Medine’de Kuraklık ve Yağmur Duası (6 Ramazan 6 Hicrî)

Hicretin 6. yılının Ramazan’ına Peygamber Efendimiz ve Medine halkı kuraklığın gölgesinde girmişti. Allah Resûlü Cuma namazını kıldırdıktan sonra mübarek ellerini açmış ve üç defa “Al­lah’ım, bize rahmetini gönder!” diyerek dua etmişti. Bunun üzerine ashâbından Hz. Ebû Lübâbe ayağa kalkmış ve “Yâ Resûlallah, ambarda hurma var. Yağmur yağarsa zarar görebiliriz!” demişti. Ebû Lübâbe kıtlık ve kuraklığında […]

Uhud Sürecinde Kadınların Duruşu

Zaferlerin kazanılması, devamı ve kalıcı hale gelmesi için cephede savaşan ve gerekirse canını veren askerlerin yanında, onu metanetle gazaya uğurlayan ve geriye dönmesini bekleyen ailesinin -şayet dönmez cephede kalırsa- ortaya koyacağı duruş, en az cephede vuruşmak kadar önemlidir. Zira cepheye giden yiğit, cesaretini öncelikle Allah’a imanından, sonra geride bıraktıklarından ve silah arkadaşlarından alacaktır. Onu cepheye […]

İftar Sahibi İçin Okuduğu Dua

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabını iftara davet ettiği gibi ashabı da O’nu iftara çağırır ve O da bu çağrılara icabet ederdi. Sa’d İbn-i Ubâde’nin (radıyallahu anh) iftar davetine icabet ettiğinde, iftarda kendisine ikram edilen ekmek ile zeytinyağını yedikten sonra, genellikle başkalarıyla iftar ederken iftar sahibi için okuduğu şu duayı okumuştur: أَفْطَرَ عِنْدَكُمُ الصَّائِمُونَ […]

Muhacir ile Ensar Arasında Muahat İlanı (4 Ramazan 1 Hicrî)

Mekkeli muhacirlerin Medine’ye hicreti büyük oranda gerçekleşmişti. Ancak bu gelişmeyle birlikte Efendimiz’i (sallallahu aleyhi ve sellem), çözülmesi gereken birçok problem bekliyordu. Muhacirler toplamda yüz seksen altı aile olmuşlardı. Bu kadar insan nerede misafir edilecek ve maişetlerini nereden temin edeceklerdi? Bu problemi çözme adına Allah Resûlü’nün yaptığı ilk iş, Muhacirler ile Ensâr arasında kardeşlik (muahat) bağlarını […]

Efendimiz’in (sas) İftar Duaları

Dua insanı Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) iftar ederken ellerini açarak yaptığı dualardan bazıları şöyledir: اللَّهُمَّ لَكَ صُمْتُ وَعَلَى رِزْقِكَ أَفْطَرْتُ “Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açtım.”[1] بِسْمِ اللَّهِ ، اللَّهُمَّ لَكَ صُمْتُ ، وَعَلَى رِزْقِكَ أَفْطَرْتُ ، تَقَبَّلْ مِنِّي إِنَّكَ أَنْتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ “Allah’ım! Senin rızan için oruç […]

Hz. Fatıma’nın Vefatı (3 Ramazan 11 Hicrî)

Efendimiz’in ciğerparesi Hz. Fatıma, hastaydı ve hastalığı her geçen gün ağırlaşıyordu. Durumunun farkında olan Ehl-i Beyt’in annesi, bu günün müjdesini sevgili babasından tam altı ay önce almıştı. Yolculuğa çıkmaya hazırlıklıydı. Hastalığı sırasında kendisini hiç yalnız bırakmayan Hz. Ebu Bekir’in hanımı Esma bint-i Ümeys’e:  – Ben kadınlara yapılan cenaze merasiminden hoşlanmıyorum. Kadınlar kefene sarılıp götürülüyorlar. Vücut […]

Himyer Meliklerinin İslâm’ı Kabulü (2 Ramazan 9 Hicrî)

Yemen’in güneyinde Cened şehri ve civarında yaşayan Himyerîler, Habeş ve Sâsânî hâkimiyetiyle birlikte küçük beyliklere bölünmüştü. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), İslam’a davet adına onlara, Hz. Ayyâş İbn-i Ebî Rebîa ile Hz. Muhâcir İbn-i Ebî Ümeyye’yi elçi olarak göndermişti.  Başta Hâris İbn-i Abdükülâl, kardeşleri Nuaym, Şürahbîl (Şüreyh), Nu‘mân, Meâfir ve Hemdân ile diğer bazı […]

Hz. Talha ile Hz. Zeyd’in İstihbarat İçin Gönderilişi (2 Ramazan 2 Hicrî)

Mekkeliler içerisinde Muhacirlerin mallarınında bulunduğu bir ticaret kervanını, Ebû Süfyan başkanlığında Şam’a göndermişlerdi. İki yıldır ortaya koydukları faaliyetler, onların bu kervanın gelirlerini Medine’ye saldırmak için kullanacaklarını gösteriyordu. Allah Resûlü kervanı kontrol altına almak ve Mekkelilere bu fırsatı vermek istemiyordu. Kervanın Şam’dan dönüş vakti yaklaşınca kervan hakkında bilgi toplamaları için Hicretin 2. yılı Ramazan ayının 2. […]

“Uhud bizi sever biz de onu!” (1 Ramazan 9 Hicrî)

Uhud’da yetmiş kişi şehit düşmüş ve Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) başta olmakla Müslümanlar ciddi şekilde yaralanmıştı. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu manzaranın insanların kalbinde Uhud’a karşı bir küskünlük oluşturmaması, vefasızlık ve uğursuzluk isnadında bulunulmaması için Tebük dönüşü Uhud’un eteklerinden geçerken, uzun uzadıya bu dağa bakmış ve ardından da ashâbına dönüp: “Uhud öyle […]

“Hayırlılardan olmanız size kâfî değil mi?” (1 Ramazan 9 Hicrî)

Tebûk dönüşü Medine’ye girerken Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “Şüphesiz ki Ensâr’ın yurtlarının en hayırlısı Benî Neccâr’ın yurdudur. Sonra Benî Abd-i Eşhel’in yurdudur. Sonra Benî Addi’l-Hâris İbn-i Hazrec’in yurdudur. Sonra Benî Sâide’nin yurdudur. Ve Ensâr’ın yurtlarının hepsinde hayır vardır!” buyurmuştu. Çok geçmemişti ki Benî Sâide’ye mensup Hz. Sa’d İbn-i Ubâde (radıyallahu anh) onların yanına geldi. […]