Kardeşliğe Kıymamak İçin!

Allah Resûlü, “kardeşliği” besleyen ve pekiştiren davranışları talim buyurduğu gibi buna aykırı tavır, davranış ve yanlışlara karşı da telkinlerde bulunmuş; “kardeşliği” özel koruma altına almıştır. O, bu emir ve tavsiyeleriyle mü’minlerin can, mal ve şahsiyetlerini teminat altına aldığı gibi her çeşit hukuksuzluğun önüne geçmiş, onlar arasında hakkaniyet ve adaleti de ikame etmiştir. Bu çerçevede O […]

Allah Resûlü’nün “Can Kaybı” İmtihanı

Dünya hayatının en hazin gerçeği, ölüm ve gün geçmiyor ki birisinin ölümünü haber almayalım. Alıp da yakınlığımız, tanışıklığımız ve kalbimizde ki merhametin canlılığı oranında bir hüzün yaşamayalım. Zira ölüm, sözün bittiği yer ve sevdiklerini kaybetmek, insanlar için büyük bir musibet. Cenâb-ı Hak, “Biz mutlaka sizi biraz korku ile, biraz açlık ile, yahut mala, cana veya […]

Cennete Doğru Bir Yürüyüş: Hasta Ziyareti

İmtihanlarla dolu dünya hayatının bir gerçeği de hastalıklardır. Ve insanlar, hastalandıklarında tedavi sürecinde her türlü tıbbî tedbirin yanında ilgi ve alakaya, moral ve motivasyona, manevi desteğe de ihtiyaç duyarlar. Bu noktada “hasta ziyareti”, sıla-i rahmin, kardeşliğin ve komşuluğun hakkını verme, insanların iyileşme süreçlerine katkıda bulunma, yalnızlık, ümitsizlik, karamsarlık, isyan ve hatta intihar duygularına kapılmalarının önüne […]

Kardeşlik Hakkı İçin! (2)

Kardeşine Tevâzu ve Şefkat Kanatlarını Ger! Rahmeti sonsuz Allah (celle celâluhu), “Sana tabi olan müminlere kol kanat ger!” buyurur ve Peygamber Efendimiz’e (aleyhissalâtu vesselâm) mü’minlerle olan ilişkilerinde tevazu ve şefkati esas alması gerektiğini talim eder. O da bu hususta o kadar hassasiyet gösterir ki “…Kalbi müminler üzerine titrer, onlara karşı pek şefkatli ve merhametli” davranır. Aslında bu, Allah Resûlü’nün […]

Efendimiz’in (sas) Eğitim Felsefesi (3): Donanıma Dikkat

Kur’ân ve Sünnet’in eğitim anlayışında insan bir bütün olarak ele alınır ve eğitim; irade, akıl, ruh, kalp, nefis, his ve vicdana hitap eder. Fert, aile, toplum ve medeniyete rehberlik yapar. Duygu, düşünce, niyet ve nazara istikamet kazandırır. İnsanlara sahip oldukları kabiliyet, imkân ve potansiyelleri en doğru ve düzgün şekilde kullanma yollarını öğretir. Onlara, “benliklerini”, ilim, […]

Kardeşlik Hakkı İçin! (1)

Cahiliye Arapları kabileler halinde ve bir kısmı itibarıyla da göçebe hayatı yaşıyorlardı. Akrabalık bağlarının çok güçlü olduğu bu topluluklarda kabileler arası savaşlar, iktidar ve hakimiyet kavgaları büyük kaos ve kargaşaya, kan davalarına sebebiyet veriyordu. Güçlü ve kalabalık kabileler, zayıflara saldırıyor, eli kılıç tutanlar öldürülüyor, malları yağmalanıyor, kadınları ve çocukları esir ediliyordu. Aralarında birliği, beraberliği, adaleti, […]

İki Hicret ve (Mekkeli) Zalimlerin Karakteri

Tevhit ve nübüvvet tarihi boyunca hak dinin ve davanın karşısına dikilen, zulmeden ve azgın kalabalıklara önderlik eden kişilerin ve zümrelerin, belli başlı karakter özellikleri vardı. Kur’ân bazen doğrudan bazen de açık uçlar bırakarak bu hususa, Firavun, Nemrut ve azgınlıklarından dolayı helak edilen kavimler üzerinden dikkat çeker. Hatta Kur’ân, “De ki: Herkes kendi mizaç ve karakterine […]

Mü’min Neye Benzer?

İslam’ın ilk muhatapları, farklı kimliklerden (mü’min, müşrik, münafık, münkir ve ehl-i kitap gibi) oluşuyordu. Ve bu kimliklerin karakterleri, zihin kodları, hayat ve hareket felsefeleri, psikolojileri, bakış açıları, niyet ve hedefleri, duygu ve düşünceleri, tavır ve davranışları, söz ve eylemleri, hadiseler karşısında duruşları, iş, muamele ve münasebet ahlakları arasında büyük ve önemli farklılıklar vardı. Allah Resûlü, […]

Takdir Edici Yoldaş Olma Sünneti

İslam’da, müminler Allah’ın kulu, Resûlüllah’ın ümmeti birbirlerinin de kardeşidir. İmana dayalı bu kardeşlik esası, en yakın dost ve en güzel takdir edici yoldaş olmayı da beraberinde getirir. Bediuzzaman’ın ifadesiyle bu özellik mesleğimizin/meşrebimizin gereğidir: “Mesleğimiz halîliye olduğu için, meşrebimiz hıllettir. Hıllet ise en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmert kardeş olmak […]

Nebevî Eğitimin İlkeleri (11): “HATAYI, YÜZE VURMA!”

Eğitim ve öğretimde sıkça karşılaşılan yanlış muamelelerden birisi de muhatabın hatalarını yüzüne vurmak ve onu utandırmaktır. Birçok anne/baba ve muallim böylece onları terbiye ettiklerini ve geleceğe hazırladıklarını düşünürler. Halbuki insan, nisyanla malul bir varlıktır. Unutkanlığı, gafleti, aceleciliği ya da çeşitli zaaflarından dolayı hata edebilir. Allah Resûlü’nün beyanıyla “Her insan hata yapabilir. Ancak hata yapanların en hayırlısı […]