Kâbe’yi Kıble Edinen İlk Sahabî: Bera İbn-i Ma’rûr

Takvimler, Risalet’in 13. yılı Zilhicce ayının 12’sini gösteriyordu. Hac mevsimiydi. Allah Resûlü’nün Yesrib’den beklediği özel misafirleri vardı. Hz. Mus’ab İbn-i Umeyr gayretlerinin semeresini almış ve 75 Medineli Müslümanı, Mina’da Allah Resûlü’yle buluşturmak için yola çıkmıştı. Büyük çoğunluğu Rahmet Peygamberi ile ilk defa görüşecek ve O’nu (aleyhissalâtu vesselâm), Medine’ye davet edeceklerdi. Gelenler arasında Hazrec’in Selimeoğulları kolunun […]

Kıblenin Kâbe Oluşu (15 Receb Hicrî 2)

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Medine’ye hicret ettikten sonra ilk olarak Mescid-i Nebevî’nin inşasına başlamış ve mescidin kıblesini de Mescid-i Aksa’ya doğru belirlemişti. Bu konuda nihai, kesin ve bağlayıcı bir hüküm henüz inmediğinden dolayı Allah Resûlü, Mekke’deki uygulamayı Medine’de de devam ettirmişti. Bu aynı zamanda Yahudi toplumuyla arasında diyaloğa köprü olacak ortak bir nokta […]

Kur’ân ve Sünnet’te Şiddete Kaynak Gösterilen İfadeler ve Meselenin Aslı

Özü itibarıyla İslâm, barışın simgesi olmakla birlikte maalesef bugün o, dünya genelinde hep şiddetle anılmakta, gerek düşmanlarının entrikalarıyla gerekse müntesiplerinin yanlış temsiliyle olumsuz bir algının kurbanı olarak resmedilmektedir. Onu şiddet ile birlikte pazarlamaya çalışanların ileri sürdükleri bazı âyet ve hadisler, öncesi ve sonrasından koparılarak cımbızlanan nasslardır ve gerçeğin bütününü asla ifade etmemektedir. Bunu, herkesin bildiği […]

İnsan, Emniyet ve İslam

İnsan, yaratılış keyfiyeti ve donanımı itibarıyla Allah’ın isimlerinin üzerinde tecelli ettiği mükemmel bir varlıktır. Ancak varlığını devam ettirme ve donanımını kullanma adına hem muhtaç hem de acizdir. Yüce Yaratıcı değişik zıtlıkları âdeta onda cem etmiştir.  Acizliğine bakan tarafıyla en büyük ihtiyacı emniyettir. Her an her türlü tehlikeyle karşı karşıya kalması muhtemeldir. Canı için arzu ettiği […]

Hz. Hafsa (r.anha) İle Evlilik (Şaban Hicrî 3)

Medîne’ye hicret edeli otuz ay olmuştu. Bugünlerde Hazreti Ömer’in bir derdi vardı; Bedir sonrasında damadı Huneys İbn-i Huzâfe vefat etmiş ve kızı Hafsa dul kalmıştı. Onu bir an önce evlendirmek istiyordu!  Hazreti Hafsa da aynen Hazreti Fâtıma gibi risâletten beş yıl önce dünyaya gelmişti. Mekke günlerinde Huneys İbn-i Huzâfe ile evlenmiş, sonra da Medîne’ye birlikte […]

Hz. Hüseyin’in (ra) Doğumu (5 Şaban Hicrî 4)

Tarih, hicretin dördüncü yılı Şaban ayının beşini gösterirken Hz. Ali (radiyallahü anh) ile Hz. Fatıma’nın (radiyallahü anhâ) ikinci çocukları dünyaya geldi: Hz. Hüseyin (radiyallahü anh). Allah Resûlü, Hz. Hasan’dan sonra torunu Hz. Hüseyin’in doğumuyla da çok mesrur oldu. Kulağına bizzat ezan okudu. Babası ismini “Harb” koymak istese de şiddetten ve şiddeti çağrıştıran şeylerden hiç hoşlanmayan […]

Aile İçi İletişimde Birbirine Hitap

Aile içi iletişimde eşler arasında iletişimin ana unsurlarından birisi de birbirine hitap şeklidir. Eşlerin birbirine sevgi, saygı ve yakınlığının da bir göstergesi olan hitaplaşma, yuvada sevgi, saygı ve şefkat eksenli bir ilişki kurulabilmesi ve bunun sürdürülebilmesi adına önemli bir dinamiktir. Meselenin bir boyuta da bu atmosferde yetişen nesillerin üzerinde meydana gelecek etki ve algıdır. Bunun […]

“En sevimli amel: vaktin evvelinde kılınan namaz” (3 Şaban Salı Hicrî 5)

Mustalıkoğullarının Medine’ye saldırı hazırlıklarını haber alan Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) dün Medine’den hareket etmiş ve Halâık’ta konaklamıştı. Bu sırada yanına bir şahıs geldi ve selam verdi. Allah Resûlü, kendisine “Ev halkın nerede?” diye sordu. O, “Ravhâ’dadır!” cevabını verince “Ne istiyorsun, maksadın nedir?” diye sordu. Adam, “Sana iman etmek için geldim. Şehadet ederim ki […]

Müreysi’ye hareket (2 Şaban Pazartesi Hicrî 5)

Mekkelilerin ve Hayberlilerin, Müslümanlar aleyhine bölgede oluşturduğu olumsuz hava, yürüttükleri kara propaganda ve nefret söylemi meyvelerini vermeye devam ediyordu. Kendisinde az güç bulan Medine’yi gözüne kestiriyor ve saldırmak için kolları sıvamaya başlıyordu. Onlardan biri de Benî Mustalık kabilesinin lideri Hâris İbn-i Ebî Dırâr’dı. O artık Medine’ye saldırı sırasının kendisine geldiğini düşünmüş ve daha önce başkalarının […]

Beş vakit namazın farz kılınması (27 Receb Risaletin 11. yılı)

Risaletin on birinci yılının Receb ayının yirmi yedinci gecesinde gerçekleşen İsra ve Mirac yolculuğunun, mü’minlere bakan en büyük neticesi, beş vakit namazın farz kılınması olmuştur. İlk önce elli vakit olarak takdir edilen namaz, daha sonra beş vakte düşürülmüştür. Bunda Hz. Musa ile Peygamber Efendimiz’in yaptığı istişarenin ve Allah Resûlü’nün ümmetine karşı beslediği engin şefkat ve […]