İlim ve Hikmet Pınarı: Hz. Abdullah İbn-i Mesud (ra)

Allah Resûlü vefat ettiğinde Hz. Abdullah İbn-i Mesûd (radıyallahu anh) 41 yaşındaydı. Bedenen kısa boylu, zayıf ve zarif bir insandı. Bir gün Allah Resûlü kendisinden ağaca çıkıp meyve toplamasını istemiş ve bu esnada bacaklarının çelimsizliğini gören bazıları gülüvermişti. Bunun üzerine Allah Resûlü, “Ne gülüyorsunuz? Abdullah’ın tek ayağı, kıyamet günü mizanda Uhud’dan daha ağırdır!” buyurmuştu. Bu […]

Asr-ı Saadet’te Manipülasyon Girişimleri

Toplumlar, tevhitten uzaklaşıp şirke ve inkara, haddi aşıp ahlaksızlığa ve haksızlığa, helalleri unutup haramlara dalınca onları uyarmak ve ıslah etmek için peygamberler gönderilmişti. Fakat çoğu zaman bu fasit sistemi inşa ve idare edenler, toplumların bu halinden şahsi menfaat ve konum devşirenler, peygamberlerin getirdiği tevhit, nübüvvet, ahlak, adalet ve ahiret anlayışından rahatsız olmuşlardı. Hatta nübüvveti, siyasi […]

Nebevî Bir Metot: Kişiye Özel Eğitim

İnsanların karakteri, ruhî ve zihnî kabiliyetleri birbirinden farklıdır. Bu açıdan her insan, müstakil bir âlemdir. Dolayısıyla toplu eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yanında kişisel donanım farklılıklarının gözetilmesi ve her insanın şahsi hususiyetlerine göre de birebir ele alınması gerekir. Allah Resûlü de insanların karakter ve kabiliyetlerindeki bu farklılığa üç ayrı benzetmeyle işaret etmiş ve eğitimde, kişiye özel hal ve […]

Efendimiz’in (sas) Yetiştirdiği Prototip Gençler (3): Abdullah İbn-i Mes’ûd (ra)

Çocuk yaşta yetim kalan Abdullah İbn-i Mes’ûd, annesi Ümmü Abd’e destek olma adına ücret karşılığı Ukbe İbn-i Ebî Muayt’ın sürülerine çobanlık yapıyor; yarınlarından habersiz Mekke’nin bir vadisinde koyun otlatıyordu. Kendisine yaklaşan iki kişi “Ey delikanlı! Yanında bize ikram edebileceğin süt var mı?” diye sormuştu. O ise, “Evet, var! Lakin ben emanetçiyim ve mal sahibinden izinsiz […]

Nebevî Eğitimin İlkeleri (3): “MÜSAMAHALI OL!”

Sevgi ve şefkâtin, eğitime, insanî muamele ve münasebetlere kısacası hayata yansımalarından birisi de müsamahadır. Müsamaha, hiç kimseyi hor görmemek, hatalarından dolayı ayıplamamak, aşağılamamak bilakis yanlışları örtmek ve affetmek, onların yerine mülayemetle doğruları inşa etmeye çalışmak ve farklı inanç ya da görüş sahiplerine karşı dengeli davranmaktır. Müsamaha, Allah Resûlü’nün örnek ahlakının özüdür. Ve bu erdem hem […]

En Büyük Fetih ve İlk Katliam (Şaban Hicrî 8)

En Büyük Fetih: Hudeybiye Medine’den umre niyetiyle hareket eden Müslümanların yolu, Mekkeliler tarafından kesilince Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm), Hudeybiye’de diplomasiyi devreye sokmuş ve uzun süren gelgitler sonucu onlarla bir anlaşma imzalamıştı. İlk bakışta Müslümanlar aleyhine ağır maddeler içeriyor gibi gözükse de bu anlaşma, bölgede huzura vesile olmuş ve Müslümanlar, on dokuz yıl sonra Mekke tehlikesinden uzak […]

Nebevî Eğitimin İlkeleri (2): “SEV VE ŞEFKATLİ OL!”

Eğitimin mayası ve temel esası sevgidir. Şefkat de sevginin hayata yansımış ve eyleme dönüşmüş halidir. Bu yönüyle rahmet/şefkat, sevginin meyvesi, sevgi de merhametin çekirdeğidir. Bu iki temel dinamik olmadan eğitim ve öğretim düşünülemez. Zira kalp ve duygulara ilave zihni, muhakemeyi açan ve güçlendiren, hafızayı besleyen ve kuvvetlendiren en etkili iki temel dinamik sevgi ve şefkattir.  […]

Nebevî Eğitimin İlkeleri (1): “SAKİN OL!”

Allah Resûlü’nün, çocuk ve gençlerin eğitiminde, ashabının yetiştirilmesinde takip ettiği birçok ilkeler vardır. Bunlardan bir tanesi de yapılan yanlışlar karşısında hatayı büyütmeme, yanlış bir yola girmeme, iletişim köprülerini yıkmama, doğru davranışı öğretme ve muhatabı kazanma adına “sakin olma ve sükûneti koruma” ilkesidir. Bu yaklaşımın bir adı da “teenni”dir. Teenni, acelecilikten ve öfkeden sakınmak; hilm, vakar, sabır, […]

Dûmetu’l-Cendel Seriyyesi (Şaban Hicrî 6)

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Hazreti Abdurrahman İbn-i Avf’ı çağırdı ve: “Hazır ol! Bugün veya yarın seni inşallah bir seriyyeye göndereceğim!” buyurdu. Sonra o gece onu, yedi yüz kişiyle birlikte Dûmetu’l-Cendel’e gönderdi ve o bölgede yaşayan insanları İslâm’a davet edip dönmesini emretti. Dûmetu’l-Cendel‘e varan Hazreti Abdurrahman (radıyallahu anh) üç gün boyunca o civardaki kabileleri İslâm’a davet […]

Turabe Seriyyesi (Şaban Hicrî 7)

Hevâzin kabilesinin bazı kollarının Medine’ye saldırmak için Turabe’de toplanmaya başladığını haber alan Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Hazreti Ömer’i (radıyallahu anh) otuz kişilik bir birlikle Turabe’ye gönderdi. Birlik, gündüz gizlenip gece hareket etti. Turabe’ye vardıklarında onların dağıldıklarını gördüler. Bunun üzerine Hazreti Ömer’e (radıyallahu anh) Has’am üzerine saldırı düzenleye biliriz teklifinde bulunuldu. Fakat o, Peygamber Efendimiz’den […]