Efendimiz’in (sas) Gençleri Yetiştirdiği Eğitim Yuvaları

Efendimiz’e (sallallahu aleyhi ve sellem) -hem Mekke’de hem de Medine’de- başta ilkler olmak üzere iman edenlerin büyük çoğunluğunu gençler oluşturuyordu. Bu gençlerin hepsi de Cahiliye adetlerinin şekillendirdiği aile ve çevre ortamından geliyorlardı. Doğup büyüdükleri evlerinde, sokağa hâkim olan yaşantıda, oyun ve eğlencelerde daha da ötesi Kâbe ve çevresinde tevhid, ahlak ve adalet ile bağdaşmayan birçok […]

Efendimiz (sas), Gençlerle Geleceğe Yürümüştür!

Firavun, Mısır halkını ve bütün usta sihirbazlarını bir meydana toplamıştı. Maksadı, Hz. Musa’yı (aleyhisselâm) mağlup etmek, toplum nezdindeki konumunu ve itibarını korumaktı. Firavun, mahir sihirbazlarına; sihirbazları, hünerlerine; Hz. Musa da Allah’a güveniyordu. Müsabaka, sihirbazların hünerlerini sergilemeleriyle başlamış ve büyülenen gözler, Hz. Musa’ya dönmüştü. O ise Allah’a dayanarak asasını meydana atıvermişti ki inayet-i ilahî ile bir […]

Ümmü Eymen: Efendimiz’e (sav) Adanmış Bir Ömür

Gençliğinin başındaydı ilerde Ümmü Eymen olarak tarihe geçecek Bereke Bint-i Sa’lebe. Siyahi ve Habeş asıllıydı. Kâbe’yi yıkmak için yola koyulan Ebrehe, orduya bazı kadınları da dahil etmişti ki onlardan birisi de Bereke idi. Hem Ebrehe hem de o, başlarına geleceklerden habersiz Mekke’ye doğru ilerliyorlardı. Bereke şimdilik bilmese ve bin bir endişe içerisinde ilerlese de Cenâb-ı […]

Hicret, Entegrasyon ve Asimilasyon (2)

İlim ve Kültür Merkezleri Hicret yurdu Medine, Mekke’den farklı olarak birçok inancı ve kültürü içinde barındırıyordu. Yüzlerce yıldır burada yaşayan Yahudi kabileleri, kendilerine ait bir kültür, sokak hayatı ve zengin bir dünya inşa etmişlerdi. Bu baskın kültür ve güçlü iktisadi ortamdan etkilen Arap kabileleri çocuklarını, okuma yazma, dil, sanat ve zanaat öğrenmeleri için küçük yaşta […]

Hicret, Entegrasyon ve Asimilasyon (1)

Hicret yurduna uyum sağlamaya çalışırken Muhacirleri bekleyen sorunlardan birisi de karşılaştıkları farklı kimlik, kültür ve inançlar karşısında zamanla özünden uzaklaşma ve kendi değerlerine yabancılaşma problemidir. Özellikle Batı dünyası gibi maddi refahın üst seviyede seyrettiği, eğlence anlayışının sınır tanımadığı ve ahlakî değer yargılarının çok farklı olduğu bölgelerde Muhacirlerin, inanç, ibadet, ahlak ve aile hayatlarını istikamet üzere […]

Biri Bin Yapan Değerler

Ömrün hamd, huzur ve ihsan dolu geçmesi, ölümün ötelerdeki rıza yamaçlarına geçiş kapısı olması adına bazı hayati hususlar ve değerler vardır. İman, ahlak, vefa, takva, sevgi, saygı, sadakat, hayır, afiyet ve adalet belki ilk akla gelenler. Onlardan bir tanesi de içine girdiği her şeye ayrı bir derinlik, zenginlik, enginlik ve genişlik katan “bereket”tir. Lügat anlamı […]

Kıtalara Sığmayan Ruh: Ukbe İbn-i Nâfi

Bedir öncesi, Sa’d ibn-i Muaz, Ensar’ın hissiyatına tercüman olur: “Biz, seninle beraber düşmanla yaka paça olup göğüs göğse kavga edeceğiz. Ey Allah’ın Resûlü! Sen, Allah’ın dediğine bak ve yolunda yürü, biz sana tâbiyiz.” Kısa bir zaman sonra Ukbe ibn-i Nâfi’nin gür sesi Atlas okyanusunun sahillerinde tarihi bir çığlık olur yankılanır: “Allah’ım! Bu karanlık deniz önüme […]

Efendimiz’in (sas) Kararlarında Kamuoyunu Dikkate Alması

İnsanların bir hususla alakalı duygu, düşünce, tercih ve muamelelerinde, yaşadıkları ana, döneme ve topluma hâkim olan fikirlerin, algıların, önyargıların kısacası kamuoyunun büyük yeri ve etkisi vardır. Zira zihinlerde kalan iz, bakış açısına, kararlara, eylem ve söylemlere doğrudan etki etmektedir. Hatta günümüzde bu husus, fert ve toplumlar üzerinde yürütülen psikolojik/soğuk savaşın ve reklam endüstrisinin en önemli […]

Ashâbın Korkuyla İmtihanı ve Nebevî Duruş

Fert ve cemiyetlerin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan birisi, insandaki korku hissidir. Zira zalimler, münafıklar ve art niyetliler, insanın tercih, duruş, karar, eylem ve söylemleri üzerinde çok etkili olan bu duyguyu daima suiistimal eder; onları hak ve hakikatten uzaklaştırmaya çalışırlar. Böylece korkakları gemleyip susturma hatta kendi emelleri istikametinde koşturma fırsatını elde ederler. Yaptıkları konuşmalarla, […]

Mekkelilerin Mahalle Baskısı, Tecrit ve Hicret

“Yerleşik” olanın “yeni” ile kavgası, neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Zira fert ve cemiyetler, farklı duygu, düşünce ve fikirleri kabullenmede zorlanırlar. Özellikle örf, adet ve kabullerine ters; yaşadıkları günlük hayata dokunan gelişmeler karşısında hemen teyakkuza geçerler. Mesafeli yaklaşım, çok geçmeden yerini tahammülsüzlüğe bırakır. Geleneklerine zıt gördükleri yeniliklere hayat hakkı tanımadıkları gibi onu temsil edenlere de […]