu bekleyen Ensar ve Muhacir, dua ve sabırla geleceği anı bekliyor ve yollarını gözetliyorlardı. Kutlu yolcuların gelişi gecikmişti. Her gün sabahın ilk ışıklarıyla “Harratu’l-Usbe”nin sırtlarına çıkıyor, bin ümitle ufuklarında doğacak Nebi’ye kavuşacakları anı iple çekiyorlardı. Sıcaklığın yüksek olduğu bir döneme denk geldiği […]