Mekkelilerin tavrı, istişare ve Hudeybiye’ye hareket

Mekkelilerin Tavrı Allah Resûlü’nün ashâbıyla birlikte umre yapmak üzere Mekke’ye doğru geldiğinin haberi Mekke’ye de ulaşmış ve Mekkeliler büyük bir telaş içine düşmüşlerdi; korkuyorlardı. Hiç ummadıkları bir sırada Hz. Muhammed üzerlerine geliyordu. İşin ucunda savaş gözükmese de bu, psikolojik olarak acziyetlerini ortaya koyacak bir davranıştı. Onun için hemen istişare meclislerini toplayıp durumu müzakere etmeye başladılar: […]

Efendimiz’in (sas) çarşıya çıktığında okuduğu dua

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) alışveriş için çarşıya çıktığında şu duayı okurdu: لآَ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ ولَهُ الْحَمْدُ يُحْيِي وَيُمِيتُ وَهُوَ حَيٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ بِسْــمِ اللهِ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْــأَلُكَ خَيْـرَ هٰذِهِ السُّــوقِ وَخَيْرَ مَا فِيهَا وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَـرِّهَا وَشَـرِّ مَا فِيهَا  اَللَّهُمَّ إِنِّيٓ أَعُوذُ بِكَ أَنْ أُصِيبَ […]

Efendimiz’in (sas) anne-babasının evliliği

Abdulmuttalib’in, on oğlu, altı da kızı dünyaya gelmişti. Efen­dimiz’in babası Abdullah, onun dünyaya gelen son oğluydu. Bu çocuğun her haliyle diğer oğullarından farklı olduğu gözlerden kaçmıyordu. İffet abidesi bir insandı. Onun için Abdulmuttalib onu, diğer çocuklarından daha çok seviyor ve adeta yanından hiç ayırmak istemiyordu. Aynı zamanda Abdullah, çok güzel bir yüze sahipti. Kur’a işlemi […]

Fil Hadisesi

Beri tarafta Abdulmuttalib’in başında bir gaile daha vardı; Habeş meliki Necâşî’nin Yemen valisi Ebrehe, ordusunu toplamış Kâbe’yi yıkmak için geliyordu. Bu şahıs, insanların ibadet maksadıyla Kâbe’ye yönelmelerini kıskanarak, alternatif olsun diye kendi topraklarında bulunan San’a’da büyük bir mabed yaptırmıştı. Heybet ve ihtişamını tamamlayabilmek için elindeki bütün imkânları seferber etmiş ve onu, devrinin zirvesindeki her türlü […]

Peygamber Dualarının İrşad Boyutu

İnsanların kulluk için ahsen-i takvim sırrına mazhar yaratıldığını ve başıboş bırakılmayacağını beyan eden Allah (celle celâluhu), peygamberler göndermiştir. Onlara vazifelerinin; ilâhî mesajları muhataplarına tebliğ, kulluğu yaşayarak temsil, örnek alınacak güzellikler için en güzel misâl, dünya-ukbâ dengesini temin ve âhirette sunulabilecek her türlü itirazın kapısını kapatacak hakikatleri talim olduğunu bildirmiştir. Üstlendikleri bu mühim tebliğ vazifesinin şuuruyla […]

Hudeybiye, su ve yağmur ile gelen bereket ve bir uyarı

Yolculuk yine devam ediyordu. Nihâyet, Hudeybiye denilen mevkiye yaklaştıklarında, hiç beklemedikleri bir durumla karşı karşıya kaldılar. Kasvâ çökmüş, her türlü çabaya rağmen bir türlü ayağa kalkıp yürümüyordu. Kasvâ’nın çökmesine ve ashâb-ı kirâmın onca gayretlerine rağmen bir türlü hareket etmemesine Allah Resûlü de bir anlam verememişti. Ashâb-ı kirâm: – Kasvâ inat etti, dediklerinde hemen: – Hayır! […]

Peygamberimizin (sav.) teşrifiyle alemde zuhur eden hadiseler

Dört Bir Yandan Gelen Haberler Çok geçmeden, dört bir yandan farklı haberler gelmeye başladı. İşin ilginç yanı, bu haberlerin hepsinin de, yeni doğan küçük Muhammed’le ilgili olmasıydı. Çünkü O, insanlığın Son Sultanıydı ve kâinat ağacının en mütekâmil meyvesi idi. Varlığın vücut bulmasındaki sebep O olduğu gibi; insanlığın geleceği de, O’nun getireceği mesajın muhtevasında yatıyordu. Onun […]

Ehl-i Beyt’in anası Hz. Fâtıma’nın (r.anhâ) son günü

Allah Resûlü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) kızı, ciğerparesi, cennet hanımlarının efendisi, Ehl-i Beyt’in annesi Fâtımatü’z-Zehra (radıyallahü anhâ), babasının gölgesinde, sıkıntılarla dolu da olsa mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamışdı. Babasının vefatı, onu çok üzmüş, adeta kolunu kanadını kırmıştı. Tek tesellisi, yakın zamanda O’na kavuşacağı müjdesiydi. Adeta gözleri ufukta Hak emrinin yerine gelmesini bekliyordu. Bu ayrılık […]

Diyaloğun meyvesi ve hâl dili adına yeni bir üslup

Derken Hudeybiye’ye Allah Resûlü’nün bulunduğu yere, aralarında Amr İbn Sâlim, Hırâş İbn Ümeyye, Hârice İbn Kürz ve Yezîd İbn Ümeyye gibi isimlerin bulunduğu bir heyetle birlikte Büdeyl İbn Verkâ çıkageldi; hepsi de Huzâa kabilesine mensuptu. Huzâa ise, Müslüman olsun veya olmasın her zaman Allah Resûlü’ne sırdaş olan bir kabileydi; insanlık ortak paydasında aralarında bir diyalog […]

Efendimiz’in (sas) elçileri ve karşılıklı sulh arayışları

Efendimiz’in Elçileri Hudeybiye’de hadise hâlâ belirsizliğini koruyordu ve Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) bir adım atarak ashâbı arasından Hırâş İbn Ümey­ye’yi, Sa’leb adındaki kendi devesini vererek Kureyş’e gönderdi; maksadı, savaş niyetinde olmadığını ve sadece umre maksadıyla geldiğini bir daha anlatmaktı. Hz. Hırâş gelir gelmez İkrime İbn Ebî Cehil, kılıcını çektiği gibi devenin ayaklarına indiriverdi; […]