Uhud ve Kur’ân’ın Çizdiği Yol Haritası (2)

Yeis, Sizi Teslim Almasın! Uhud’da ve ondan dört ay sonra aynı hafta içinde verilen seksene yakın şehide rağmen ashab-ı kiram asla ümitsizliğe düşmemiş ve yılgınlığa kapılmamıştı. Zira onlar Uhud’un hemen akabinde gelen ayetlerde kendilerine verilen ilkeleri, duygu, düşünce ve hayatlarına hâkim kılmış ve temel hareket stratejisi olarak benimsemişlerdi: “Zorluklar karşısında gevşeyip asla yılgınlığa düşmeyin, bu uğurda […]

Uhud ve Kur’ân’ın Çizdiği Yol Haritası (1)

Uhud’da şehit düşen yetmiş sahabeden dört ay sonra, Reci’ ve Bi’ru Maûne’de Lihyanoğulları ve Hüzeyloğullarının ihanetine uğrayan mü’minler, toplam yetmiş sekiz şehit daha vermişti. Üstelik bu şehitler sıradan insanlar değil kurra, hafız/mürşid hülasa maddi manevi donanımlı kimselerdi. Ortada büyük bir dram vardı; her eve ateş düşmüştü. Bu tabloyu fırsat bilen ve tamamen düşmanlığa kilitlenen müşrikler, […]

Bir İhanetin Anatomisi (2): “Bi’ru Maûne Olayı”

Uhud sonrası Safer ayında yaşanan Reci’ vakasıyla aynı hafta içerisinde gelişen olaylardan bir tanesi de, “Bi’ru Maûne” olarak bilinen vakadır. Lihyanoğullarının Peygamberimiz’e gelip irşat için muallim istedikleri günlerde, Âmiroğullarının kahramanlarından ve onların reisi Âmir İbn-i Mâlik de Medine’ye gelmiş ve Resûlüllah’ı ziyaret etmişti. Âmir gelirken eli boş da gelmemiş iki at ve iki deve de Efendimiz’e […]

Tuzak Teklifler ve Efendimiz’in Din ve Vicdan Hürriyeti Açılımı

Allah Resûlü, Kâbe’yi tavaf ediyordu. Bu esnada Mekkeli müşriklerin ileri gelenlerinden Velîd İbn-i Muğîre, Âs İbn-i Vâil, Esved İbn-i Abdilmuttalib ve Ümeyye İbn-i Halef de metâf alanına girmiş ve O’na yaklaşmaya başlamışlardı. Genel tavırlarından yeni bir teklifte bulunacakları da belliydi. Nitekim O’nu durdurmuş ve konuşmak istedikleri bir mesele olduğunu söylemişlerdi. Allah Resûlü “Buyurun! Sizi dinliyorum!” […]

Bir İhanetin Anatomisi: Recî’ Olayı

Uhud’da Müslümanların yaşadığı büyük sarsıntıdan cesaret alan çevredeki putperest kabileler, yeni planlar yapmaya başlamıştı. Bununla Mekke müşriklerinin daha da gözüne girmek ve onlara yakınlaşmak istiyorlardı. Attıkları adımlarla, plan ve projeleriyle hakkın yanında değil gücün tarafında olduklarını/olacaklarını ortaya koymaya başlamışlardı. Adeta ihanet yarışına girmişlerdi. İşte bu yarışta ilk kurdukları pusu ve arkadan vurma eylemi Recî’ vakasıdır. […]

İdealleri İle Asr-ı Saadet Gençleri (2)

Hak ve Hakikati İkâme Asr-ı Saadet gençlerinin bir hedefi de hakkı ikâme etmekti. Onlar, çerçevesi şahsi çıkar hisleri ile örülü Cahiliye kültürü içinde hayata gözlerini açmış; zulüm ve haksızlığın her türlüsünü duymuş, görmüş ve yaşamışlardı. Fert, aile, toplum ve idare adına hak ve hürriyetlere saygının, muamele ve münasebetlerde adaletin ve güzel ahlakın, nasıl hayati bir […]

Kardeşliğe Kıymamak İçin! (2)

Kardeşine Sövme!  İctimaî hayatta kardeşliğe; birlik ve beraberliğe zarar veren ve toplumda kavga ve düşmanlıkların oluşmasına sağlayan bir husus da kötü sözler ve sövmedir. Cenâb-ı Hak, bu tür sözleri sevmediğini şöyle ifade eder: “Allah, zulme (haksız itham ve iftiralara) uğrayanların (hakim karşısında konuşup hakkını savunması dışında) kötü sözün (ve çirkin işlerin) açığa vurulup söylenmesini sevmez…” Böylece O, toplum içinde […]

Kardeşliğe Kıymamak İçin!

Allah Resûlü, “kardeşliği” besleyen ve pekiştiren davranışları talim buyurduğu gibi buna aykırı tavır, davranış ve yanlışlara karşı da telkinlerde bulunmuş; “kardeşliği” özel koruma altına almıştır. O, bu emir ve tavsiyeleriyle mü’minlerin can, mal ve şahsiyetlerini teminat altına aldığı gibi her çeşit hukuksuzluğun önüne geçmiş, onlar arasında hakkaniyet ve adaleti de ikame etmiştir. Bu çerçevede O […]

Allah Resûlü’nün “Can Kaybı” İmtihanı

Dünya hayatının en hazin gerçeği, ölüm ve gün geçmiyor ki birisinin ölümünü haber almayalım. Alıp da yakınlığımız, tanışıklığımız ve kalbimizde ki merhametin canlılığı oranında bir hüzün yaşamayalım. Zira ölüm, sözün bittiği yer ve sevdiklerini kaybetmek, insanlar için büyük bir musibet. Cenâb-ı Hak, “Biz mutlaka sizi biraz korku ile, biraz açlık ile, yahut mala, cana veya […]

Cennete Doğru Bir Yürüyüş: Hasta Ziyareti

İmtihanlarla dolu dünya hayatının bir gerçeği de hastalıklardır. Ve insanlar, hastalandıklarında tedavi sürecinde her türlü tıbbî tedbirin yanında ilgi ve alakaya, moral ve motivasyona, manevi desteğe de ihtiyaç duyarlar. Bu noktada “hasta ziyareti”, sıla-i rahmin, kardeşliğin ve komşuluğun hakkını verme, insanların iyileşme süreçlerine katkıda bulunma, yalnızlık, ümitsizlik, karamsarlık, isyan ve hatta intihar duygularına kapılmalarının önüne […]