Zü’l-Huveysıra ve Gelecekteki Müslümanları Bekleyen Bir Tehlike (15 Zîlkâde 8 Hicrî)

Huneyn ganimetlerini taksim ederken Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), hiç kimsenin beklemediği bir yolu tercih etmiş, kin ve nefret adına o güne kadar başı çeken Mekkelileri öne çıkarmıştı. Zira onların kalblerini İslâm adına kazanmak ve onların şahsında kabilelerin kalbini de yumuşatmak için ganimetlerinden hatırı sayılır paylar veriyordu! Olayın keyfiyetini anlamayanlardan birisi, Efendimiz’in yaptığı taksimin miktarına takılıp “Bu taksimatta Allah’ın […]

“Böylesine bir cömertliği, ancak bir Nebi yapabilir.” (15 Zilkâde 8 Hicrî)

Huneyn Ganimetlerinin Taksimi ve Müellefe-i Kulûb Şefkat Peygamberi Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Huneyn’in akabinden Tâif problemini de çözmüş ve Ci’râne’ye dönmüştü. Herkesin gözü önünde bambaşka bir tarih yazılıyordu; Muhammedü’l-Emîn, insanları affetmek için âdeta bahaneler üretiyor ve en küçük bir bahaneyi değerlendirip muhataplarını sevindirecek adımlar atıyordu! Cezalandırmaya muktedir olduğu halde affı tercih etmek, öyle her […]

Öfkeye Hakim Olmanın Nebevî Yolları (2)

İnsanın imtihana tabi tutulduğu duygularından birisi de kuvve-i gadabiyyedir. Bu duygu kontrol altına alınıp hayra yönlendirilemezse insanın başına şahsî, ailevî ve içtimâî hayatta çok büyük gaileler açabilir. Dolayısıyla öfke, insanı kontrol altına almadan, insan öfkesini kontrol altına almalı ve onu, doğru ve güzel davranışa dönüştürmeye çalışmalıdır. Aksi takdirde insana, mukaddesatını, kendisini, yakınlarını ve malını müdafaa […]

“O’nu bırakıp da kaçacak olanlar bizler miyiz!” (13 Zilkâde 6 Hicrî)

Hudeybiye’de konaklayan Allah Resûlü, dün Büdeyl İbn-i Verkâ’yı elçi olarak göndermiş ve maksadını Mekkelilere haber vermişti. Büdeyl’i dinleyen Mekkeliler, Urve İbn-i Mes’ûd’u, Büdeyl’in dediklerinin aslını araştırmak için Allah Resülü’ne göndermişti. Bugün Hudeybiye’ye ulaşan Urve, gelir gelmez:  – Yâ Muhammed! Ben, Ka’b İbn-i Lüeyy ve Amir İbn-i Lüeyy’i, yanlarında sağmal develeri ve çoluk çocuklarıyla birlik­te Hudeybiye […]

Hudeybiye’de Efendimiz’in (sas) Diyalog Hamlesi (12 Zilkâde 6 Hicrî)

Mekke’de ve Hudeybiye’de dört gündür gergin bekleyiş devam ediyordu. Mekkeliler, Müslümanları umrelerini yapmaları için Mekke’ye sokmuyor; Müslümanlar da Hudeybiye’de konaklamış Allah Resûlü’nün yapacağı hamleyi gözlüyorlardı. İki taraf arasında gergin bekleyiş devam ederken Allah Resûlü’nün bulunduğu yere, aralarında Amr İbn-i Sâlim, Hırâş İbn-i Ümeyye, Hârice İbn-i Kürz ve Yezîd İbn-i Ümeyye gibi isimlerin bulunduğu bir heyetle […]

Öfke Ateşi ve Aile İçi İletişim (1)

İnsanın şahsî, ailevî ve içtimaî hayatında imtihana tabi tutulduğu duygularından birisi de öfke duygusudur. İslam ahlakçılarının kuvve-i gadabiyye olarak adlandırdığı bu duygu, nefis mekanizmasının, içinde kin, nefret, haset, intikam ve düşmanlık duygularını da barındıran bir yanıdır. Nefisle irtibatlı olmasından dolayıdır ki insanın kalbine ve diğer duygularına da tesir eden bir yapıdır. Dolayısıyla ailevî ilişkilerde sevgi, […]

Hudeybiye’de Namaz Hassasiyeti (10 Zilkâde 6 Hicrî)

Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) Hudeybiye’de kalacağı günlerde konaklayacağı çadır, Mekke’deki Harem bölgenin dışına kurulmuştu. Fakat Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), namazlarını Harem bölgesinin sınırları içine giriyor, öyle kılıyor ve kıldırıyordu. Bu hassasiyetin ana sebebi, Harem sınırları içerisinde yapılan ibadetin daha faziletli olmasıydı. Böylece Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), mekanın kutsiyetini dikkate alma şuurunu […]

Hudeybiye’ye Yağan Yağmur ve Tevhid Gerçeği (9 Zilkâde 6 Hicrî)

Umre kafilesi, Mekkeliler engel çıkartınca dün Hudeybiye’ye gelip konaklamıştı. Gece Hudeybiye’de gönülleri ferahlatan bir rahmet yağmış, böylelikle kuruyan otlara can gelmiş, susuzluktan bitkin düşen haşerata da ümit olmuştu. Mü’minler için de bu, rahmet-i ilahîyenin bir tezahürü anlamına geliyordu. Ancak herkes aynı ölçüde hassasiyet gösteremiyor ve tam zamanında gelen bu bereketi, sebeplere izafe ederek onu gerçek […]

Bedir’den Medine’ye Hareket (9 Zilkâde 4 Hicrî)

Ebû Süfyan’ın Uhud’dan ayrılırken yaptığı “Bedir’de buluşalım ve vuruşalım” davetine “Olur!” cevabını veren Allah Resûlü ve ashâbı, Zilkâde ayının başında Bedir’e ulaşmıştı. Müslümanların buraya kadar gelmesi çok önemliydi. Zira Uhud’da alınan yaradan dolayı cesaretlenen kabileler, Müslümanlar aleyhine yürüttükleri faaliyetlere hız vermişlerdi. Burada sekiz gün bekleyen Müslümanlar, psikolojik üstünlüğü tekrar ele geçirmişlerdi. Çünkü Ebû Süfyân ve […]

Allah Resûlü (sas) Hudeybiye’de (8 Zilkâde 6 Hicrî)

Umre yolculuğu devam ediyordu. Nihâyet, Hudeybiye denilen mevkiye yaklaştıklarında, hiç beklemedikleri bir durumla karşı karşıya kaldılar. Kasvâ çökmüş, her türlü çabaya rağmen bir türlü ayağa kalkıp yürümüyordu. Kasvâ’nın çökmesine ve ashâb-ı kirâmın onca gayretlerine rağmen bir türlü hareket etmemesine Allah Resûlü de bir anlam verememişti. Ashâb-ı kirâm: – Kasvâ inat etti, dediklerinde hemen: – Hayır! […]