Ağlayan Hurma Kütüğü

Mescid-i Nebevî inşa edilmiş ve Cuma namazları da burada kılınır olmuştu. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), hutbe okumak ve insanlarla konuşurken göz göze gelerek iletişim kurabilmek için bir hurma kütüğünün üzerine çıkıyor ve sahabeye böyle sesleniyordu. Minberin çok sade bir yapısı vardı. Bir gün, Medine’ye dışarıdan gelen ashabdan birisi, İnsanlığın İftihar Tablosu’nun bu durumunu görünce, […]

Ezanın Başlangıcı

Mekke, şiddet soluyup kin kusan bir yapıya sahipti ve burada müşterek namaz kılmak, ancak sessiz ve kuytu yerlerde mümkün olabiliyordu. Ancak Medine, daha mûnis ve beraberce cemaat oluşturmaya çok müsaitti. Üstüne üstlük burada, Mescid-i Nebevî de inşa edilmiş; cemaatle namaz kılınmaya hazır bekliyordu. Namaz vakitleri de belliydi; ancak, bu vakitleri insanlara hatırlatıp onları namaza çağıracak, […]

Ashab-ı Suffe

Yeni yurt Medine, yeni bir anlayışa daha sahne oluyordu; Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem), gelen ayetleri kendileriyle paylaşıp onlarla marziyat-ı ilâhiyi müzakere edebileceği kimseleri Mescid-i Nebevi’ye toplamaya başladı. Diğer insanlar, çarşı-pazarda ticaret yapıp bağ ve bahçelerinde tarımla uğraşırken bu insanların tek hedefi, dine ait meselelerin zayi olmasının önüne geçmek ve Efendimiz’den aldıkları kültürü başka […]

Rahmetin Kuşatıcılığı ve Sonuna Kadar Açılan Af Kapısı

Bugüne kadar gelen ayetlere ve Efendiler Efendisi’nin beyanlarına bakıldığında, azab-ı ilâhinin dehşeti kadar rahmetinin enginliği de, mü’minler arasında müteâref bir meseleydi. Ancak bunu, herkes eşit oranda kavrayamamıştı. Bilhassa Kur’ân ve Sünnet gibi iki temel kaynaktan uzak kalanlar veya henüz yeni Müslüman olanlar, hem geçmiş günlerde işledikleri hataların baskısıyla mahcubiyet yaşıyor hem de azab-ı ilâhiden duydukları […]

Aile İçi İletişimde Teşekkür

Aile içi iletişimin olmazsa olmaz temel prensiplerinden birisi de yapılan iyilikler ve güzel davranışlar karşısında eşlerin birbirine teşekkür etmesidir. Zira insan, yaratılışı gereği sevgiye duyduğu ihtiyaç kadar kendisine değer verilmeye, yaptıklarının görülmesine ve takdir edilmesine, bir diğer ifadeyle teşekküre ihtiyaç hisseder. Bunun için yaptığı bir iyilikten dolayı teşekkürü; güzel bir iş ve davranıştan dolayı da […]

Birbirini takip eden vefatlar ve yeşeren nifak

Ensâr arasından Akabe beyatlarına katılan ve Neccâr­oğullarının temsilcisi seçilen büyük sahabe Es’ad İbn Zürâre (Ebû Ümâme), Mescid-i Nebevi yapıldığı sıralarda hastalanmış, evinde yatıyordu. Çok geçmeden de, onun vefat haberi geldi. Hicret sonrasında yaşanan ilk hadiseydi bu. Bir anda Medine’ye, büyük bir hüzün çöküvermişti. Hüzünlenenlerin başında, elbetteki Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) vardı. Ancak bu, […]

Haset rüzgarları ve üslûpta ilahî yönlendirme

O gün de, sosyal meselelerde bütüncül bir yaklaşımla hareket edip sonuçları da öyle değerlendirmenin imkânı yoktu; gerek Medineli müşrikler ve gerekse ehl-i kitap olarak bilinen Yahudi ve Hristiyanlar arasında; Efendimiz’i tanıyıp bilen ve O’na karşı muhabbet besleyenler olduğu gibi, bunun tam tersi, O’nun karşısında yerini alan, düşmanlık adına entrikalar çeviren ve fırsat bulsa O’nu, bir […]

Allah Resûlü’nün Cenaze Namazı

Vadesi dolan, vazifesi biten ve muhayyer bırakılınca Refîk-i A’lâ’yı tercih eden Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), hicretin 11. yılı, 12 Rebiülevvel Pazartesi günü, kuşluk vaktinde vefat etmişti.  Peygamber Efendimiz’in Cenazesinin Yıkanma Zamanı ve Yıkanması Allah Resûlü’nün vefatı, O’nu canlarından çok seven Müslümanlar üzerinde derin bir sarsıntı meydana getirmişti. Kayıpların en büyüğünü yaşıyorlardı. Haberi duyanların […]

Birlikte yaşama anayasası: Medine Vesikası

Yeni gelinen hicret yurdunda problemler teker teker ele alınıyor ve birer birer çözüme kavuşturuluyordu. Çözüme kavuşturulması gereken bir konu da, Medine’nin nüfus yapısı, etnik dağılımı ve din farklılıkları göz önünde bulundurularak, bu farklı unsurlarla birlikte müşterek bir hayat sürebilmenin şartlarını oluşturmaktı. Zira, o gün için on bin civarında bir nüfusa sahip olan Medine’de, bin beş […]

Ashab-ı Kiram’ın Aile fertlerinin Medine’ye Getirilmesi ve Kuba’dan Gelen Çocuk

Ashab-ı Kiram’ın Aile Fertlerinin Medine’ye Getirilmesi Müslümanların yeni şehri Medine’de yaşanması muhtemel problemler teker teker çözüme kavuşturulmuş; şimdi sıra, geride kalan aile fertlerinin de buraya getirilmesine gelmişti. Malûm olduğu vechile Muhâcirîn-i Kirâm Hazerâtı hicret ederken, yanlarında aileleri yoktu ve bunu, asla bir problem olarak görmüyorlardı. Sadece, kendilerine: – Hicret edin, denilmiş ve onlar da bu […]