Peygamber Efendimiz’in Hayatındaki Sadık Rüyalar ve Selama Duran Varlıklar

Belli ki vakit, daha da yaklaşmıştı. Şafak sökün etmek üzereydi. Zira, bunu müjdeleyen birçok emareyle karşılaşıyordu. Başını yastığa koyduğunda mânâ âlemini şenlendiren ve gözlerini açtığında da orada gördüğü gibi neticelenen ‘sadık rüyalar’ sıklaşmış; ötelerden sürekli mesajlar getiriyordu. Vahyin öncüleriydi bunlar ve bilhassa vuslatın altı ay öncesinde, birbirini takip eden muştulara dönüşmüş ve daha bir kendini […]

Hevâzin’den Gelen Haber ve Huneyn’e Hareket

Fetih gerçekleşeli tam on dokuz gün olmuştu. Bu süre içinde Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Mekke’de kalma niyeti olmadığı için namazlarını da hep kısaltarak kılmıştı; otoriteyi temin edecek ve geri dönecekti. Ancak öyle olmadı; zira Hevâzin tarafından iyi haberler gelmiyordu. Gelen haberlerin doğruluğunu teyit etmek için ashâbından Abdullah İbn Ebî Hadred’i: – Git ve onların […]

Peygamber Efendimiz’in (sas.) Yetimlere Şefkati

Şefkat, Cenâb-ı Hakk’ın birer sanatı olmaları itibarıyla herkese ve her şeye karşı alâka duyma; başkalarının dertlerine ortak olma, kederlerini paylaşma, yardımlarına koşma; karşılıksız, sâfi ve ivazsız sevgi besleme; mazlumların, mağdurların maruz kaldıkları sıkıntıları göğüsleme ve bir anne içtenliğiyle onların üzerine titreme gibi mânâlara gelmektedir. “Yetim” kelimesi sözlüklerde ergenlik çağına gelmeden babası ölen kız veya erkek […]

Huneyn Harbi ve Yaşanan Hadiseler

Şevvâl ayının onuncu gününün akşamı Huneyn’e gelinmişti; günlerden salı idi! Hevâzinlilerin lideri Mâlik İbn Avf da, üç atlısını görevlendirmiş ve farklı yönlere göndererek keşif yapmalarını istemişti. Resûlullah ve ashâbına muttali olan Hevâzin casuslarının, kumandanları Mâlik’in yanına geri döndüğünde renkleri atmıştı. Korkudan tir tir titriyorlardı! Durumlarından endişelenen Mâlik onlara: – Yazıklar olsun size! Bu hâliniz de […]

Yolculuğa Çıkarken Yapılan Dualar

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yolculuğa çıkarken hayvanı üzerine binip iyice yerleşince üç kere tekbir getirir sonra da dua ederdi. Sıklıkla yaptığı dualardan birisi şuydu: للهُ أكْبَرُ، اللهُ أكْبَرُ، اللهُ أكْبَرُ أَسْتَوْدِعُكَ اللهَ الَّذِي لاَ تَخِيبُ وَلاَ تَضِيعُ وَدَآئِعُهُ اَللَّهُمَّ بِكَ أَصُولُ وَبِكَ أَحُولُ وَبِكَ أَسِيرُ “Sizi, emanetleri zâyi olmayan ve haybete uğramayan Allah’a ısmarlıyorum. […]

Şifanın Metafizik Temelleri

İnsan her meselede sebeplerin gereğini yaptıktan sonra Allah’a tevekkül etmeli, hakikî tesiri ve neticeyi Cenâb-ı Hak’tan beklemeli, akabinde de başına ne gelirse gelsin “Elhayru fî mahtârahullah” deyip takdir-i ilahîye teslim olmalıdır. Tedavi-Şifa Münasebeti Allah Resûlü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) tıp ilmine getirdiği en önemli yenilik muhtemel bütün hastalıkların tedavi edilebileceğini, her hastalığın şifasının bulunduğu hakikatini […]

Âfet ve Musibetler Dolayısıyla Tasalandığında Peygamber Efendimiz’in(sav.) Okuduğu Dualar

Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) afet ve musibetler dolayısıyla tasalandığında okuduğu ve okunmasını tavsiye ettiği duâlar: لآَ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ الْعَظِيمُ الْحَلِيمُ، لآَ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ لآَ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَرَبُّ الْأَرْضِ وَرَبُّ الْـعَـرْشِ الْكَرِيمِ لآَ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ الْحَلِيمُ الْكَرِيمُ لآَ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ لآَ […]

Ve vuslat: Oku!

Ve derken bir gün… Takvimlerin milâdî 610’u gösterdiği bir Pazartesi günü… Ramazan’ın on yedisi… Nûr Dağı’nda nûrlar buluşmuş, sema ile yer arasında kopmaz bir bağ kurulmuştu. Vahiy meleği Cibrîl-i Emîn gelmiş ve rahmet peygamberi Muhammedü’l-Emîn’e risalet vazifesini açıktan tebliğ ediyordu. İki emniyet, Nûr dağında birbirine kavuşmuştu ve böylelikle insanlığa yeni bir emanet geliyordu. Artık Nûr’un, […]

Varaka ve Yolun Kaderi

Mekke’de ilk vahyin nuzûlü haberine sevinecek birisi daha vardı ve Hatice de, hiç vakit kaybetmeden amca oğlu Varaka İbn Nevfel’in yanına koştu. Kerim zevcinin anlat­tıkla­rını anlattı bir bir Varaka’ya!.. Her bir ifadesi, Varaka’nın dünyasında fırtınaların kopmasına sebep oluyordu. Bir noktaya gelince dayanamadı ve: – Kuddûs!.. Kuddûs, diye haykırmaya başladı yaşlı bilge. Ardın­dan da ilâve etti: […]

Ayağa kalk ve insanları uyar!

Hira’da vuslat başlamıştı, ama günler geçmesine rağmen bu vuslatın arkası gelmiyordu. Yıllardır bu anı bekleyen Allah Resûlü, tam ‘Artık buldum.’ dediği böyle bir zamanda, Cibril’in hayat-bahş soluklarına hasret kalmanın sancısını yaşıyordu. Vahyin inkıtaı üzerinden kırk gün daha geçmişti ki, semada Cibril-i Emîn’in sesi duyuldu: – Ben Cibril’im, diyordu. Efendiler Efendisi, sesin geldiği yöne dönüp ve […]